İmalat fiyatlarındaki değişim iyi şeyler söylemiyor!
Merakla beklenen ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı. Belirsizlik algısındaki yüksekliğe bağlı olarak ciddi bir sürprizden bahsetmek pek olası görünmüyor. Tüketici fiyatlarındaki artış ortalama beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, yurtiçi üretici fiyatlarındaki artış kısmen umulanın gerisinde kalmış. Maliyet kökenli baskıların ciddiyetini koruduğu, tümü ile henüz fiyatlara yansımadığı ve yıllık rakamlar bazında en kötünün henüz yaşanmadığı kanaati oldukça güçlü. Fiyatlama davranışlarındaki genele yayılan bozulmanın, düzelmeye başladığını söylemek te pek mümkün görünmüyor.
Enflasyonla mücadele kampanyasına rağmen fiyatlar artıyor
Ekim ayında tüketici fiyatlarında gözlenen artış yüzde 2,67 olurken yurtiçi üretici konusundaki sıçrama yüzde 0,91 ile sınırlı kalmış; yıllık rakamlar ise sırasıyla yüzde 25,24 ve yüzde 45,01 olarak gerçekleşmiş. Enflasyonla mücadele kampanyasına rağmen yaşanan fiyat artışları, iyimser olunabilmesini zorlaştırıyor. Bu yazıda özellikle imalat sanayi fiyatlarındaki değişim üzerinde durmak ve rakamlara yansımaya başlayan sıkıntıyı açığa çıkarmak istiyoruz.
Yurtiçi Üretici fiyatları içinde en önemli alt grup olan İmalat konusundaki ekim ayı fiyat artışları yüzde 0.17 ile sınırlı kalmış; yıllık rakam ise bir ay öncesine göre gerileyerek yüzde 44,77 seviyesinden yüzde 42,62 düzeyine gerilemiş. Bu durum, maliyet baskılarının yaşanan çok yönlü sıkıntılar nedeniyle fiyatlara yansıyamadığını düşündürüyor ve bir dizi tehlikeyi bünyesinde barındırıyor. Söz konusu fiyat değişikliklerini, büyük ölçüde döviz kurundaki gerileme veya mevsimlik koşullar ile açıklamaya çalışmak ta pek yeterli olamıyor.
İmalat kesiminin kısa vadeli taze finansmana en çok ihtiyaç duyduğu, yılın üçüncü çeyreğinde kredi mekanizmasının çalışmıyor olması çok ciddi sorunlar yaratmış olabilir. Çoğu işletme bu nedenle gümrüğe gelen ara girdileri çekememiş, nakit akım sorunlarının ağırlığı altında çok bunalmış ve maliyet artışlarını fiyatlarına pek yansıtamamış olabilir. Nakit sıkıntısını aşmak adına, stoktan iskontolu satışlara mecbur kalınmış ve bu fiyatlar ile yeni siparişler için birim maliyetler arasındaki makasın açılmış olması, ileride sıkıntı yaratabilir. Daha açık ifade etmek gerekir ise, imalat faaliyetinin sürdürülebilmesi açısından sistemik risk kapsamına giren aşılması zor engeller fiyatlama davranışlarını etkilemiş olabilir.
Bilançolar yıpranıyor kredi itibarını azalıyor
Ekim ayı ihracatındaki yüksek oranlı artış ve geride bıraktığımız hafta içinde iç talebi uyarmak için devreye sokulan dolaylı vergi indirimleri, yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız olasılığı ön plana çıkartıyor. Bu nedenle maliyet artışlarının önemli bir kısmı şimdilik fiyatlara yansıtılamamış olabilir. Bu durum bir açıdan olumlu; maliyetlerin gerilemesi durumunda fiyat katılığına bağlı sıkıntılar pek yaşanmayacak. Fakat olumsuz yönü daha fazla; bu durum bilançoları yıpratıyor, kredi itibarını azaltıyor, faaliyetle ilgili tüm ilişkilere zarar veriyor ve sürdürülebilirliği aksatacak gibi görünüyor.
Maliyet artışlarının devreye gimesiyle fiyatlar ser artabilir
Nakit akım sorunları ortadan kalkmaya başladığında, maliyet artışlarının devreye girmesi ile birlikte sert fiyat artışları yaşanabilir! Eğer durum düzelmez ise ürün arzının daralması, işsizlik artışına katkı ve sorunlu kredi hacminde yaşanabilecek sıçramalar ekonomik kırılganlığı artırabilir. Yeni kur şokları yaşanması durumunda gelişmeler tümü ile kontrol dışına çıkabilir. İmalat cephesindeki sorunlar, kamu kesimi ve mali sektörü de yıpratarak makroekonomik beklentileri olumsuzlaştırabilir.
İmalat konusundaki sıkıntıların bir benzerinin de tarımsal üretim cephesinde yaşanmakta olduğunu unutmamak gerekiyor! Üretimdeki sıkıntıları açığa çıkaran bu tablo, kararlı bir şekilde önce enflasyonun geriletilmesi denilebilmesini zora sokuyor!
Yılsonuna kadar geçerli olacağı açıklanan dolaylı vergi indirimleri ile yeni Ekonomi Programının öngördüğü katı mali disiplin arasındaki ciddi çelişki, geleceğe yönelik belirsizliği artırıyor! Üretimdeki sıkıntıları kısmen de olsa hafifletelim desek enflasyon baskıları güçlü kalmaya devam edecek, demesek bu alandaki yaprak dökümü hızlanacak ve daha ciddi başka maliyetler kırılganlığı artırıyor olacak! Net dış borç ödeyicisi olma olasılığının güçlenmesi ise çözüm üretimini iyice zorlaştırıyor! Boşa koysak dolmuyor, doluya koysak almıyor!