IMF de hukuk devleti uyarısı yaptı
Türkiye darbe gündemine hapsolmuşken Çin’de G-20 bakanlar toplantısı yapıldı. Sonbaharda yapılacak G-20 zirvesi öncesinde global ekonominin gidişi ve buna karşı G-20’nin neler yapabileceği konuşuldu.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma kararı sonrasında yapılan ilk G-20 toplantısı olduğu için toplantıya damga vuran konu başlıklarından birisi buydu.
ABD’nin faiz artırım sürecine girmiş olmasının etkileri, gelişmekte olan ülkelere fon akışının yavaşlamasının yarattığı sarsıntılar, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve yapısal dönüşüm sorunlarının sonuçları, Euro bölgesindeki sorunlar, düşük emtia fiyatlarının yarattığı ters etkiler, göç ve terör sorununun faturaları yine gündemde olmaya devam etti.
Tüm bu risk faktörlerinin etkisi ile IMF, dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini yine düşürmek zorunda kaldı. IMF son dönemde yılın değişik dönemlerinde yaptığı her hesaplamada, büyüme tahminlerini bir öncekine göre biraz daha aşağı çekerek kötümserleşiyor.
IMF Temmuz 2016’da yaptığı hesaplamada da dünya ekonomisine ilişkin 2016 ve 2017 büyüme hızı tahminlerini 0.1’er puan daha düşürerek sırasıyla yüzde 3.1 ve yüzde 3.4 seviyesine çekti. Bir önceki tahminin sadece birkaç ay önce nisanda yapılmış olduğunu dikkate alırsak 0.1 puanlık düşüşün önemi daha da artıyor.
IMF bu arada Türkiye için yaptığı 2016 büyüme tahminini değiştirmedi ama 2017 tahminini nisan ayında yaptığı tahmine göre 0.2 puan düşürdü. IMF’nin Türkiye için yaptığı büyüme tahminleri 2016 için yüzde 3.8, 2017 için yüzde 3.2.
IMF’nin bu toplantı gündemi için zemin olacak şekilde hazırladığı raporlarda global ekonomi için alınması gereken önlemlere ilişkin öneriler yer alıyor. Bu raporda ülkelere ilişkin öneriler de yer alıyor.
Türkiye’ye ilişkin tesbit ve öneriler ise şöyle:
* Yüksek oranda cari açık ve fazla veren ülkelerin dengeleme adımlarının yetersiz olmasının yaratacağı risklerden söz edilirken Türkiye uluslararası yatırım pozisyonu açığı en yüksek ülkeler arasında sayılıyor.
* Sermaye akımlarının terse dönmesine karşı yeterli hazırlığın yapılmamış olduğundan bahsederken Türkiye yükselen piyasalar içinde şirket borçları ciddi ölçüde yüksek ülkelerden birisi olarak gösteriliyor.
* İşgücünün yetenekleri alanındaki uyumsuzlukların giderilmesi için eğitimde reform yapması gereken ülkeler arasında Türkiye de sayılıyor.
* IMF raporunda Türkiye’nin güvenlik, hukukun üstünlüğü ve yargı sistemini de geliştirmesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye ile birlikte bu uyarının yapıldığı iki ülke daha var: Meksika ve Rusya.
Türkiye güvenlik, hukukun üstünlüğü ve yargı sistemindeki sorunlar yüzünden IMF raporlarına bile girerken şimdi bir de 15 Temmuz sonrası soru işaretlerini daha da artıran yeni bir sürece giriyor. Sadece IMF değil, kredi derecelendirme kuruluşlarından uluslararası fonlara ve yatırımcı şirketlere kadar herkesin gözü buraya odaklanmış durumda.
Tüm bunların, dünya ekonomisinde risklerin arttığı ve büyüme tahminlerinin aşağı çekildiği bir zamana denk gelmesi Türkiye’nin işini daha da zorlaştırıyor.
Türkiye bu zorlukları ancak demokratikleşme yoluna girerek, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğünü garanti altına alarak, çözüm sürecini yeniden başlatarak, özgürlük ortamını genişleterek alt edebilir. Tersinin maliyeti ise çok ağır olur.