İlk raund Elbruz'un

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]

Takip edenler bilir, bu köşede zaman zaman trafik konusundaki Türkiye'nin eksikliklerine de değinmeye çalışıyorum. Ana konumuz otomotiv endüstrisi olsa da aslında tüm önceliğimizin trafik olması gerektiğini düşünüyorum. Zira, her yıl binlerce insanımızı yollarda bir hiç uğruna kaybediyoruz. Bu arada ilginç bir detay daha var, eğer bir trafik kazasında ölüm hemen orada gerçekleşmemişse, yani ambulansta, hastanede ya da nekahat döneminde gerçekleşmişse o kişi trafik kazasında ölmüş sayılmıyor. Dolayısıyla ülkemizde kaç kişiyi trafik kazasına bağlı olarak kaybettiğimizi kimse bilmiyor.

İşin maddi bilançosunu ise şimdilik bir kenara bırakıyorum...

Gelelim, bugünkü konumuz olan Elbruz Bilge'ye...

Kendisi liseden kardeşim olurdu.

Galatasaray Lisesi'ni bitirmiş, Galatasaray Üniversitesi'ne devam eden gelecek vaadeden bir gençti. Elbruz yayalara yeşil ışık yanarken karşıdan karşıya geçtiği sırada bir minibüsün altında kalarak hayata veda etti. İstanbul'da Beşiktaş'ın göbeğinde olan kazanın ardından minibüs sürücüsü bir taksiyle kaçtı ve daha sonra polis tarafından yakalandı. Geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin açılan davanın ilk duruşmasında, sürücünün tutuklu yargılanmasına karar verildi.

Gazetecilik hayatım boyunca farklı pozisyonlarda görev yaptım ve arkadaşlarımdan çok bu ve buna benzer olay duydum. Ve maalesef duymaya da devam edeceğim.

Zor olduğunu biliyorum ama belki bu kez Elbruz'un davasında yaratılan kamuoyu bir noktaya ulaşırsa, belki trafik cezalarına ilişkin adam gibi yaptırımlara kavuşur Türkiye. 

Elbruz'a çarpan minibüsün şoförüne kızıyorum kızmasına ama çok da suçlayamıyorum.

Çünkü o adam, aracına sahte muayene yaptırmak için 30 takla atan, servis minibüsünü içinde çocuklar varken en sol şeritte gazlayan, ambulansa yol vermeyen, yaya geçidini önemsemeyen, kuralları bilmeyen, otoyolunda su dolu hendekleri olan, bizzat trafik polislerinin trafiği önemsemediği, sürücülerin de trafik polislerini ve kanunlarını önemsemediği bir ülkede yaşıyordu.

Hemen hepimiz birsürü trafik ihlali yapıyoruz. Bu ihlalleri yapıyoruz, çünkü çok düşük bir ihtimal olarak yakalanırsak alacağımız cezanın bir caydırıcılığı yok.

Tüm bunlar üst üste gelince sadece Türkiye'de direksiyon kilitlenmesi, fren patlaması gibi Avrupa'da hiç rastlanmayan olaylar yüzünden insanlar ölüyor. Türkiye'de fren patlıyor çünkü 3.5 tonluk araca beş ton yükleniyor. Fren patlıyor çünkü, 100 kilometre ile gidilen yolda 150 yapılıyor. Türkiye'de otomobil içinde seyahat ederken çukura düşüp boğularak ölen insanların haberlerini okuduk. Sorumlularına ne oldu? Duyan bilen var mı?

En başarılı bürokratlarımızdan bazıları, bozuk yol kurbanı oldu, devlet onların hesabını bile soramadı.

Trafik polislerimizin en etkin oldukları konu, trafik sistemini düzeltmekle yükümlü olan ama parmaklarını oynatmayan devlet büyüklerinin rahatça geçebilmeleri için siren çalarak yolu açmak. Ama onlara da kızamıyorum. Onlar da Elbruz'a çarpan adam gibi bu ülkenin ve bu sistemin bir parçası.

Bu sistem hakedenin hakettiği cezayı alacak şekilde değişmediği sürece bu tip olayları yaşamaya maalesef devam edeceğiz.

Elbruz'un davasını aralarında çok yakın bir arkadaşımın da bulunduğu bir kısmı Galatasaray Lisesi mezunu olan avukatlar yürütüyor. Bir kardeşlerinin, bir arkadaşlarının ardından önemli bir görev yaptıklarını düşünüyorum. Sadece çarpan adama karşı değil, tüm sisteme karşı bir hareket başlattılar. Hareketi başlatanlar gencecik çocuklar, okuyorlar, hayalleri var...

Tıpkı Elbruz'un olduğu gibi. Onların hayallerini gerçekleştirebilmelerinin bir yolu da bu sistemin değişmesi.

Elbruz'un sisteme karşı olan davası kazanılırsa, başarılı olan ilk adımın devamı gelirse, Türkiye'de belki birşeyler değişebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018