İklimle mücadele için kadın liderler geliyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğinin yoksulları, özellikle de, kadınlar ve kız çocuklarını yani çevresel, ekonomik ve sosyal şokların en ağır kısmına maruz kalanları daha fazla etkilediğini söylüyor. Bu, bir çok alanda olduğu gibi, iklim değişikliğinin önemli bir toplumsal cinsiyet boyutu olduğunu gösteriyor.

Gelişmekte olan ülkelerde başta olmak üzere, kadın ve erkekler iklim değişikliğinin etkilerinden farklı düzeyde etkileniyorlar.

Dünya genelinde iklim değişikliği ile göç edenlerin yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor. Örneğin, Katrina Kasırgası’ndan 2 yıl sonra çocuğunu tek başına büyüten annelerin yüzde 83’ü evlerine geri dönemediler. Katrina’dan sonra kaybedilen işlerin 2/3’ü kadınlar tarafından kaybedildi.

Kadınların daha kırılgan olmasının temelinde, tarımsal işgücünün çoğunluğunu oluşturmaları, gelir getirici fırsatlara daha az erişmeleri gibi farklı yapısal sorunlar ön plana çıkıyor.

Her ne kadar kadınlar gıda üretiminin yüzde 50 ila 80’ininden sorumlu olsalar da, iklim kaynaklı kayıplarla ilgili ve adaptasyon teknolojileri için fonlara ulaşmakta sıkıntı çekiyorlar.

Kadınların, iklim değişikliği ile mücadelede karar süreçlerinde yeterince temsil edilmemesi, kadınlara yönelik çözümlerin oluşturulamamasında önemli bir etken.

Dünya geneline baktığımızda da, iklim müzakerelerinin erkek egemen bir yapıda olduğunu görüyoruz. 2000-2017 yılları arasında BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na Türkiye’yi temsil eden 905 kişinin sadece yüzde 35’ini kadınlar oluşturmuş. BM’deki toplam katılıma baktığımızda da durum değişmiyor ve kadın temsiliyeti yüzde 38’de kalıyor.

Kadının yaratıcı ve eylemci gücü Kadının potansiyel, yaratıcı ve eylemci gücünün iklim hareketine dahil olması büyük önem taşıyor. Nitekim, 2017’deki İklim Değişikliği Konferansı’nda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler, Toplumsal Cinsiyet Eylem Planı’nı (GAP) onayladı. Bu çok önemli bir adım. Böylece, iklim değişikliğinden erkeklere oranla daha fazla etkilenen kadınların, iklim politikalarının oluşturulmasında da daha fazla söz sahibi olması sağlanabilecek. Kadınların karar süreçlerinde etkin yer alamamaları konusunu gündemine alan Tema Vakfı da, kadın gönüllülerinin iklim değişikliği konusunda kapasitelerinin artırılması ve yerelde iklim savunuculuğu yapabilmelerini desteklemek için İklim İçin Kadın Liderler Projesi’ni hayata geçirdi.

Kadın çalıştığı tarla için destek alamıyor

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, iklim değişikliği karşısında kadınların neden daha fazla kırılgan olduğunu anlatırken, özellikle az gelişmiş ülkelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki engellere gönderme yapıyor. Şöyle diyor Ataç: “Ailenin bakımı, yemeği, ısınması ve suyunun tedarik edilmesi gibi rolleri kadınlara yüklüyor. Yine toplumsal yapı nedeniyle özellikle tarımda kadınlar aktif rol almasına rağmen toprağın sahibi erkekler oluyor. İklim değişikliğinin yarattığı problemlere karşı kadınlar tarlası için destek alamıyor, şartlarını iyileştiremiyor. Tarlada çalışan, üreten kadınken; iklim değişikliğine karşı desteklenen fonlardan yararlanan genelde erkekler oluyor.”

Çalışmaları Ağustos 2018’de başlayan ve CFLI (Kanada Yerel Girişimler Fonu) tarafından desteklenen proje kapsamında ilk eğitim programının Gaziantep’te uygulandığını söylüyor Ataç. Webinar ve online eğitimler ile toplamda 29 ilde 86 Tema temsilcisine eğitim verilmiş durumda.
Tema’nın Türkiye’nin 81 ilinde bulunan temsilcileri ve gönüllüleri arasında kadın erkek oranının eşit seviyede olması da iklim hareketinde eşit temsiliyet açısından son derece önemli.
Ataç, temsilcilerin eğitim süreçlerinde hem iklim değişikliği konusunda bilgilendirilip bilinçlendirildiğini; hem de iklim savunuculuğu yapmaları ve konuya liderlik etmeleri için desteklendiklerini söylüyor. Ataç şunu ekliyor:

“Biliyoruz ki büyük toplumsal değişimler kadınların liderliğiyle olur. Şimdi iklim için tüm kadınları harekete geçmeye ve sorumluluk almaya çağırıyoruz.”

Pınarca Köyü kadınlarının kararlığı termik santrale geçit vermedi

Kadın liderliğinin potansiyelini geçtiğimiz günlerde bizzat yaşadık. Tekirdağ’ın Çerkezköy ve Kapaklı ilçelerinin yakınında projelendirilen Çerkezköy Termik Santrali projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edildi. Böylece tüm Trakya’nın tarım alanlarını etkileyecek olan termik santralin kurulmasından vazgeçilerek yaklaşık 9 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alan kurtarılmış oldu. Planlanan termik santralin kurulması halinde yılda 7,1 milyon ton kömür yakılacaktı.

Termik santrale geçit vermeyen mücadelenin kahramanları ise Pınarca Köyü kadınları oldu. Çerkezköy Pınarca köyü sakini İlknur Bozkaya, “Biz ekmeye, dikmeye, meyvemizi dalından yemeye alıştık. Topraklarımızı gelecek nesiller için her zaman savunmaya hazırız” diyerek anlatıyor mücadelelerinin temeli. Bölgedeki kadınlarla uzun süredir çalışmalar yürüten TEMA Vakfı Çerkezköy İlçe Sorumlusu Nilüfer Ceylan’ın da dediği gibi, "Kadınların verdiği mücadele karşı tarafı korkutmuyor, çünkü bu mücadelenin altında siyaset ve menfaat bulunmuyor."

Gaziantep’i bisiklet kullanmaya alıştıracak

Tema Vakfı Şehitkamil İlçe Sorumlusu Duygu Karabay, Gaziantep’te bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için harekete geçen bir diğer genç kadın. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde Endüstri Mühendisi olarak çalışan Karabay, bir yandan bölgedeki kadınlara iklim liderliği eğitimleri verirken, diğer yandan şehri doğa dostu ulaşımla tanıştırmaya çalışıyor. Gaziantep’te 15 kilometre uzunluğunda bisiklet yolu olduğunu söyleyen Karabay, hava kirliliğinin azalması için bisitlet kullanımının artmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Karabay, işe gidip gelirken bisiklet kullanıyor. “Bisikleti yargılayanlar olduğu kadar, alkışlayan da var” diyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar