İlaçta 2023 vizyonu, Ar-Ge'de beklenen endüstri ve devlet uyumu

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR yavuz.dizdar@dunya.com

 

 

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) 2023'e dek hayata geçirilmesi amacıyla hazırladığı Vizyon 2023 Raporu'nu geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna sundu. PricewaterhouseCopers tarafından hazırlanan bu projeksiyon, ülkemizde ilacın bugününden yola çıkarak, model oluşturabilecek İrlanda, Singapur ve Çin gibi ülkeleri de inceleyerek, hem 2023 hedeflerini dile getirmekte, hem de hedeflere erişim için öneriler sunmakta. İlaç sağlık açısından, endüstrisi ise ekonomik özellikleri nedeniyle büyük önem taşıyor. Ne var ki ilaca bizim yüklediğimiz bir önem daha var, o da ilaç endüstrisinin aradan geçen on yıllar içerisinde tıbbın bilimsel ilerleyişinde lokomotif unsur haline gelmiş olması. Bugün tıbbın en ileri olduğunu varsaydığımız ülkelerde bile, büyük buluşlar ilaç çerçevesinde şekillenmekte, yani ilaç tıp araştırmalarının nihai ürününü teşkil etmekte. Ar-Ge'ye dayalı bir ilaç endüstrisinin kurulmasının, tıbbın ataletinin üstesinden gelmenin en akılcı yöntemlerinden biri olduğunu vurgulamak zorundayız. O nedenle ilaca yapılan yatırım ya da teşvikler sadece ekonomik değeri yüksek bir ürünle sonlanmıyor, bu çerçevede elde edilen katma değer, biyoloji başta olmak üzere tıpla ilgili pek çok temel bilim alanını da ciddi biçimde destekliyor. Singapur örneğini dikkate alırsak, ilacın son çıktı olmasına karşılık, Ar-Ge'ye destek vermesi için kurulan Biopolis adlı araştırma merkezinin aslında ana çıktı olduğunun ayırtına gidiyoruz. Singapur'da üretim Tuas denen bölgede gerçekleştiriliyor, amaçlar açısından benzer olanların aynı bölgeye toplanmasına da kümelenme adı veriliyor. Ar-Ge amaçlı kümelenmeler, gezmeye doyamadığımız Perşembe Pazarı ya da Tahtakale'den farklı, mevcut olanakların ve seçeneklerin ötesinde, yenilerinin geliştirilebilmesi için de ayrı bir ilkim meydana getiriyorlar. Benzer alanlarda çalışan insanların birbirine yakın olması, görüş alışverişi olanaklarını, dolayısıyla yenilikçi ürün geliştirilmesi olasılığını da artırıyor.

Ar-Ge'de iklim etkisi, Pekinel kardeşlerin performans becerisi

AİFD Vizyon 2023 Raporu Türkiye ilaç endüstrisi konusunda hazırlanmış en detaylı raporlardan biri, eylem planı ve öneriler 20 başlık altında toplanıyor. Biz burada hedeflerin başlıklarını ayrı ayrı dile getirmeyeceğiz, ancak devlette beklenenler fikri mülkiyet haklarına gereken önemin verilmesi ve Ar-Ge yatırımı için gereken teşviklerin sağlanmasına odaklanıyor. Burada beklenti her bir ilacın ayrı ayrı üretiminin yapılabileceği çeşitlilik değil, çünkü üretimin belli alanlara odaklanması daha verimli sonuçlar sağlıyor. Ancak Ar-Ge için uygun iklimin oluşturulması üniversiteler, firmalar ve TÜBİTAK gibi kurumların ortak çabasına bağlı. Bu hedefe varılmasını kolaylaştıracak en önemli unsur olan "yetişmiş işgücü" ülkemizde zaten mevcut. Bugün başta Amerika olmak üzere, hem de çok üst mertebelerde yetişmiş bilim insanlarımız hazır bekliyor. Önemli olan bu arkadaşlarımızın çalışabilecekleri butik enstitülerin oluşturulması. Beyin takımı olarak yılın bir kısmını burada geçirmeleri fazlasıyla yeterli olacak ve olasılıkla en yüksek verimi getirecektir. Bu model, Güher ve Süher Pekinel kardeşlerin sıra dışı performans becerilerinin ardında yatan sır gibi; aslında yılın çok kısa bir zamanını birlikte geçirirlermiş. Ar-Ge'de başarılı olup yenilikçi ürün ortaya çıkarmak da (eserin sıra dışı yorumu), masa başında uzun süre birlikte çalışmak anlamına gelmiyor, farklı alanlarda yoğun ama ışıltılı bir işbirliğini gerektiriyor, AİFD'nin devlette beklediği de bu ortamın gerçekleştirilebilmesi.

Sağlık Enstitüsü'nün yeni vizyonu da sigara paketlerinin tek tipe dönüştürülmesi

Ülkemizde akademi hastalıkların önlenmesi konusunda duyarsız olsa da, sigara alışkanlığının önlenmesindeki, çabalar istisna teşkil ediyor. AIFD'nin Vizyon 2023 Raporu'nu açıkladığı hafta Sağlık Enstitüsü ve Türk Toraks Derneği'nin dumansız bir Türkiye için yeni hedeflerini dile getirdiği bir sıra dışı buluşmaya daha katıldık. Avustralya'dan tütün karşıtı eylemci Simon Chapman sigara paketlerinin tek tip olmasına ilişkin bir yasayı Avustralya Hükümeti'ne kabul ettirmeyi başarmış. Bu yıl sonu itibarıyla sigara paketlerinin bütünü uyarıcı/çarpıcı görsel ve yazılı materyalden oluşacak, marka isimleri bile hiçbir logo özelliği taşımayan küçük yazılara dönüşecek. Bu düzenlemenin gerekçesi, sigara ambalajlarını cazibe odağı olmaktan çıkarmak, sigara firmalarının logolarını renkleri ve biçimleri itibarıyla dolaylı reklam unsuru haline getirmelerini önlemek. Aslında durum apaçık ortada, sigara reklam alanları kısıtlandıkça, firmalar da hatırlatıcı unsurları paket dışına taşımaya başladılar. Örneğin markayı bir moda markasına dönüştürerek, dolaylı reklama başvurdular. Oysa Chapman'ın ayrıntısıyla açıkladığı araştırmalara göre, paketin albenisi ortadan kaldırılırsa, tercih edilme olasılığı da çok düşüyor. Ülkemizdeki misyonu üstlenen Prof. Dr. Elif Dağlı "Sigara paketini fikri özgürlük davalarına konu eden sigara firmalarının artık tutunacak dalı kalmamıştır. Avustralya ilk fiskeyi vurdu, dominolar devrilmeye başladı. İlk taşlardan biri biz olmalıyız" diyor. Son derece yerinde bir saptama, üstelik 2023'ü beklemek de gerekmiyor.

Önemli not: Geçtiğimiz pazar günü Beyoğlu'nda hayvan hakları savunucularıyla omuz omuza, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile başlayacak olan "ikinci Hayırsız Ada" kıyımına karşı yürüdük. Muhteşem bir yürüyüştü! Medyada hak ettiği yeri bulamasa da benim geleceğe ilişkin umutlarımı güçlendirdi, yalnız değilmişiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar