İlkler

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Murat BERK / Yapı Kredi Yatırım

Yunanistan ile endişelerin had safhada olduğu bir dönemde dahi 2009 sonunda ön plana çıkardığımız ayrışma yatırım temasının örneklerini gördük.

Örneğin bu ortamda Türkiye CDS ve Lira'nın olumlu anlamda ayrıştığına şahit olduk. Türk Lirası son haftanın en iyi performans gösteren gelişmekte olan ülke döviz birimlerinden biri, Türk CDS'leri de en iyi performans gösteren gelişmekte olan ülke CDS'lerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Geçen hafta bir ilk yaşandı ve Portekiz CDS spreadleri ilk defa Türk CDS spreadlerini aşmış oldu. Bu durum Türkiye'nin CDS piyasasındaki algılanışının Portekiz'e nazaran daha az riskli hale geldiğini gösteriyor.

Borç yükü yüksek ülkelerin risk primlerinde sert yükselişler gözlenirken, Türkiye'nin güçlü finans sektörü ve düşük borçluluk oranının verdiği destek ile olumlu ayrışma sağlayabileceğinden sık sık bahsetmiştik..

Daha geniş bir çerçeveden baktığımızda ise tarihsel olarak oynaklığı en yüksek ve küresel risk iştahına en duyarlı piyasalardan olan Türk piyasalarının, küresel kriz boyunca sergilediği göreli olarak istikrarlı seyir, 2010 yılının ilk çeyreğinde de devam etti.

Önümüzdeki dönem bizce yatırımcıların özellikle merkez bankalarının davranışlarına dikkat etmeleri gerekiyor. Merkez bankaları, alışılmadık para politikası önlemlerinden kademeli olarak geri çekilişi gittikçe daha fazla tartışacak gibi gözüküyor. Görünebildiği kadarıyla değişik ortamlarda özellikle piyasalarda oluşabilecek köpüklere karşın daha yüksek bir hassasiyet oluşmaya başladı. Kuşkusuz burada son krizin sebeplerine yönelik bir özeleştiri olmasının yanında bu konularda henüz bir görüş birliği oluşmadı ve belirsizlikler devam ediyor. Öte yandan, dünya faiz düzeyleri açısından daha önemli olan gelişmiş ekonomilerdeki toparlanma yavaş ve kırılgan bir görüntüye sahip olduğu sürece ekonomilere parasal ve mali gevşeme kanalıyla verilen desteklerin bir süre daha korunma olasılığı devam ediyor.

Bu bağlamda Türkiye'de bir ilkin daha yaşandığı tespitinde bulunmak gerekiyor. O da Türkiye'de mali sistemin göreli sağlamlığı sayesinde TCMB'nin, küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerinde yaratabileceği olumsuzlukları sınırlamaya odaklanmasına imkan sağlamış olmasıdır. Faizin durgunluk dönemlerinde düşmesi,  gelişmiş ekonomilerde alışılmış bir olgu olmakla birlikte, Türkiye ekonomisinde ilk defa yaşanmış bir durum olduğunun altını çiziyoruz.

Bu çerçevede  TCMB tarafından açıklanacak olan "çıkış stratejisinin" para politikasında çok önemli değişikliklere sebep olmayacağını düşünüyoruz. Fakat TL likiditesi için alınmış olan önlemlerin (repo ve zorunlu karşılık oranı indirimi) geri çekilmesinin likidite miktarı açısından etkileri olacaktır. Bu etkinin boyutunu ise yapılan açıklama ışığında değerlendirmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz..

Mart 2009'dan beri belirttiğimiz gibi merkez bankaları ve hükümetlerin küresel reflasyon çabalarıyla diplerden toparlanan ekonomiler ve yükselme trendindeki "riskli varlıklar" olan hisse senedi ile gelişmekte olan ülke ve şirket bonoları piyasalarında bizce henüz önemli bir değişiklik görülmüyor. Fakat daha kısa vadede piyasada düzeltme görme ihtimalinin arttığını söyleyebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017