İktidar muhalefet buluşması 'yoksul empatisini' hatırlattı

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

İktidar muhalefet buluşması İdris Hoca’nın “yoksul empatisini” hatırlattı

Rahmetli İdris Küçükömer, 1970’li yıllarda makaleleri ve kitaplarıyla ortaya koyduğu düşünceleriyle bir yandan farklı bir tarih okumasıyla tartışmalara yol açtı. Bir yandan da sivil toplumun demokrasi açısından önemini ortaya koydu. Onun için Başbakan Davutoğlu’nun çağrısıyla muhalefet liderleriyle bu sorunlu siyasal dönemdeki buluşması bana göre karşılıklı empati ağırlıklı bir diyalog içinde yürütülmeli. 

İktidar ve muhalefet partileri ancak, kendi siyasal kimliklerini toplantı odalarının kapısındaki  portmantoda bırakıp, içeri girip masada yer alabilirlerse,günün acil sorunlarının çözümü yolunda olumlu adımlar atabilirler. Aksi halde empati içermeyen her konuyu kendi doğrularıyla değerlendiren, başkalarına empati duymayan bugün de süren kanşılıklı suçlayıcı söylemleri sürerken, aciliyet arzeden sorunlarımıza çözüm getirici “ortak akıl  buluşmaları” söz konusu olamaz.

Şimdi siyasilerin feyz almaları gereken İdris Hoca’nın yoksullara empatisini anlatan sözlerini okuyalım:”Bugün mutlak yoksul evlerinde milyonlarca çocuğun sinirli, hırçın, problemli yetiştiği bir ülkedeyiz. Ben geleceğe o evlerden bakmaya çalışıyorum. Siz bakıyor musunuz?”

Hoca’nın 40 yıl önce “Yoksullara empati  duyarak” yaptığı değerlendirmeye bugün birçok bakımdan çok daha fazla ihtiyacımız var. Acaba siyasilerimiz dünün “taş atan çocuklarına empati ile yaklaşıp çözüm üretemedikleri için mi bugünün çukur kazan, barikat kuran gençleriyle  karşılaştık?”  Bu sorunun ve yanıtının önemi büyüktür...

Birlikte masaya oturacak siyasiler, bir yandan karşılıklı “empati” içinde olmalı, bir yandan da Güneydoğu’da çeşitli kentlerdeki kazılan çukurların başındaki gençlere empati ile yaklaşmalıdır. Dünün taş atılan gençlerine gösterilmeyen empati, bugünün çukur kazıp, onu korumaya çalışan gençlerinin gündeme gelmesi sonucunu getirmiştir. Bugünün çukur başındaki gençlerine empati duyularak yaklaşılmaması, yarın çok daha vahim tabloların ortaya çıkması sonucunu verebilir.

Birkaç yıl önce bölgenin akil siyasetçisi Ahmet Türk, bugün karşılaşabileceğimiz sorunu, “Biz, bölge halkıyla barış aramada diyalog kurulacak son kuşağız. Yeni dönemin gençleriyle barış diyaloğu kurmak çok daha zor olacaktır” diye ortaya koymuştu. Bugünkü manzara onu haklı çıkarır gibi gözüküyor. Dünün, yeterince eğitilmeyen, tatminsiz taş atan çocukları, bugünün “çukur başındaki gençleri”  iş bulma imkanı olmayan işsizleri olarak karşımıza çıktılar.

İktidar sözcüleri, sorunun çözümü için, sert bir söylem içersindeler. “Çukurları kapatıp, kazanları gömmekten” söz ediyorlar. Çözümleri sadece “güvenlikçi” bir söylem olarak yansıyor. Muhalefet söyleminin ağırlığı ise, “İktidar suçlamasıyla” sınırlı. Çözüme yönelik öneri, gençlere empati içermiyor.

O nedenle birlikte masada bu konuyu da ele almaları zorunluluğu olan iktidar ve muhalefet temsilcilerine İdris Hoca’nın 40 yıl önce yoksullara empatisini içeren görüşlerini sundum. Masaya gelecek siyasilere “empati” çağrısı yaptım...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar