İletmen, ayda 30 bin gönderi ulaştırıyor

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası [email protected]

İnsanoğlunun icat ettiği her makine, günlük hayatı kolaylaştırmanın yanı sıra zamanı daha tasarruflu kullanmanın da önünü açtı. Uzun mesafeler trenlerle, otomobillerle, uçaklarla aşıldı, denizler teknolojisi yükseltilen gemilerle daha hızlı geçildi. 1850 yılında Joel Houghton ilk bulaşık makinesinin patentini aldı. Ardından 1889’da ilk fırın İsviçre’deki Hotel Bernina’da kullanıldı. 1908’de ise Alva Fisher, sahibi olduğu Chicago'daki Hurley Machine Company adlı şirkette ilk çamaşır makinesini Thor markasıyla üretmeye başladı. Zamanı daha dikkatli kullanmamızı sağlayan, günlük hayatı kolaylaştıran bu bu icatlara seneler geçtikçe yenileri eklendi. Konserveler yemeği çabuk yapmamızı sağladı. Restoranlar zincir hale geldi ve fast food kültürü doğdu. Hem de milyar dolarlık büyüklüğe ulaşarak.

Şimdilerde ise ihtiyaçlar, başkaları tarafından ayağımıza kadar getiriliyor. Türkiye’de yemeksepeti ile parlayan bu hizmet aslında Batı dünyasında uzun yıllardır var olan bir süreç. Artık motorsiklet kullanan kuryeler, sadece yemek değil, hayatın her alanında istediğiniz hemen hemen her şeyi evinize, işinize teslim ediyor.

Başlarda özellikle mevcut yemek firmaları evlere servis hizmetlerini artırdı. Belirli bir zaman diliminde siparişi teslim etme sözü verenler oldu. Şirketlerin rekabet etmekte zorlandığı yerde, sonradan üç haneli milyon dolarlara satılacak internet siteleri kuruldu.

Zamanla ihtiyaçlar hazır yemekle sınırlanmaktan çıktı. “Ekmek lazım”, “su lazım”, “domates lazım”, “yoğurt bitti”… İşte bu ihtiyaçlar yeni bir sektörün doğmasına neden oldu. Eskiden bakkal çırağının getirdiği ürünleri getirmek için koca koca şirketler kuruldu. Milyonlarca liralık reklamlar yapıldı, insanların isteklerini yerine getirmek için.

Yüksek binalarda yaşayanlar yüksek potansiyel barındırdığı için bir yandan mevcut firmalar ve internet siteleri bu hizmeti vermeyi sürdürürken, yeni doğan sektörün yeni oyuncuları da ciddi bir rekabet içine girdi. Şimdi sokaklarda ürünü satan firmaların motokuryelerinden çok, kurulan bu şirketlerin motokuryeleri gezmeye başladı.

Küçük esnafa da hizmet sunuyor

Arkadaşları Erdem Işık ve Cemal Olcaray ile “İletmen” isimli bir şirket kuran Özgür Duruöz, önce kendi mahallelerindeki bakkalın, börekçinin, restoranların, kuru temizlemecinin ve bütün esnafın dağıtım işine talip olduğunu belirtiyor. Sadece sabahları yoğun olan börekçi ile daha çok öğlen ve akşam evlere servis hizmeti veren köftecinin de bu işten karlı çıkmaya başladığını anlatıyor Duruöz.

İletmen’in formülüne göre bu iş için ne börekçinin ne köftecinin motokurye istihdam etmesine gerek var. Bu hizmeti İletmen veriyor ve İletmen’in motokuryeleri bütün esnafın işini görüyordu. Yani İletmen, taşıyıcıları kendisi istihdam ederek bir taşıyıcının aynı anda birden çok işletmenin dağıtımını yapması fikri üzerine kurulmuştu.

Rakipleri, potansiyel müşterisi yaptı

“Sektörün diğer oyuncuları müşteri odaklı çalışırken biz B2B’ye yöneldik” diyen Duruöz, her sektörden müşterileri olduğunu kaydediyor, hatta en fazla talebi kargo şirketlerinden aldıklarını belirtiyor. Duruöz, bir nevi rakiplerinin artık müşterileri olmaya başladığını kaydediyor.

Ispartakule, Başakşehir, Kayaşehir, Halkalı, Atakent, Göktürk, Kadıköy, Üsküdar, Acıbadem Pendik olmak üzere şu an 10 bayiye ulaştıklarını belirten ve İstanbul’un yüzde 30'una hizmet verdiklerini söyleyen Duruöz, günlük 900, aylık ise 30 bin iletiyi ulaştırdıklarını kaydediyor.

E-ticaret ile artan teslimatlar yeni firmaların da doğmasına neden oldu. Bir çoğu kendi markasıyla yapıyor bunu. Örneğin Hepsiburada.com, HepsiExpress ile, Trendyol ise Trendyol Express ile tamamlıyor satışlarını. Yemeksepeti, Getir Yemek, Glovo, Scotty, Fiyuu gibi markalar Türkiye’de yemek sektörünün bilinenleri. Ayrıca son dönemde gözde olan bu servislere ise bakkal ve marketler de eklenmiş durumda. Getir, BanaBi, İsteGelsin adlı firmalarla evinize kadar teslimat yapıyor. İşte bu sektör oyuncuları da bir anlamda İletmen’in müşterisi.

Zaman artık giderek önemli hale geliyor. Daha tasarruflu kullanıyoruz artık. Bu tasarruf bize yerel bir fikrin, global bir markaya döndüğüne de şahitlik edecek mi?

Tıpkı Yemeksepeti.com ve Trendyol gibi...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar