İlk çeyrekte toparlanma varsa bile sürdüğü şüpheli
Son bir hafta içinde önemli veriler açıklandı. Dün açıklanan mart ayı dış ticaret verilerinden başlayayım. 2013 için çizilen büyüme senaryosu ile uyumlu görünüyor ilk üç aydaki ihracat ve ithalat gelişmesi. Yine de bir ama var.
İhracat yaptığımız ülkelere ilişkin büyüme tahminleri çerçevesinde 2013 altın dışı ihracat performansımızın 2012'den pek farklı olmayacağını bekliyorduk. Bunun üzerine, bir de IMF, iki önemli ihracat pazarımız olan Avrupa ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'nin büyüme tahminlerini nisan ayında sınırlı da olsa aşağıya çekti. İlk üç ayın ihracat performansı beklediğimiz gibi. Birinci çeyrekte bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla altın dışı ihracatımız yüzde 4.7 oranında arttı. Bu, 2012'nin ilk ve son çeyreklerinde gerçekleşen artış oranından düşük. Tüm 2012'de ise altın dışı ihracatımız yüzde 4.3 oranında artmıştı; onun biraz üzerinde kaldı ilk çeyrekteki ihracat artışımız.
Altın ve enerji dışı ithalatımızdan ise büyümenin ilk çeyrekte toparlanmaya başlamış olabileceği yolunda bir sinyal geldi. İlk çeyrekte bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 5.4 oranında arttı altın ve enerji dışı ithalatımız. Oysa geçen yılın her çeyreğinde bir yıl öncesine kıyasla daha az ithalat yapmıştık. 2012'nin tümünde ise altın ve enerji dışı ithalatımız yüzde 6.5 oranında azalmıştı.
Buraya kadar anlatılanlar, ilk çeyrekteki büyüme oranımızın, 2012'nin en kötüsü olan dördüncü çeyrektekinden yüksek olduğu yolunda sinyal veriyor bize. Ancak yukarıda belirttiğim gibi bir 'ama' var. Şu: Mart ayı verileri ilk çeyreğin en kötü verileri. Altın dışı ihracatın bir yıl öncesine kıyasla artış oranı sadece yüzde 0.7. Altın ve enerji dışı ithalatımızdaki yıllık artış da çok düşük: Yüzde 1.4. Aşağıda kısaca tartışacağım nisan ayı kapasite kullanım oranı (KKO) ve reel kesim güven endeksi (RGE) gelişmeleri ile düşünüldüğünde bu toparlanmanın kalıcılığı hakkında kuşkular uyanıyor. Uzunca bir süredir KKO bir yıl öncesine kıyasla daha düşük değerler alıyordu. Bu olgu 2012'nin ikinci yarısında şiddetlenmişti. Ocak 2013 gelişmesi de benzerdi. Şubat ve mart aylarında da KKO bir yıl öncesine kıyasla düşmüştü. Ama bu sefer düşüş oranı giderek küçülmüştü. Bu olumlu bir gelişmeydi. Sürmedi. Nisan ayında, 2012 Nisan'ına kıyasla KKO yüzde 1.5 oranında daha düşük oldu. Bu azalış oranı şubat ve mart aylarındakine göre daha yüksek.
Özel yatırım harcamaları açısından öncü gösterge niteliği taşıyan reel kesim güven endeksine gelince. Güven, 2011'in son çeyreğinden itibaren bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla daha düşük değerler almaya başladı. Ama hem sanayi üretimindeki hem de KKO'daki gelişmelerden ayrıldığı bir nokta vardı. Güvendeki aşınma geride bıraktığımız yılın son çeyreğinde durdu. Bu yılın ilk iki ayında çok sınırlı bir toparlanma yaşandı. Mart ayında ise ılımlı toparlanma devam etmedi. Bu açıdan nisan verisi önemliydi. Ne yazık ki bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla azalma var. Hem de yüzde 3,4 oranında; yüksek bir oran bu. Mart ayında bir teselli vardı: Güven endeksini oluşturan alt kalemlerin bir kısmı son üç aya bir kısmı da gelecek üç aya ilişin sorulara verilen yanıtlar. Geleceğe ilişkin verilerde iyileşme vardı. Nisan ayında bu teselli de ortadan kalktı; hepsinde düşüş var.
Dolayısıyla, karışık sinyaller gelmeye devam ediyor. Şimdilik yorumum şöyle: İlk çeyrekte sınırlı bir toparlanma yaşanmış olabilir. Ancak bu toparlanmanın ikinci çeyrekte sürdüğünü gösteren bir sinyal yok henüz.