İkramiye dönemi yaklaşıyor, yabancılara takılmayın
İki hafta önce katıldığım bir toplantıda, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan bir sunum yapmıştı. Turhan, TCMB'nin Kasım 2010'da başlattığı politikanın hedefine ulaştığını söylerken, kendinden emindi. Eski bir akademisyen olan Turhan'ın yaptığı sunum, teorik açıdan oldukça başarılıydı. Ancak; sonuçlar zaman zaman teoriye cevap veremiyor.
Son günlerde sadece Merkez Bankası konuşuluyor. Bankanın açıklamaları, günlük operasyonları merakla bekleniyor. TL'yi güçlendirmek adına bugün yeni bir eylem planı açıklayacaklar. Geçen haftaki kararlardan sonra, kısa dönemli faizler hızla yükseldi. Piyasa, politika faizinde de artış beklentisine girdi.
Londra ve New York'taki piyasa profesyonelleri, faiz artışından emin gözüküyorlar. Faiz arttırılırsa, zafer kazanacaklarını düşünüyorlar. TCMB daha iki ay önce politika faizini düşürmedi mi? Piyasayı ters köşeye yatırmadı mı? Faizi düşürdükten sonra; 'TCMB, benzer ülkelerin merkez bankalarından farklı bir yol izliyor. Risk alıyor. Başarılı olamazsa tabii ki eleştirilir' demiştim. Merkez Bankası hiç hata yapmaz mı? Türk medyasında değişik bir yorumcu, akademisyen grubu var. TCMB faizi düşürdüğünde, 'Çok doğru bir karar' yorumu yapılıyordu. Yarın faizi arttırırsa; 'TCMB yerinde bir hamle yaptı' denilecek.
Banka henüz faizi yükseltmedi. Yabancılar; 'Güvenilirliğini tekrar kazanmak için faiz arttırmalı' diyor. Onların başka hesapları var. Merkez Bankası faizi yükseltirse, bana göre kredibilite kaybına uğrar. İstenileni vermiş olur. Diğer politika araçları ile biraz daha deneyebilirler. Para politikası her ay değişmez. Daha iki ay önce, kendilerinden emin şekilde faizi düşürdüler. Londra ve New York'taki oyuncuların görüşlerine takılmamak gerekiyor. Yıl sonu yaklaşıyor. Aralık ayının ortasında, Avrupa ve ABD'de ikramiyeler açıklanacak. Banka ve fonların bu seneki performansları zayıf. İkramiyeler, bu gidişle geçen seneye göre düşük kalacak. Piyasa profesyonelleri, önümüzdeki 6-7 haftada durumu biraz toparlamak istiyorlar. Bugün AB'den bir paket gelsin. TCMB faiz sinyalini versin. Türkiye gibi riskli piyasalardan para kazanmak için daha nasıl bir ortam istenir ki?
Londra'dan konuştuğum bir analist, 'Göreceksin, Merkez Bankası faizi arttıracak. Biz departman olarak zafer purolarını hazırladık' ifadesini kullandı. Ülke olarak büyük acılarla uğraşıyoruz. İçimiz yanıyor. Adamların derdi aralık ayında alacakları ikramiye. Bu insanlar, bizim televizyonlarda sıkça gözükürler. Çok önemli yorumlar yapıyorlarmış gibi lanse edilirler.
Bu insanlarla çalıştım. Mantalitelerini, bakış açılarını iyi bilirim. Türkiye'de ne olmuş bitmiş, pek umurlarında olmaz. Para kazanmak için rahat bir ortamın yaratılmasını isterler. Kendi açılarından haklı da olabilirler. Güle güle harcasınlar. Eleştirdiğim nokta; yabancı yorumlarının bizim medyada bu kadar abartılması. Son bir haftadır yabancı yayın organlarında çıkan değerlendirmelere dikkat edin. Merkez Bankası üzerinde tam bir baskı durumu var. Bu yorumlar; gazete sayfalarında, televizyonlarda sürekli yer alıyor.
Ağustos ayından beri devam eden bu pres, son birkaç gündür zirve yaptı. Merkez Bankası, uyguladığı politikalar ile piyasalardaki belirsizliği artırmış olabilir. Bu görüşe katılıyorum. Fakat; 'TCMB dize geldi. Faizi yükseltmek zorunda kalacak.' yaklaşımını da hiç hak etmiyor.