‘İlaç için ‘Deli’ dediler, yakında ‘Veli’ derler’
Saya Grubu’nun kurucuları Sancak Ailesi, Ethem Sancak’ın amca çocukları… 2006’ya kadar ortaktılar, ayrıldılar. Ama onları Ethem Sancak üzerinden tariflemeye çalışmak haksızlık olur. Bugün grup, 2011’de neredeyse sıfırdan kuruldu. Özellikle ilaçta büyük yatırım yaptılar. Yanı sıra inşaattan motor üretimine hızlı çıkış içindeler… Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdulrezzak Sancak, bu süreci ilginç sözlerle anlatıyor…
Tanımanızı isterim aslında, Abdulrezzak Sancak, Saya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı… ‘Modern derviş’ gibi biraz diyebiliriz, çünkü ağırlıkla sevgiden, taşların enerjisinden söz ediyor. Hayat sohbetleri kısmı aslında çok keyifliydi…
Şöyle diyor: “Bugün taşlardan olumlu enerjiler aktarılıyor. Taş nedir ki, kafası yok gözü yok, insanlar birbirlerine sevgilerini, enerjilerini aktarıp olumlu hale getirebilir…” Ama inançları ne kadar kuvvetliyse, iş dünyasına ve işe bakışı da o kadar rasyonel görünüyor. Şöyle dedim, “Sizden çok söz edildiğini duydum, özellikle tanıyanlar ticareti çok iyi bilir. Aile de öyledir diyorlar…” Anlatmaya başladı: “Önemli olan iki temel şey vardır. Birincisi ihtiyaçları çok iyi tespit edeceksiniz ikincisi iyi insanlar bulup onlarla çalışacaksınız. Başarılı ticaret buradan başlar. Türkiye’nin ihtiyaçları nedir? Onlara odaklanırsanız, ülkemle birlikte büyürüm. Bugün de Türkiye’nin 3 önemli konusu vardır: İhracat, Ar-Ge ve İstihdam… Biz hep doğru insanlarla çalıştık. Çalışanlarımızın mutlu olmasına çok önem veririz.” Abdulrezzak Sancak, Saya Grup’ta yeni başlayanlara yazdığı bir şiiri, mektup olarak gönderiyor. Yer olsa koyardım.
2006’da yollar ayrıldı
“Ethem Bey ve diğer amca çocukları ile ayrılış nasıl oldu? Ve ardından ilaç sektörüne nasıl girdiniz?” sorusunu yönelttiğimde Abdulrezzak Sancak şöyle anlatıyor:
“2006’dan bu yana 350-400 milyon dolar civarında bir yatırım yaptık. Aslında yatırımlar esas itibariyle 2011 yılında başladı. Çünkü 2006’da ayrıldıktan sonra uzun süre sektör arayışımız sürdü. Bir de yatırım için sattığımız Hedef’in ödemesinin tamamlanmasını da bekledik. 2006 yılında neden ayrıldık: Biraz heyecan kaybolmuştu. Heyecan olmayınca küçülme ve geriye gitme başlıyor. Hantallaşma başlamıştı. Ayrılma hantallaşmanın sona ermesini sağladı. Sancak Ailesi olarak biz dağıtım işiyle uğraşırken geçmişten beri, hep kendi içimizde konuştuğumuz bir şeydi: ‘Bizim ailemizin sanayiye girmesi gerekir…’ Ama ailemiz hep dağıtım yaptı, hizmet sektöründeydi. Biz ailenin Saya kısmı olarak sanayiye girme hedefimizi gerçekleştirdik.”
Peki neden ilaç sektörü?
İlaç sektöründe büyük gelecek gördüklerini anlatan Abdulrezzak Sancak bunu şöyle anlatıyor: “Hastalıkların iyileşmesi için çabalar, insanların daha bilinçli ilaç kullanması, sağlığa yöneliş gibi nedenlerle sektörün gelişme trendinin devam edeceğini düşünüyoruz. Hükümetin de bu konuda yaptıkları çok iyi işler var. Hastalar tedaviye ulaşabiliyor artık. Alman Sağlık Bakanlığı’ndan Avrupa GMP sertifikası aldık ve bu sertifika ile Avrupa’ya ihracat yapabilir hale geldik. Şimdi, Avrupa’nın yanı sıra ABD için de izin süreçlerimiz sürüyor. Bunlar grubumuzu önümüzdeki yıllarda hızlı büyütecektir. Bu kadar yeni bir firmanın belgeyi alabilmesi bir ilktir. Şimdi ABD harici pek çok ülkeye ihracat ya da fırsat olursa üretim yapabilecek bir durumdayız. İlk hedefimiz AB ülkeleri, ama Orta Asya ve benzeri pazarlarda da var olmak istiyoruz.”
