“İlkokuldaki torunumun peynirleri sayesinde…”
Hollanda’dan Tokat’a taşınıp, peynircilik yapan, 71 yaşındaki okurum anlatmış mailinde…
Özetle:
“…Almanya’da ki meslek liselerini yazmışsınız.
Torunum Hollanda’da, normal bir okulda okudu ilkokulu.
Okullarında sera vardı ve öğrenciler sebze eker, yetiştirir, toplardı.
Ayrıca 5’inci sınıftayken, her hafta hayvan çiftliklerine götürüyorlardı.
Ayakkabıları çamurlu, üstü kirli geldiği için kızıyorduk başta.
Sonra, “Süt alın peynir yapacağım evde” demeye başladı.
Sayesinde bütün aile peynirci olduk...”
***
“…4 yıl oldu Türkiye’ye döneli.
71 yaşındayım.
Haftada 600-700 kilo süt toplayıp, peynir ve tereyağı yapıyoruz.
Bunun için, bahçede 25 metrekarelik kapalı, serin ve bakterili oda dahi yaptık…”
***
“…3 kişiyiz.
Sütünü satamayanlara da destek olmuş oluyoruz.
İyi de para kazanıyoruz.
Hollanda eğitim sisteminin torunuma, torunumun da bize katkısı...”
***
“Yaşlı nüfusumuz arttı”, “Bu kadar çalışan, şu kadar emekliye/yaşlıya bakıyor” cümlelerini tekrarlayıp, dertleniyoruz…
Doğru, 65 yaş üstü nüfus 8.8 milyona yaklaştı…
Ama:
Bu nüfusun üçte ikiden fazlası 65-74 yaş arası…
Bunun da üçte ikisi 65-70 yaş arası… (4.5 milyon kişi)
Yani bazı AB ülkelerine göre, “tecrübe endeksli verimlilik çağı…”
VELHASIL
Dün, “…Bugün, her 10 üniversite öğrencisine karşılık, 4.3 kişi meslek eğitimi alıyor Almanya’da” demiştik…
“…1950’li yıllarda, her 10 üniversite öğrencisine karşılık, 75.5 kişi meslek eğitimi almış.” diye de eklemiştik…
Ve bu veriyi, Almanya’nın cari fazlasından satın alma gücüne kadar tüm refah göstergelerinin nedenleri arasında göstermiştik…
***
İşgücü vasfı taşımasına rağmen “iş aramaktan vazgeçen ve/veya yardımla yaşayan milyonları” işsizden saymıyoruz ya…
***
Almanya ve Hollanda örneklerinden sonra: 20 milyon öğrenci haricinde, 4.5 milyonluk 65-70 yaş arası nüfusu “işsizden saymamamız” da, gerçekçi gelmedi…