İlerlemiş hastalık

Joseph STIGLITZ
Joseph STIGLITZ

NEW YORK - Ekonomi genellikle karamsar bilim olarak bilinir ve son beş yıl boyunca ileri ekonomilerde bu namını hak ederek kazanmıştır. Maalesef, önümüzdeki yıl çok az rahatlama getirecek. 

Fransa, Yunanistan, İtalya, İspanya, İngiltere ve ABD’de kişi başına düşen reel (enflasyona göre düzeltilmiş) Gayrisafi Yurtiçi Hasıla bugün Büyük Resesyondan önceki seviyesinin altında. Aslında, Yunanistan’ın kişi başına düşen GSYİH’si 2008’den beri neredeyse %25 küçüldü. 

Birkaç istisna var: Yirmi yıldan daha uzun bir sürenin ardından, Japon ekonomisi Başbakan Shinzo Abe hükümeti yönetiminde önemli bir dönemeci geride bırakıyor gibi görünüyor; fakat 1990’lara kadar uzanan deflasyon mirası göz önüne alındığında, önceki noktaya geri dönmek için uzun bir yol gitmeleri gerekecek.  Almanya’da ise kişi başına düşen reel GSYİH 2012’de 2007’deki seviyesinden yüksekti - tabii ki beş yılda %3,9’luk bir yükseliş övünülecek kadar yüksek bir oran değil. 

Oysa diğer tarafta durum gerçekten iç karartıcı: Euro Bölgesi’nde işsizlik inatçı bir şekilde yüksek kalmaya devam ediyor ve ABD’de uzun vadeli işsizlik oranı hâlâ resesyon öncesi seviyelerin çok üstünde.

Avrupa’da, bu yıl büyüme yeniden başlayacak gibi görünüyor, ancak Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) üretimde yıllık %1’lik bir artış öngörüsü dikkate alınırsa gerçekten sönük bir büyüme oranı bekleniyor. Aslına bakarsanız, IMF’nin tahminlerinin fazla iyimser olduğu defalarca kanıtlanmıştır: Fon, Euro Bölgesi için 2013’te %0,2’lik büyüme öngörmüştü ancak şu anda muhtemelen %0,4 küçülme açıklanması bekleniyor; ABD büyümesinin ise %2,1’e ulaşacağını öngörmüştü, buna karşılık bu oran şimdi %1,6’ya yakın olacakmış gibi duruyor.

Avrupa liderlerinin tasarruf tedbirlerinde kararlı olmaları ve Euro Bölgesi’ndeki sorunlu kurumsal tasarımdan kaynaklanan yapısal sorunlarla ilgilenmekte son derece yavaş hareket etmelerinden dolayı, kıtanın geleceğinin çok karanlık görünmesi hiç de şaşırtıcı değil. 

Ancak Atlantik’in öte yakasında sessiz bir iyimserlik için çeşitli sebepler var. ABD’de revize edilmiş veriler 2013’ün üçüncü çeyreğinde reel GSYİH’nin yıllık yüzde 4,1 oranında büyüdüğünü gösterirken, işsizlik oranı kasımda nihayet son beş yılın en düşük seviyesi olan yüzde 7’ye ulaştı. İnşaat sektöründeki beş yıllık düşük seyir, konut balonu sırasında oluşan aşırı yapılaşmayı büyük ölçüde dengelemiş oldu. Büyük kaya gazı rezervlerinin geliştirilmesi ABD’yi çok uzun zamandır peşinde olduğu enerji bağımsızlığı hedefine yaklaştırdı ve gaz fiyatlarının tarihindeki en düşük seviyelerine inmesini sağlayarak imalat sanayinde toparlanmanın ilk ışıklarına bir yenisini ekledi. Hızla büyüyen yüksek teknoloji sektörü ise dünyanın geri kalan tarafından gıptayla izleniyor.

En önemlisi ABD siyasi süreçlerine bir nebze olsun aklı selim yeniden hakim olmaya başladı. 2013’de büyümeyi ulaşabileceği noktadan yüzde 1,75 aşağıda tutan otomatik bütçe kısıntıları devam ediyor ancak biraz daha ılımlı bir biçimde. Ayrıca uzun vadeli bütçe açıkların önemli sebeplerinden biri olan sağlık alanındaki maliyet eğrisinin yönü de aşağı döndü. Kongre Bütçe Bürosu şimdiden Medicare ve Medicaid (devletin sırasıyla yaşlılar ve yoksullar için uyguladığı sağlık programları) için yapılan harcamaların, 2010’da öngörülen seviyelerine göre yaklaşık yüzde 15 aşağıda gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
2014 yılında ABD’deki büyümenin işgücüne yeni katılanlar için gerekli olandan fazla istihdam yaratacak kadar hızlı büyümesi de mümkün hatta muhtemel. En azından tam gün çalışmak isteyen ancak iş bulamayanların (yaklaşık 22 milyon olan) sayısı azalacaktır. 

