IMF anlaşmasının uzaması kırılganlığı artırır

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

IMF anlaşmasının uzaması kırılganlığı artırır

 Serhan Yenigün / FinansInvest

Mart ayından itibaren küresel finans piyasalarında ve yurtiçinde fazlasıyla hissedilen yüksek risk iştahı ve aşırı iyimserlik, son dönemde gücünü kaybetmiş durumda. Yurtdışında, makro verilerin önceki dönemdeki dengeli toparlanma görüntüsü yerini daha karışık sinyallere bırakıyor. Kısa vadede etkili olabilecek gündelik haber akışı şimdilik yurtdışı piyasaları canlı tutsa da, ekonomik toparlanma ve sonrasında hızlı büyüme senaryolarının zayıflaması ABD ve Avrupa piyasalarında da iyimserliği sınırlıyor. Asya ve özellikle Çin kaynaklı veri akışının ve Çin'deki toparlanmanın bölgede lokomotif etkisi yaratabileceği yorumlarının öne çıktığı bu dönemde risk iştahının daha ne kadar gücünü koruyabileceğini hep birlikte göreceğiz.

Yurtiçinde ise, IMF sürecinin beklendiği gibi Ekim ayında netleşmeyeceğine dair görüşlerin artması, yüksek 2009 bütçe açığı ve geciken 2010 bütçe takviminin yarattığı endişeler risk yaratıyor. Ekonomik büyüme başta olmak üzere Türkiye'nin makro verilerinde görülen momentum azalması ve diğer bir takım olumsuzlukları da dikkate aldığımızda bir süreliğine defansa çekilmeyi daha doğru bir strateji olarak görüyoruz. Mart ayından bu yana küresel piyasaların neredeyse 3 veya 4 katı performans gösteren TL cinsi varlıkların, yakın vadede yurtdışına göreceli baskı altında kalabileceği ihtimali bizi temkinli olmaya sevk ediyor. Bu dönemde, özellikle IMF gibi güçlü bir çıpadan yoksun kalmasını beklediğimiz Türk Sermaye Piyasaları'nın kırılganlığı daha da yüksek kalabilir.

Uzun vadeli bir perspektifte değerlendirdiğimizde, beklediğimiz zayıflamanın ekonomilerin kötü bir döneme girdiği düşüncesiyle değil de, önceki dönemde hakim olan aşırı iyimserliğin bir düzeltmesi şeklinde yorumlanması, süresinin ve boyutunun da sınırlı kalmasına neden olabilir. Piyasa tepkileri ile ekonomilerin göstereceği performans arasında her zaman bir zaman kayması olacaktır. Piyasaların, ekonomilerin geneline ilişkin beklentileri önceden fiyatlama karakteristiği dikkate alındığında, önümüzdeki yıllara ilişkin sınırlı da olası büyüme beklentilerinin koruması, kısa vadede zayıflaması beklenen aşırı iyimserliğin yeniden güç bulmasına ve daha sağlıklı bir zemine oturmasına neden olabilir. Yakın vadede ise, makro verilere olan ilgi sürecektir. Önceki aylarda beklentilerden iyi gelen ve düzelme gösteren veriler piyasaları pozitif yönde etkilerken bir süreliğine bu dinamiğin güç kaybetmesi beklenebilir. Bu dönemde, özellikle beklentilerden kötü gelen verilerin risk yaratabileceğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017