‘Deli dediler Veli olacağız’
Sancak, bu sektöre bu kadar yatırım yapmalarını kendilerinin bir fırsat başkalarının ‘delilik’ olarak gördüğünü, bunun bakış açısı farkı olduğunu. İnanç farkı olduğunu söylüyor:
“Bu sektörde bu kadar sıkıntı varken bu sektöre giriyorlar, bu kadar büyük yatırım yapıyorlar, bunlar ‘Deli’ olmalı dediler. Şimdi sıkıntılara rağmen niye girdik. Biz öncelikle ülkeye çok güveniyoruz. Benim iddiam benzer ülkeler arasında Türkiye önümüzdeki dönemde en başarılı ülke olacak. Refah artıyor insanlar sağlığına daha fazla önem veriyor. Nüfus yaşlanıyor. Bu da sektörün gelişeceğini gösteriyor. Bu sektör göz ardı edilemeyecek bir sektördür. Bu işe girerken şu hesabı yaptık, büyük bir iş olacak, hem yurtdışına hem yurt içine üretim yapabilecek bir sektör olduğu için girdik. Sadece Türkiye’ye yaparsanız kurtarmıyor. Hem kendi ilaçlarımızı üreteceğiz, hem de diğer firmaların üretimlerini yapacağız. Hem kendi ilacımızı pazarlayacağız hem de başkasının ilacını pazarlayacağız. Biz kurguyu böyle yaptık. Bunu başarırsak, birilerinin bize dediği ‘Delilik’, ‘Veliliğe’ dönüşür. Şu anki gidişimiz bu yönde. Yani çok olumlu…”
İnşaatta ve motor üretiminde
Sancak Ailesi, Saya Grup olarak, inşaat ve sanayide yine motor ve kalıp üretimi işlerine de 2006’dan sonra girerek, adeta sıfırdan bir grup yarattı. Grubun diğer işlerini Sancak şöyle anlatıyor:
“Biz gelecekte hizmet sektörüne de girmeyi istiyoruz. Ama alanını daha tespit etmedik. 4 tane şirketimiz var ve onları büyütmek istiyoruz. Hepsinin büyüme potansiyeli var. İnşaatta şu an Folkart ile özellikle İzmir ve çevresinde özgün projeler yapıyoruz. Bir kardeşimiz İzmir’de yaşıyor. Burada dediğimiz gibi az ama özel, nitelikli işler yapmak istiyoruz. Volt Elektrik Motorları’na gelince bu şirketi satın aldık. Son 4 yılda bu şirketi 5’e katladık. Kayda değer rakamlara ulaştık. Elektrik motorları üretiyor. 2010’daki cirosu 28 milyon TL iken şimdi 2015 yılında 135 milyon TL ciro bekliyoruz. Türkiye’de ve alanında dünyada önemli bir yere geldi şirket. Burada ortaklık teklifleri de alıyoruz. Türkiye’deki ilk 3 üretici içindeyiz. Yine Voltsan Makine diye bir makine kalıp şirketimiz var orada da pek çok sektöre kalıp üretiyoruz.”
‘Babam bütün aile fertlerini yetiştirdi’
Abdulrezzak Sancak, babası Abdulkerim Sancak’tan, ailenin ticarete bu kadar yatkın olmasının nedenlerinden de şöyle bahsediyor:
“Bizim ailenin çekirdeğini oluşturan rahmetli babam ve amcamdı… Ethem Bey’in babası, biz amca çocuklarıyız. Onlar 7, biz 14 kardeşiz… Van’daydık o zamanlar. Babamın bütün bu aile fertlerine büyük katkısı olmuştur. Bunu Ethem Bey de söyler. Ethem Bey dahil herkesi yetiştirmiştir. Zaman zaman rakiplerini bile yetiştirmiştir. Çünkü babam gerçekten ticarette o bölgede bir ekoldür. Babam hem inanç hem iş dünyası kısmını aynı çizgide götürebilen ender insanlardan biriydi. Ticareti çok severdi, çok iyi yapardı, önemli büyük kararlar alırdı. Bunu yaparken Hakka, Hukuka, Helale çok dikkat ederdi.”
‘Diyanet, siyaset, ticaret işleri ayrıdır’
Abdulrezzak Sancak Ethem Sancak’ın siyasete girişini ve yaptığı yeni işleri ise şu söylerle değerlendiriyor: “Ethem Bey’in siyasete girmeden önceki rasyoları bugünden daha iyiydi. Kendisi de söylüyor. Siyasetle uğraşmasının maddi bir bedeli oldu. Bunu akraba olarak da görüyorum, işadamı olarak da görüyorum. Bizim ailemize, kardeşlerime gelirsek, herkes kendi oyunu verir. Siyasetle ilgili herhangi bir genel duruşumuz yok. Biz siyasetle ticaretin çok iyi gitmediğini gördük. Babam söylerdi, ‘Diyanet, siyaset, ticaret birbirinden ayrı şeyler çok karıştırmamak gerekir…’ Amerika gibi ülkelerde belki yapılıyordur ama Türkiye’de zor. Koşullar zorlaşıyor. Ama bu bir sevdadır Ethem Sancak’ın deyimiyle. O para da kaybetse bu işi yapacaktır. Biz de onu mutlu görüyoruz. O ülkeye böyle de hizmet ediyor.”