İlk Merkez Bankası da Çiftlikbank gibiydi...

Açıl SEZEN
Açıl SEZEN Dünyanın Parası [email protected]

Merkez Bankaları’nın çok ilginç bir tarihi var.

Ve tarihte, bildiğimiz anlamdaki ilk merkez bankasının bir gencin kumar tutkusu ve bir çocuğun kandırılması (ya da ikna edilmesi) sonucu ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Peki ya sonunun Çiftlikbank gibi olduğunu?

İsviçre ve İngiltere ilk merkez bankası örnekleridir, ama bildiğimiz anlamda bir merkez bankasının ilk kuruluşu, 1716 yılında Fransa’da gerçekleşir.

Hikayenin öznesi, John Law adında bir İskoçtur.

Tefeci olan babasıyla birlikte, çalışıp ekonomi okumuştur. Hayatını değiştiren ise yüksek kumar ve kadın tutkusudur. Babasından kalan parayla Londra’ya yerleşir. İngiltere Merkez Bankası’nın nasıl çalıştığını görür, sistemini anlar.

Burada kumar masalarında tanıştığı Orkney Kontesi ile birlikte olur. Kontes’in bunu öğrenen kocası, Law’u düelloya davet eder. Law düelloyu kazanır, ancak mertlik adına kazanılan düellonun o günün yasalarına göre “yatarı” vardır. Hakkındaki hapis cezasını duyunca kaçarak Hollanda’ya gider.

İngiliz Kralı, o dönemde aynı zamanda Hollanda’nın da kralıdır.

Lale balonuyla tanıştı yeni ekonomik model geliştirdi

Hollanda’da ise lale soğanı borsası ile tanışır. Lale balonunun oluşma şeklini görür.
Bu ikilinin; yani merkez bankası ve borsanın devletler tarafından kullanılabileceğini farkeder.
Devlet imtiyazıyla kağıt para basan, karşılığında ise tahvil ihraç eden bir ekonomik model geliştirir. Çünkü o zamana kadar bilinen para altın ve metal paradır, dolaşımı azdır. Dolaşımı artıracak bir kağıt para formülü, ticareti canlandıracaktır. İnsanlar kağıt para kullanırken, altın ise devlette birikecektir. Fikrine önce İskoçya ve İngiltere’de yandaş bulmaya çalışır. Ancak kimseyi ikna edemez.

Sonrasında çözümü Fransa’da bulur.

Fransa Kralı 14. Louis, İngiltere ile savaşmış, kasası boşalmış bir ülkenin kralı olarak ölür. Ülkenin 3 milyar livre borcu karşılığında sadece 142 milyon livre vergi geliri vardır.
Yerine 5 yaşındaki oğlu 15. Louis tahta geçer.

Fransa Kraliyet Bankası 1716'da doğdu

Onun hamisi konumundaki kişi ise kuzeni Orleans Dükü’dür.

Law, fikrini ilk olarak yine bir kumar masasında tanıştığı Orleans Dükü’ne kabul ettirir. Sonrasında ise küçük kral bununla ilgili mührü basar ve çok yüksek bir borç batağında olan Fransa’ya Law umudu doğar.

1716’da bu izinle birlikte Fransa Kraliyet Bankası’nı kurar.

Önce tedavüldeki madeni paraların değerini düşürecek şekilde %20 devalüasyon yapar. Metal paranın alaşımını giderek azaltır. Düşük değerli madeni paraların yerini ise İngiltere’de gördüğü kağıt paranın almasını sağlar. Böylece madeni paralara olan talep azalır, piyasadan çekilir ve bunları banka toplar. Ancak bankanın elinde ne kadar madeni para olduğu bilinmemektedir.
Law’un banknotları ise üzerinde yazılı değerin %16 kadar üzerinde fiyatla işlem görmeye başlar. Kağıt paranın hükümranlığını bu şekilde sağlamış, tedavülünü de kendi tekeline almıştır.
Aynı zamanda Law, kraldan Fransa’nın ABD’deki ticaret yollarının gelirlerinin imtiyazını da alır. O dönemde ABD’nin Lousiana bölgesi, Fransa kontrolündedir. Bu bölgeyle Kanada arasındaki ticaretten elde edilen altınlar, Fransa Kraliyet Bankası’nın kontrolüne girecektir. Aracılığı sağlayan ise Law’un şirketi, The Mississippi Company’dir.

