İlk çeyrekte ödemeler dengesi
Pazartesi günü TÜİK tarafından Mart ayına ait ödemeler dengesi rakamları açıklandı. Piyasa beklentisi olan 4.1 milyar dolar açığın bir miktar üzerinde 4.8 milyar dolar düzeyinde performans takip edildi. Böylece yılın ilk çeyreğinde 16.3 milyar dolar açık vermiş olduk. Söz konusu rakam 2017’nin aynı döneminde 8.3 milyar dolar açık oluşumuna işaret ediyordu. İki katına genişleyen performansta dış ticaretin dengesindeki açılmanın payı yadsınamaz. Öte yandan son 12 aylık ortalamada ödemeler dengesi açığımız 4.6 milyar dolar seviyesine yükseliyor. Nisan 2016-Mart 2017 döneminde ortalama aylık açık rakamı 2.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Genel eğilimde de bozulma olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
TCMB hesaplamalarına dahil olan şekliyle ilk çeyrekte toplamda 42.8 milyar dolar ihracat, 59.9 milyar dolar ise ithalat gerçekleştirdik. Mal dengesinin 17.1 milyar dolar açık verdiği dönemde bizi bir kez daha 3 milyar dolara yaklaşan fazlası ile hizmet dengesi kurtardı ancak yeterli olamadı. Bu dönemde parasal olmayan altın kaleminde nette 4.3 milyar dolar açık verdik. 2017’nin ilk çeyreğinde bahse konu rakam 818 milyon dolar açığa işaret ediyordu. Bu cephedeki genişleme de dengenin bozulmasına katkıda bulunan başlıklardan birisi konumunda.
Mart sonu itibarıyla 12 aylık dönemde ödemeler dengesi açığımız 55.3 milyar dolar seviyesine yükseldi. Şubat’ta söz konusu rakam 53.6 milyar dolar, Mart 2017’de ise 33.4 milyar dolar düzeylerinde izlenmişti. Bozulmadaki gidişatı anlayabilmek için bir önemli gösterge de bu taraf. Üstelik artan turizm gelirlerimize rağmen emtia fiyatları cephesinde ciddi bir yükseliş yaşanıyor. Özellikle petrol fiyatlarında (Brent) 80 dolar seviyesine gelinmiş olması gelecek açısından da endişe duymamıza zemin hazırlıyor.
Yılın ilk 3 ayında net doğrudan yatırımlar 1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu cephede yavaşlama olduğundan bir süredir bahsetmeye çalışıyorum. Son 12 ayda ortalama net doğrudan yatırımlar girişi 589 milyon dolar seviyesinde gerçekleşiyor. Nisan 2016-Mart 2017 döneminde aynı ortalama 858 milyon dolar seviyesinde karşımıza çıkmıştı. Peki, finansmanı ne ile sağlıyoruz dediğimizde karşımıza bir kez daha portföy yatırımları kalemi çıkıyor. Ancak, bu kez durum farklı. Genel konjonktür bir yana –gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelik algı değişimi- içeride kendi hikayelerimizin de etkisiyle portföy yatırımlarında da azalış söz konusu. İlk çeyrekte net portföy yatırımları 2.3 milyar dolar giriş şeklinde gerçekleşiyor. Oysa ki bu rakamın ağırlıklı kısmı Ocak ayındaki 5 milyar dolar girişe ait. Yerel varlıklardaki bozulma ise 26 Ocak sonrasında başlıyor, Mart ayı ile iyice belirginleşiyor. Şubat-Mart aylarında net portföy yatırımları kaleminden 2.6 milyar dolar çıkış oluyor. Kasım-Aralık 2016 döneminden bu yana ilk kez iki ay üst üste bu kalemde çıkış yaşanıyor. Ağırlık, 2017’de giriş tarafında öne çıkan borç senetleri oluyor, 1.9 milyar dolar.
Ocak-Mart döneminde yurtiçi bankaların dışarıdaki muhabirlerindeki varlıkları 3.9 milyar dolar azalış gösterdi. Yurtdışı bankaların içerideki varlıkları ise 1.4 milyar dolar arttı. Bankaların uzun vade borç çevirme rasyoları ortalamada yüzde 102 olurken, 2017’nin aynı dönemindeki yüzde 104’ün altında kaldık ama yakın seyrettik. Diğer sektörlerdeki uzun vade borç çevirme rasyosu ortalaması ise yüzde 122 ile bankaların üzerinde kalmaya devam etti.
Net hata ve noksan kaleminin 3.6 milyar dolar fazla verdiği yılın ilk 3 ayında resmi rezervler 709 milyon dolar azaldı.
Önemli çıkış kalemlerimizden ikisi enerji ve kıymetli maden ithalatı. 16.3 milyar dolar cari açık verdiğimiz ilk çeyrekte enerji hariç baktığımızda 10 milyar dolara, kıymetli maden ithalatı hariç baktığımızda ise 5 milyar dolar açık seviyelerine geriliyoruz. Ancak, her ikisini de öyle ya da böyle ticarette kullanıyoruz. Çekirdek cari denge denilen bu kavrama biz trendin gidişatı açısından bakıyoruz ancak yatırımcı algılaması çoğunlukla toplam cari açık üzerinden gerçekleşiyor. Bunun da şu anda yüksek seyretmesi yerel varlıklarda baskıyı artırıyor.