İlaç sanayiinin Bakan Müezzinoğlu'na çağrısı (2)
İlaç sanayicileri Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'na sorunlarla değil, çözümlerle gelmek istiyor...
Geçen hafta sizlere Şikago'da katıldığım Biotech 2013'ten bilgiler aktardım...
Ve özellikle de Türkiye ilaç sanayiinden kesitler vermeye çalıştım...
Dertler çok olduğu için bu hafta da aynı konuya devam ediyoruz...
Biyoteknolojinin Davos'u sayılan Uluslararası Biyoteknoloji Kongre ve Fuarı'ndan edindiğim izlenimleri ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmayı sürdürüyorum...
Önce Abdi İbrahim İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut'tan aktarmaya başladığım bilgileri tamamlayalım...
Biliyorsunuz, Nezih Barut aynı zamanda İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Başkanı...
Pek moralli olmadıklarını, çalışanları, kamuoyu ve devlet karşısında güvensiz olduklarını söylüyor İEİS Başkanı...
Ve özetle; Türkiye'nin ilaç gibi stratejik bir sektörde zayıf düşmemesi için tekrar güven kazanmaları gerektiğini...
Bunun için de strateji ve politikanın belirlenmesinin zorunluluğuna dikkat çekiliyor...
***
İlaç sanayicilerinin sıkıntıları yol haritası eksikliğinden günlük sorunlara kadar geniş bir yelpazede dalgalanıyor...
Örneğin en büyük sıkıntılarından biri Yunanistan...
Neden mi? Nezih Barut anlatıyor: "Neredeyse iflas etmiş Yunanistan ilaç fiyatlarını düşürdü...
Bir anlamda mecbur kaldı...
Düşürürken de, diğer Avrupa Birliği ülkelerine ‘sakın beni referans almayın' diye ilan etti...
Ama biz gittik, ilaç fiyatlarında AB'ye ‘beni referans almayın' diyen Yunanistan'ı referans aldık...
Öyle kalsa gene iyi...
Sosyal Güvenlik Kurumu o fiyatlardan da indirim yapıyor...
İskonto oranı yüzde 41! Ayrıca, euroya bakıyoruz, parite 2.30'un üzerinde...
Aramızdaki protokol gereği bu seviyeye yükseltmesi lazım...
Ama SGK, kuru hala 1.95'ten uyguluyor..."
***
Sorun çok...
Nezih Barut sıralıyor:
"Alın e-reçete uygulamasını...
Bir yandan güzel ama bir yandan da sıkıntı yaratıyor...
Doktor yazıyor reçeteyi, hasta görmüyor...
Eczacı ise olanı veriyor. Ya da hangisinden daha çok kar ediyorsa onu veriyor. O zaman da ilaç üreticileri çok büyük iskonto yapma yoluna gidiyorlar, kendi ilaçları verilsin diye. Ezcane depodan 10 kutu mu istedi... Beş kutu fazla veriliyor.
***
Peki ya bunun sonuçları? "Hal böyle olunca devlet de hâlâ kâr var ki, ilaççılar bunu yapabiliyor diye düşünüyor" diyor Nezih Barut, "Halbuki böyle yaparak biz ilaç sanayicileri birbirimizi yok
ediyoruz..."
Ne yapılabilir? "Bakın fiyatta örnek aldığımız Yunanistan iskonto olarak mal fazlası verme işini kaldırdı...
Bizde sürmesinin bir nedeni yok. Ne devlete ne halka yarıyor. Sadece eczacıya yarıyor. Tamam eczacı da sıkıntı çekmesin. Kar haddini biraz artıralım. Bunu da ancak devlet yapabilir. Ama
yapalım. Yoksa açık söylüyorum, ilaç sanayiinde kârların aşırı düşmesine neden olan ‘mal fazlası' uygulamasını kaldıralım. Yoksa hiçbirimiz yatırım yapamaz hale geleceğiz."
***
"Biz bunları bugün değil, üç yıl önce eleştirdik" diyor Barut...
"İlaçta yokluk olacağını da o zaman söylemiştik...
Bunlar daha iyi günlerimiz...
İthal ilaçtan hepimiz rahatsız oluyoruz.
Ben ilaç sanayicisi olarak ithal etmenizi değil, bizim üretmemizi isterim...
Ama o zaman doğru bir politika uygulamamız lazım...
Bakalım ithal ilaç ne getiriyor, ne götürüyor...
İthal ilacın fiyatı içerisinde, üretildiği yerin işçisinin ücreti yok mu? Oysa ben sadece hammadde ithal edersem, bir kez işçilik bizim ülkemizde kalacak...
Ayrıca elde edeceğim kârı da transfer etmeyeceğim...
O zaman, Türkiye'de üretilen ilaca biraz fiyat farkı verilebilir. Bu normaldir..."
Peki, bu fiyat artışına neden olmaz mı? "Belki biraz..." diyor Nezih Barut, "Ama unutmayalım ki, fiyat artsa da Türkiye'ye gelecek katma değer yükselecek..."