Ancak coşkuya kapılmamalıyız. Şu anda yaratılmakta olan işlerin büyük bir kısmı düşük ücretlidir ve bu yüzden gelirlerin medyanı (orta seviyedeki ücretler) düşmeye devam etmektedir. Amerikalarının çoğu için toparlanma olmadı, artışın yüzde 95’i ise en üstteki %1’lik tabakaya gidiyor.

Resesyondan önce bile Amerikan tarzı kapitalizm nüfusun geniş bir kesimi için işlemiyordu. Resesyon sadece kapitalizmin keskin köşelerini daha belirgin hale getirdi. Medyan gelir (enflasyona göre düzeltilmiş olarak), 1989’a göre, yani yaklaşık çeyrek yüzyıl öncesine göre hâlâ daha düşük ve erkekler arasında medyan gelir 40 yıl önce olduğundan daha az. 

Amerika’nın yeni sorunu, işi olmayanların yaklaşık yüzde 40’ını etkileyen uzun vadeli işsizliktir ve gelişmiş ülkeler arasında en zayıf işsizlik sigortası sistemlerinden birinin ABD’de olması, işsizlik ödemelerinin normal olarak sadece 26 hafta sürmesi de bunun etkisini artırmaktadır. Ekonomik gerileme dönemlerinde ABD Kongresi, insanların iş aramadıkları için değil iş olmadığı için işsiz kaldıklarını kabul ederek bu ödemelerin süresini uzatmaktadır. Ancak şu anda Kongre üyesi Cumhuriyetçiler işsizlik sistemini bu gerçeğe uyumlu hale getirmeyi reddediyorlar. Kongre tatil nedeniyle kapanırken uzun vadeli işsizlere işten çıkarma bildirimi gibi bir hediye verdi: 2014 başlarken, Aralık sonunda işsizlik ödemelerini kaybeden yaklaşık 1,3 milyon Amerikalı başlarının çaresine bakmak zorunda bırakıldı. Mutlu Yıllar.

Tüm bunlar olurken, ABD’deki işsizlik oranının halihazırda bu kadar düşük olmasının başlıca sebeplerinden biri, çok sayıda insanın işgücünün dışında kalmasıdır. İşgücüne katılım geçen otuz yıldan daha uzun bir sürenin en düşük seviyelerindedir. Kimileri bu durumun büyük ölçüde demografik gelişmeleri yansıttığını söylüyor: çalışma çağındaki nüfusun giderek artan bir kısmı 50 yaşın üzerindedir ve işgücüne katılım bu grup içinde, daha genç gruplar arasındaki katılıma oranla her zaman daha düşük olmuştur.
Ancak bu, sorunu sadece yeni bir biçime sokar: ABD ekonomisi işçilerini yeniden eğitmede hiçbir zaman başarılı olamadı. Amerikalı işçilere tek kullanımlık eşya muamelesi yapılmış, teknoloji ve pazardaki değişimlere ayak uyduramadıklarında ise bir kenara atılmışlardır. Günümüzdeki fark ise bu işçilerin artık nüfusun çok küçük bir kısmı olmamasıdır. 

Ne var ki bunların hiçbiri kaçınılmaz değildir. Bu, ülkenin en değerli kaynağı olan insani yetenekleri heba eden kötü bir ekonomi politikası ve daha da kötü bir sosyal politikanın sonucudur ve maruz kalan bireyler ile ailelerinde büyük bir ıstıraba neden olmaktadır. İnsanlar çalışmak istiyor ancak ABD ekonomisi onları kapsamakta başarısız kalıyor.
Böylece, Avrupa’nın 2014’te devam eden Büyük Hastalığıyla birlikte ABD’deki en büyükler dışında etkisi olmayan toparlanma benim içimi karartıyor. Atlantik’in her iki yakasında da pazar ekonomileri vatandaşlarının çoğuna hizmet etmekte yetersiz kalıyor. Peki bu daha ne kadar devam edebilir?

Ekonomi alanında Nobel Ödülü sahibi Joseph E. Stiglitz, Columbia Üniversitesi Profesörüdür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro kurtarılabilir mi? 04 Temmuz 2018
Davos sonrası depresyonu 14 Şubat 2018