İlk dalga
Yunanistan'ın intizamlı bir borç yeniden yapılandırmasını başaramayacağı korkusu küresel piyasaların geçtiğimiz haftayı satıcılı bir seyirle kapatmasına yol açtı. Perşembe günü gelişmekte olan Avrupa piyasalarında başlayan satışlar cuma günü güçlenerek genele yayıldı ve haftanın son iki gününde dünya borsalarında yüzde 2-3 civarında kayıplara yol açtı.
Piyasalardaki satışların arkasındaki temel sebep neydi? Euro Bölgesi maliye bakanları perşembe günü Yunanistan'ın 130 milyar euroluk yardım paketini onaylamak için ilave tedbirler alınmasını istediler. Söz konusu tedbirlerin Yunanistan parlamentosunda onaylanması ve muhalefet liderlerinin reformların arkasında olduğunu açıklaması gerekiyor.
Euro Bölgesi'nden gelen isteğe muhalefet liderlerinin itiraz etmeleri ve ülke çapında onbinlerce kişi tarafından yapılan protesto eylemleri piyasalarda moralleri bozdu. S&P'nin 30'dan fazla İtalyan bankasının notunu düşürmesi ve ABD'de açıklanan dış ticaret ve tüketici güveni verilerindeki kötüleşme piyasalardaki satış dalgasının şiddetini artırdı ve bugüne geldik.
Piyasalardaki satışların sene başından beri dünya borsalarında devam eden yükseliş dalgasını tersine çevirdiğini söylemek için henüz erken. Ancak hafta başında borsa için verdiğimiz 60,000 seviyesinin üzerinde kademeli azalt önerisi iyi sonuç verdi.
Avrupa Merkez Bankası'nın ve Fed'in piyasalara verdiği ucuz ve uzun vadeli likidite küresel risk iştahında önemli bir yükseliş sağladı. Gelişmekte olan hisse senedi piyasalarına ocak ayındaki giriş 13 milyar doları, tahvil piyasasına giriş 6 milyar doları buldu. Küresel likiditenin bol olduğu ve yatırımcıların düşük faizden bıktığı bir ortamda riskli varlıklardaki gerilemeler sınırlı olabilir.
Avrupa Merkez Bankası'nın sağladığı kaynağın zaman kazandırdığını kabul ediyoruz. Ancak bunun kalıcı bir çözüm için yeterli olmadığına inanıyoruz. Piyasalarda güvenin sağlanması ve krizin İspanya ve İtalya gibi büyük ülkelere sıçramadan intizamlı bir şekilde çözülebilmesi için Euro Bölgesi'nin parasal birliğin ötesine geçerek mali birliğe dönüşecek adımlar atması gerekiyor.
Yunanistan'daki "gönüllü yeniden yapılanmanın" İrlanda ve Portekiz'de de yapılmayacağı söyleniyor. Ancak gerek ekonomik veriler gerekse piyasa faiz oranları bu ülkelerde bir yeniden yapılanma ihtimalinin kısmen fiyatlandığını gösteriyor. Yunanistan'daki tragedyanın bu ülkelerde de yaşanması durumunda önümüzdeki aylarda piyasalardaki dalga boyu artar.
Asıl korkulan konu borç dinamikleri düzgün olmayan İtalya ve İspanya gibi ülkelerde durumun ne olacağı. Geçen hafta Goldman Sachs tarafından yapılan bir çalışma bu ülkelerde kamu borçlarının 2013 yılında sırasıyla yüzde 125 ve yüzde 80 seviyelerine yükseleceğini gösteriyor. Kamu borçlarının önümüzdeki 20 yıllık sürede yüzde 60 seviyesine inmesi için İtalya'da milli gelirin yüzde 4.5'i ile yüzde 6.5'i arasında, İspanya'da yüzde 1.5'i ile yüzde 2.5'i aralığında bir "faiz dışı fazla" elde edilmesi gerekiyor. İmkansız olmayan ama çok zor bir hedef.
Bu nedenle Borsa için geçen hafta önerdiğimiz "AZALT" görüşümüzü koruyoruz. Mevcut fiyat seviyeleri 65,000 hedef değerimize göre yüzde 9 civarı bir getiri potansiyeline işaret ediyor ve söz konusu getiri yüzde 15'lik öz kaynak maliyetimizin oldukça altında bulunuyor. Mevcut fiyat seviyelerinin dünya ekonomisindeki olası riskleri hesaba katmadığına inanıyoruz. Hisse senedi piyasalarının mevcut riskleri hesaba katması için borsanın kısa vadede 57.000 seviyesine gerilemesi gerektiğine inanıyoruz.