İlk seçime 25 gün kala işdünyasına göre manzara..
Yaşayacağımız üç seçimli maratonun ilk ayağında yer alan Yerel seçimlere 25 gün kala, Anadolu’nun önemli sanayi merkezlerinin oda yöneticileriyle konuşmalar yapıp içinde bulunulan durumu tanımlamalarını istedim. Önce üç tanım yapıp sonra açmalarını rica ettim...
Önce üçlü tanımları aktarayım:
-Demokrasi-hukukun üstünlüğü-istikrar.
-Dedikodular-Seçimler-Sonu gelmeyen çatışma.
-İstikrarsızlık-cari açık-seçimler
-Olan biteni anlayamama-Bitmesini beklediğimiz çatışma ortamı-Hepimize zarar veren söylentiler.
-Hukuksuzluk-İstikrarsızlık-önünü görememe.
-Tedirginlik-belirsizlik-bekle gör.
-Ne olduğunu anlayamama- ne olacağını bilememe-ne sonuç çıkacağını çözememe.
-Kısır politikalar-sıkıntı-ortak değerlere sahip çıkamamak.
Şimdi de bazı söylediklerine aktaralım:
-Bizim şehrimizde artık işadamlarımızın kulakları bu anlaşılmaz konulara kapalı. Herkes işine gücüne bakıyor. Bir araya geldiğimizde dedikodulardan söz eden yok. “İşler nasıl?” diye konuşuyoruz. Sonuçlarda onu gösteriyor. İhracatımızı son ayda yüzde 13.2 artırdık. İlk iki aylık artış hızı da yüzde 10.2.
-On yılda ülke olarak önemli başarılar elde ettik.Biz, ülkenin geleceğine inanıyoruz. Herkes işine batmalı. Üretmeye ihracata devam etmeliyiz. Geçmişte siyasal çatışmalardan çok zarar gördük. İstikrar istiyoruz. Onun bozulmasına fırsat vermeyeceğiz.
-Bir yıldır bir Alman firmasıyla devam eden bir ortak iş konusunda belli bir noktaya geldik, , imzalar attık, o şartlarda devam edersek son gelişmelerle zarara uğrayacağız. Uzun vadeli iş deyip, yeni değerlendirme istedik. Almanlar anlamakta zorlandı. Bu kadar sürede bizi zarara uğratan istikrarsızlığı anlatamadık.
-İçinde bulunduğumuz durum şuna benziyor. Bir kasabada üç hırsız varmış. Kasabaya giriş çıkışı yasaklamışlar. Bütün kasaba zarar görmüş. Şimdi adalet adına, siyaset adına yapılanlardan da bütün ülke zarar görüyor.
-Zaten biz ağır kış yaşıyoruz. Bunun üstüne bir de bu dedikodular, siyasette karşıklı suçlamalar, çatışmalar olunca, kentte işadamlarının dertleri artmış durumda. Elden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz, ama seçimler geçmeden ortalığın durulacağı ve piyasanın normaleşeceğini söyleyemem.
Bir mobilyacı dostum, masa ihtiyacı için görüşen bir arkadaşının, masayı almadan gittiğini, “Hele şu seçimler bir geçsin, ortalık durulsun” dediğini söyledi.
Birinci sayfa özeti: Birçok Anadolu kentinin oda yöneticilerinden kentlarinin içinde bulunduğu durumla ilgili üç tanım yapmalarını önerdim. Ağırıklı olarak olan biteni anlayamama, dedikodulardan doğan tedirginlik ve istikrarsızlık olduğunu belirtiler.