IMF araştırmacılarına göre: Ekonomik toparlanma kredi olmadan da mümkün,
Çok sayıda analist ekonomik toparlanmanın başlamış olabileceğini ileri sürerken, bir başka çoğunluk da gelişmiş ülkelerin finans sistemlerindeki sorunların resesyonu uzatacağını ifade ediyor. Kredi artışı ve konut sektöründe hareketlenme olmaksızın, ekonomik aktivitenin canlanması söz konusu olabilir mi?
IMF Araştırma Departmanı Direktör Yardımcısı Stjin Claessens, IMF Araştırma Departmanı Finansal Çalışmalar Bölümü Ekonomisti M. Ayhan Köse ve IMF Araştırma Departmanı Dünya Ekonomik Çalışmaları Bölüm Şef yardımcısı Marco E. Terrones tarafından yapılan analiz, "ekonomik düzelmenin kredi olmadan da mümkün olabileceğini, fakat yavaş ve yüzeysel olacağını" ortaya koyuyor. Üç uzman tarafından, 1960 -2007 seneleri arasında 21 OECD ülkesinde meydana gelmiş olan kredi krizleri, resesyonlar, emlak ve borsa iflasları dikkate alınarak yapılmış olan analiz şu noktalara yoğunlaşıyor:
Son ekonomik göstergeler, ekonomik düzelmenin başladığına yönelik spekülasyonları artırırken, Krugman gibi hâlâ kötümserliğini koruyan ekonomistler de var. Çok sayıda finans sistemi hâlâ sağlıklı bir konuma ulaşabilmiş değil, oysa çok sayıda uzman ekonominin toparlanmaya başlaması için finans sistemlerinin sağlıklı olması gerektiğini ileri sürüyorlar.
Yaşadığımız resesyonun kredi krizi ve emlak fiyatlarındaki çöküşün bir araya gelmesinden dolayı özel bir yapıya sahip olduğunu ifade eden uzmanlar, bu resesyonun kaynağının kredi krizi veya hisse fiyatındaki düşüşe mi bağlı olup olmadığını belirlemeye çalışmışlar öncelikle. Ortaya çıkan sonuç ise, resesyonun yaklaşık bir sene öncesinde finans krizinin yaşanıyor olması.
Resesyon kredi krizinden altı ay önce bitiyor
Peki kredi olmaksızın ekonomik toparlanma söz konusu olabilir mi? Tarihi kanıtlara bakıldığında, bu sorunun cevabı evet. Yapılan araştırma, ortalama olarak resesyonun kredi krizinden iki çeyrek (altı ay) önce bittiğini; emlak fiyatlarının dibe inmesinden ise dokuz çeyrek sonra bittiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre bu şaşırtıcı bir sonuç değil. Finans krizleri ekonomik resesyonlardan daha uzun sürüyor. Özellikle de kredi krizleri ve hisse senedi fiyatlarında yaşanan çöküşler resesyonlardan iki kat daha uzun; konut fiyatlarında yaşanan çöküşler ise üç kat daha uzun sürebiliyor. Kredi krizine bağlı resesyonlarda ise, kredi daralmaya devam ederken, reel ekonomi toparlanmaya başlayabiliyor. Kredi olmadan gerçekleşen ekonomik toparlanma sadece OECD ülkelerine ait bir durum değil. Gelişmekte olan ekonomiler için de söz konusu.
Kredi yoksa, tüketim unsuru ön plana çıkmalı
Kredi oranlarının artması ve hisse senedi fiyatlarında yükselme olmadan ekonomik toparlanmanın gerçekleşebileceğine dair yapılan öngörü tabi ki şu soruyu da beraberinde getiriyor: Kredi olmadan ekonomik toparlanmayı tetikleyen ne? Uzmanların bu soruya verdikleri cevaplar şöyle:
- Ekonomik toparlanmayı tetikleyen birinci unsur, tüketim. Özellikle de özel tüketim ekonomik toparlanma için en önemli unsur.
- İkinci unsur, firma ve hanelerin ticari bankalar dışındaki kaynaklardan finansman sağlayabilecek olmaları.
- Üçüncü unsur ise, daha az kredi gerektiren sektörlere yönelmek.
Yavaş ve yüzeysel bir toparlanma
Uzmanlar, tüketim artsa da, yatırımların geriden geldiğini ifade ediyorlar. Ekonomik toparlanmanın yavaş ve yüzeysel olduğuna dikkat çekiyorlar. Kredi krizi ve konut fiyatlarındaki çöküşün ardından ekonomik toparlanmanın diğer krizlere oranla daha zayıf olduğunu da belirtiyorlar. Araştırmanın sonuç cümlesi ise şöyle: "Finans sektöründe ve konut piyasalarındaki sorunlar anlaşılır reformlar ve iyi tasarlanmış para ve vergi politikaları ise düzeltilmeden, küresel ekonominin yakın gelecekte eski büyüme trendini yakalaması çok zor."