Altınlar devletde birikiyor mu?

Law, bu geliri dayanak göstererek tahvil ihraç etmeye başlar.

Kurduğu sistem şöyle işler; tahvillerin teminatı kağıt para, kağıt paranın teminatı ise bankanın kasasındaki altın ve madeni paralar. Bu paraların teminatı ise The Mississippi Company’nin gelirleri.

Bir yandan bunu yaparken, diğer yandan da şirketin hisselerini halka satmaya başlar. Arada imtiyazlı hisseleri ayırıp, sürekli kağıt parayla yeni hisseleri halka arz eder. Arz sınırlı olduğu için fiyatlar uçmaya, aracılık ettiği tahvillerin getirisi de sürekli yükselmeye başlar. Paris’in tüm seçkinleri, Avrupa’nın tüm zenginleri, soyluları bu fırsattan faydalanmak için Law’un tahvillerini alır.

Herkes bu tahvil balonuna binmiş yükselirken, kimsenin aklına tahvillerin arkasında olduğunu düşündüğü dayanak varlığın gerçekten varolup olmadığını sorgulamak gelmez. Acaba Law’un başta öngördüğü gibi altınlar devlette birikiyor mudur?

Law ise gerektiğinde Merkez Bankası yoluyla kağıt para basabildiği için, parasını geri isteyenlerden çekinmemektedir.

Ta ki, bir gün Prens de Conti adındaki bir prens gelip parasını altın ve metal olarak isteyene kadar.

Bono ihracında, kendisine istediği kadar tahsisat yapılmamasına sinirlenen prens, elindeki tüm bonoları getirir, altınla ve madeni parayla ödeme talep eder. Kağıt paraya ikna olmaz.

Saadet zinciri bozulmaya başlıyor

Law, elindeki hemen tüm madeni ve altın parayı kullanarak Prens’in parasını zar zor öder.
Ancak o dönemin imkanları dahilinde at arabalarıyla taşınan altınları gören halk uyanır, saadet zincirinin bozulmaya başladığından kuşkulanır. Arka arkaya itfa talepleri gelmeye başlar.
Bunların karşısında durmak mümkün değildir.

Hatta, insanları ikna edebilmek için Law’un Paris’in sokaklarındaki dilencileri toplayıp, giydirip “Altınları getirmek üzere gidiyorlar” şeklinde tiyatro kurguladığı, at arabalarıyla bunları şehir dışına çıkardığı, 2-3 gün bu şekilde idare ettiği rivayet edilir. Sonrasında o dilencileri yeniden sokaklarda gören insanlar olayı anlar, daha da şiddetle paralarını talep ederler.

Law, madeni parayı tedavülden kaldırırır. Böylece isyan daha da büyür.

Ve gerçek ilk merkez bankası denemesi, 1720’de kurucusu Law’un Venedik’e kaçmasıyla hazin şekilde son bulur. Fransa ekonomisi ise çöker.

Kıssadan hisse:

Merkez bankalarının tarihi deneme-yanılmalarla doludur. Gördüğünüz gibi, baştan beri böyledir.
Bulduğumuz mucizevi formüller, dönemsel olarak sonuç verebilir, ancak kaçınılmaz olanı kaçınılır kılmaz.

Genel akımların dışında düşünmek güzeldir, ama uygulayabilmek için o piyasanın diğer tüm aktörlerinin de aynı ilkeyle yürümesi gerekir. Ve bazen bir kişi bile o çok iyi olduğunu düşündüğünüz sistemi tarumar etmeye yetebilir. Eskiden tahvillerle, şimdi tosunlarla. Olan, kısa yoldan getiri sağlayabileceğini düşünenlere olur.

Not: Bu öykünün yabancı kaynaklarda farklı versiyonları da var. Her bir detayı en az ikişer kaynaktan teyit ederek doğruluğuna ikna olduğum şekliyle paylaşıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eli yatırıma gitmemek... 21 Ağustos 2019
Acılara tutunmak... 03 Temmuz 2019