İlk çeyrek büyüme rakamları
Senenin ilk çeyreğinde GSYİH yüzde 11,7 oranında büyüdü. Büyüme kısmı güzel seviyesine ise dikkat etmeliyiz. GSYİH 2005-2008 yılları ilk çeyrekte ortalama yüzde 7 civarında büyümüş. Dolayısıyla, geçen seneki yüzde 15'lik küçülmenin baz etkisi bu seneki büyümede yüzde 5 civarında bir ilave büyüme sağlayabilmiş.
Kısacası, Türkiye'de "çıktı açığı" problemi devam ediyor. Çıktı açığı, yapılan fiili üretimin, ekonominin ulaştığı potansiyel üretim kapasitesinin ne kadar altında olduğuna işaret eden bir hesaplama. Çıktı açığının yüksekliği merkez bankasının elini kolaylaştıran bir faktör.
Yüzde 12'ye yakın büyüme Türk ekonomisinin üretim tarafında, geçen senenin son çeyreğinde başlayan iyileşmenin devam ettiğini gösteriyor. Ancak önceki sene kaybedilen açığın altındayız. 2008'in ilk çeyreğindeki GSYİH rakamına ulaşabilmek için 2011'in ilk çeyreğinde Türk ekonomisinin en az yüzde 4,7 daha büyümesi gerekiyor. Eğer 2008-2011 arasındaki üç senelik büyüme kaybını katarsak, Türkiye 2011'de 2008 seviyesine ulaşsa dahi yüzde 20'nin üzerinde bir kayıpla karşıya olacak.
Bu, çıktı açığından daha öte bir soruna işaret ediyor ve kayıp gelir manasına geliyor.
Harcamalar tarafına bakıldığında, TÜİK istatistikleri özel tüketimin canlandığını gösteriyor. Dolayısıyla, iç piyasa ihracattaki artışa destek olmuş. Buna rağmen yukarıda bahsedilen nisbi kayıpların devam etmesi, reel ekonominin eski günlerine dönmesinin uzun süreceğini gösteriyor.
Öte yandan, 2009'da aniden kesilen ve son çeyrekte de küçülmeye devam eden özel kesim yatırım harcamalarının bu sene ilk çeyrekte yüzde yirmi civarında büyüme kaydettiği görülüyor. Bu kalemde de baz etkisi yüksek (2009 ilk çeyrekte yüzde 32 daralmıştı); ancak krizin başlangıcından beri ilk defa yükselmesi işletmelerin davranış biçimini göstermesi açısından önemli.
Reel kesim güven endeksinin ve yatırım eğilimi göstergesinin geçen sene kasım ayından itibaren yükselme trendine girmesi özel kesim yatırımlarının artacağının habercisiydi. Bu açıdan, ileriye bakıldığında, haziran ayında hem toplam endeksin hem de alt kalemlerinin tümünün gerilemesi iyi haber değil.
İleri dönük olarak iki kötü haber daha var. GSYİH'nın üretim tarafındaki sektörel dağılımı, büyümenin sanayi bazlı olduğunu gösteriyor. Bu açıdan önümüzdeki dönemde hem iç piyasa hem de ihracat pazarlarının canlılığı önemli olacak. Dış piyasada Avrupa pazarının yavaşlaması ve euronun değer kazancı ihracatçıyı hırpalayacak. İç pazarda ise, tüketici güven endeksinin düşük seviyede yatay seyri iç piyasa gelişmelerinin sıkıntılı olacağını gösteriyor. Her ikisi de sanayi kesimi açısından ilerideki dönemin risklerine işaret ediyor.