***
Cumhuriyet'in 100'üncü yılında ilaçta hedef belli...
İhracatın ithalatı karşılaması bekleniyor...
Şu anda durum nedir derseniz...
Türkiye'nin ilaç ihracatı 660 milyon dolar civarında...
İthalatı ise 4 milyar dolar...
Ama iyi haber; ihracatın büyüme oranı ithalattan fazla...
Geçen yıl yüzde 17'ydi...
Bu yıl da aynı trendin devam etmesi bekleniyor...
Yani, açık azalıyor. Önceki yıl 4.1 milyar dolar olan ilaçtaki ticaret açığı geçen yıl 3.3 milyar dolara indi...
Böylelikle, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 12'den yüzde 16'ya yükseldi...
"Ama oran hâlâ çok düşük" diyor Nezih Barut, "Oysa bize göre Türkiye bir ilaç üretim üssü olabilir.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne göre 2023 yılında ilaç ihracatımız 3 milyar dolar...
Biz ise hedef çıtasını çok daha yukarı koyduk...
Diyoruz ki, gerekli şartlar oluşursa, iyi bir strateji ve politikayla 10 yıl sonra ilaç ihracatımız 16 milyar doları yakalar..."
***
Nezih Barut'a Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun, "İlaç sanayicimiz bugüne kadar, ihracata odaklanmadı" sözlerini hatırlatıyorum...
"Sayın Bakan haklı" diyor, "Ama son dönemde şartlar zaten ihracata zorluyor sanayiciyi. İhracatın artması için yapılması gereken çok şey var tabii...
Sadece ihracatın artması için değil, cari açığın da azalması için. Mesela, ruhsat süreleri bugün ortalama 385 gün. Ortalama 210 güne düşürülmeli... Sonra
önerisini dile getiriyor: "Bakan Beyin yerinde olsam" diyor Nezih Barut, "Çağırırım sanayicileri... Gelin bakalım; Ar-Ge'ye yatırım yapmıyorsunuz. İhracata odaklanmadınız. Aşırı
kâr ediyorsunuz. Hepsini tek tek sorarım. Bizim talebimiz de bu zaten. Sayın Bakan, ilaç sanayiini bir de bizden dinlesin..."
***
"Bizim derdimiz sadece sıkıntı söylemek değil. Türkiye'nin ithalatını karşılayacak, ihracat yapacak potansiyeli varsa ilaç sektörünün, bunu bizim hep birlikte stratejiye dönüştürmemiz lazım... Biz,
Sayın Bakan'a çözümlerle gelmek istiyoruz. Sağlıkta yapılan çok önemli değişime karşın ilaçta hâlâ cari açığa neden olan sektörün bunu ortadan kaldırma niyetini ortaya koymak istiyoruz. Olay, kâr-zarardan çok ilaç sanayiinin bir ülkeye daha fazla yatırım yapmasının şartları nasıl oluşur ona bakmamız lazım...
Kârla mı, teşvikle mi, nasıl oluyorsa öyle... Ama mutlaka olmalı...
Yoksa görüyoruz, ulusal ilaç sanayiini oluşturan şirketler bir bir satılıyor..."
***
Soruyorum: Ne anlama geliyor bu? "Çok açık" diyor Nezih Barut, "Bu pazar satın alması, başka birşey değil. Ama sonuçta, ulusal oyuncular oyundan çıkmaya başladı. Bu noktada sorulması
gereken şu: Çok kârlı olsa sektörden neden çıksınlar? Bakın, Feridun Firik satıldı...
İtalyan Recordati satın aldı...
Yine Recordati, Yeni İlaç'ı satın aldı...
Mustafa Nevzat, Amgen tarafından satın alındı...
Eczacıbaşı'nı Zentiva aldı...
Yine bir başka yılların firması İbrahim Ethem Ulagay...
Menarini Group satın aldı...
Biofarma ve Münir Şahin...
Fon şirketi tarafından satın alındı...
Keza Deva...
Fon şirketi tarafından satın alındı...
Fako İlaç, geçen yıl Actavis'e satıldı..."
***
"Tamam" diyor Nezih Barut, "Satılmasına satıldı. Türkiye'ye döviz de geldi...
İyi güzel... Ama gözlerden kaçmasın! Hiçbiri ‘green field' denilen, sıfırdan yatırıma gelmedi. Son dönemde, hangi uluslararası ilaç firması yeni yatırım yaptı? Bu konuda ulusal bir politikamız olacak mı? Yoksa ‘Hasan da olur, Hans da...' mı diyeceğiz. Unutmayalım, işin sonrası da önemli..."
İşin sonrasına...
Sıfırdan yabancı yatırım çekememizin nedenlerine gelince...
Onu da bir yabancıdan dinledim...
Ama Türkiye'yi yakından tanıyan bir yabancıdan...
Güzel Türkçesi ile Merck İlaç'ın Yönetici Direktörü Jeffrey Kemprecos'tan...
İzin verirseniz onu da haftaya sizinle paylaşayım...