İlk not indiriminden bugüne ne oldu ?
15 Temmuz 2016 yılında başarısız darbe girişimin ardından 23 Eylül 2016 günü kredi derecelendirme şirketleri Moody’s ile başlayan not indirimleri devam ediyor. Not indiriminlerinin devam etmesi ekonominin çarklarını etkilemeye devam ediyor. Faiz ve döviz kurlarında yükselme borsada düşüşler devam ediyor.
23 Eylül 2016 tarihinde Moody’s not indirimi ile başlayan, olağan üstü halin uzatılması, Trump’ın seçilmesi ve aralık ayının sonunda FED'in 2017’de faiz artışının 2’den fazla olacağının ortaya çıkmasıyla, ülkeler arasında gümrük tarifeleri artışı,ticaret savaşları yoluyla devam eden olaylar silsilesi ülkemiz ekonomisinde son günlerde ciddi anlamda travmaya yol açtı.
Yurt içinde gelişen olaylara baktığımızda ise 16 Nisan Referandumu ve 24 Haziran erken seçimleri, olağanüstü halin devam etmesi, kanun hükmünde kararnameler ile bir takım düzenlemeler yapılması yatırımcıların tedirgin olması ve piyasada ciddi bir etki yaratmaya devam ediyor.
Seçimler öncesi verilen vaatlerin yerine getirilmesi, yap işlet devret (YİD) modeli ve garanti kapsamlı köprüler, yollar, şehir hastaneleri projelerinin bütçeye yük getirmeye başlaması, yıllardır övündüğümüz kamu maliyesinde ortaya çıkan bütçe açığı artırıcı gelişmeler acaba nereye gidiyoruz endişelerini ortaya çıkardı.
2018 yılında 230-235 milyar dolar civarında sıcak paraya ihtiyacımız var
Döviz kurlarının artmasıyla ekonomide yapısal ve yapısal olmayan sorunlardan dolayı sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Borçlu olan kişi ve şirketler daha fazla Türk Lirası kazancı elde etmesi gerekli. Kur artınca yurt dışından ithal edilen ürünlerin ve ara mallarının fiyatı artıyor. Çift haneli enflasyonun kalıcı hale gelmesi doğal olarak içerideki ürünlerin fiyatına yansıyor ve maliyet yönlü enflasyon artıyor. Enflasyon artışı kişilerin alım gücünü düşürüyor.
Finansal sektöre yatırım yapan yabancı yatırımcıların faiz geliri kur artışını karşılamayınca daha fazla gelir elde edeceği ülkelere yöneliyor ve sıcak para çıkışı, döviz kurlarında artışı tetikliyor ve ekonomide kısır döngü oluşmaya başlıyor.
Genel olarak kredi derecelendirme kuruluşlarının not düşürmesindeki sebepler;
- Yüksek cari açık,
- Özel sektörün dış borç yükü,
- Enflasyonun çift hanelerde seyretmesi, çekirdek enflasyonun sürekli artma eğiliminde olması,
- Kamu maliyesinde bütçe açığının artması,
- Ekonomi yönetiminin seçimler sonrasındaki ilk politika aksiyonlarının belirsizliği.
Tablodan çıkarabileceğimiz sonuçlar,
1) Merkez Bankası fonlama maliyeti %128.5 artmış, bankaların almış olduğu kısa süreli borçların maliyeti artmış doğal olarak bankalar kullanılan kredilerde bu faiz oranlarını yansıdı,
2) Hazine’nin yurt içi ve yurt dışı yerleşiklere ödediği 2 yıllık tahvil faizi %133.8 artmış,
3) Dolar kurundaki artış %64.1, reel sektörün kısa vadeli borcundaki dolar kurundaki artış 1 kuruşluk artış yaklaşık şirketlerin Türk Lirası cinsinden borcunu 2 milyar TL artırıyor. 217 milyar dolar dış borcun TL karşılığı 640 milyar TL iken şimdi 1 trilyon 52 milyar TL'ye çıktı. Yaklaşık olarak 410 milyar TL borç artışı oluştu.
4) Sepet kurdaki artış %67.7 olmuş, 22 Eylül 2016 da sepet kurun oluşumunda, doların payı %47.2 iken 16 Temmuz 2018’de bu oran %56.2 ye çıkmış durumda.