İktisat ve liberalizm

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

1990'larda Paris'te iktisatçılar sağcı, felsefeciler solcu gibi bir durum vardı. Yani, iktisat liberalizm demekti ve liberalizm de sağcılıktı. Tuhaf ama Türkiye'de liberalizm son derece yanlış tanıtılmış ve anlaşılmıştır çünkü 1980 sonrası doğrudan doğruya neoliberalizm olarak popülerleşmiştir. Bu ülkede iktisat eğitiminin ana akımı olan neoklasik iktisat da uzun süre yanlış anlaşılmış ve kötü öğrenilmiştir. Dolayısıyla, iktisat kuramı-liberalizm ilişkisi problemli kurulmuştur. Muhalifler açısından bakınca, neoklasik iktisat kötüdür/yararsızdır/ideolojiktir/bilimsel değildir/arzulanmaz çünkü: (1) Eşitsiz ve sömürüye dayalı bir dünya kuran kapitalizmin mazeretini üretir. (2) Bundan daha da fazlasıdır: liberalizmin ekonomi teorisinde temsil edilişidir. (3) Temel davranış postülası, homo oeconomicus, insan rasyonalitesinin yanlış temsil edilişinden ibarettir. Rasyonel insan, iktisadi aktör olarak bile, böyle davranmaz: bu tasvir olgusal olarak yanlıştır. (4) Dahası, mantıksal olarak da "rasyonalite optimizasyonu içerir" ve "optimizasyon rasyonaliteyi içerir" tezleri savunulamaz. (5) Neoklasik iktisat aksiomatik yönteme ayrılmaz biçimde bağlıdır ve eskimiş bir matematik yapma tarzıdır. Hilbert ve Zermelo'nun çoktan ölmüş formalist ekolünün, Bourbaki aracılığıyla, Debreu üzerinden iktisada getirilişi neoklasiğin özüdür. Formalist matematik ölmüştür, pace Gödel ve Turing, ve aynı vuruşla neoklasik ekol de ölür. (6) Ayrıca, neoklasik iktisat fiziğin kölece taklit edilmesi üzerine kuruludur ve, tıpkı matematikte yaptığı gibi, neoklasik iktisat fizikte de modası geçmiş bir akımı, hatta bir 19. yy fizik akımını taklit etmeyi sürdürmüştür. Buna, kısa kesmek için, Georgescu-Rogen ve Mirowski tezi diyelim. (7) Aynı argümanın uzantısıyla, neoklasik formalizm bir Naturphilosophie türü, bir Aydınlanma çocuğu, bir modernist projedir. Bu proje doğal olaylarla toplumsal olayların eşdeğerliğini/ayniliğini savunur ve fizik matematiğinin iktisada transferi ancak böyle savunulabilir.

Tek bir önermeyi, no 2, alalım. (Neoklasik) iktisat liberalizmin teoride temsil edilişidir önermesini kabul etmiyorum. Neoklasikler sıralcı (ordinalist) faydacılardır ve Paretocudurlar. Paretocular "kuvvetli liberalizmi" desteklemek zorunda değillerdir ve bu iddia maalesef yaygın olan bazı yanlış anlaşılmalarla çelişir. "Kuvvetli liberalizm" kanımca aşağıdaki köşeli önermeleri kısmen, hatta genellikle tam olarak, savunur. (i) Düzenlenmemiş (hiç müdahale edilmeyen) piyasalar optimal kaynak dağılımını sağlar. (ii) İktisadi adalet ve iktisadi etkinlik, eğer zaten tamamen bağlantısız değillerse, ayrı tutulsa iyi olacak konulardır. (iii) Tartışmayı kabul etmek için bir bağlantının var olduğunu kabul etsek bile, adalet ve etkinlik çelişirse öncelik etkinliktedir.

(iii) tamamen normatif değildir ama tartışılabilecek bir kısmi temadır. (ii) genel denge teorisinin özel bir halidir. Ne (ii) ne de (iii) yeteri kadar kapsayıcı, genel geçer ve kuvvetli/tartışmasız iddiaları kapsıyor. Bu da bizi aslında iskelet olarak (i) ile karsı karsıya bırakıyor. Ama (i) o derece açık sınırlayıcı varsayımlara tabidir ki, hemen ve hepsi neoklasik denge teorisi içinde olmak üzere, n karsı örnek verilebilir. Ad only if için tez beyan etmeye değmeyebilir: bkz yeni-Avusturyacılar. Dolayısıyla neoklasik iktisat teorisi iktisadi liberalizmin teoride temsil edilmesini cisimleştirmez. Aslında, genel bakarsak, ortada ne neoklasik iktisat, ne de liberalizm var. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019