İklimin kanunu var sosyal medyanın yok

Mine ATAMAN
Mine ATAMAN Tarımsal Hülasalar mine.ataman@dunya.com

Sosyal medya günlerdir, “İklim Kanunu” üzerine yazılmış/çizilmiş/seslendiril­miş yalan/yanlış/hurafe bilgilerle kaynıyor. Elti/emekli/aile guruplarının popüler gön­derisi İklim Kanunu ile ilgili “tarım yasakla­nacak, küçük çiftçiler ortadan kaldırılacak, ormanlar tahrip edilecek, ata tohumu ekti­rilmeyecek, su kullanımı yasaklanacak, bah­çeye elma ağacı dikilemeyecek, köylünün toprağı elinden alınacak” gibi cehaletle örü­lü bilgisizlik ürünü açıklamalar. Kimsenin kanunu okuduğu, anladığı yok. En büyük bilgilendirme kirliliğinin sözde entelektüel­lerden gelmesi Türkiye’nin zihin berraklığı ve manipülasyonun dozu açısından çok ya­zık. Maksat “ata tohumu yasaklandı, toprak­larımızı elimizden alacaklar” paylaşımları­nın yarattığı sansasyondan nemalanmak, çevreye duyarlı birey algısını perçinlemek.

İklimin kanunu var hakkaniyeti yok

İklim Kanunu’nunda ne var. Sanayide karbonu azaltma yerine “Emisyon Ticaret Sistemi” ve “Karbon Kredilendirme Me­kanizmaları” gibi piyasa temelli çözümler var. Türkiye’nin en önemli kaslarından ta­rım ihracatı ve çeşitli endüstrilerin Paris İklim Anlaşması’na uyumu, ihracata kan kaybettirmeme hedefi var. Muhalefet şer­hine göre, kanunun hedefinde, “AB’nin Sı­nırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) nede­niyle yüksek emisyonlu ürünlere gelecek yüksek vergi yükünü hafifletebilmek için yerli sanayinin karbon kredileriyle süre­ci yönetebilmelerinin altyapısını düzenle­mek. Karbonu alınır satılır meta haline dö­nüştürecek süreci “Yeşil Makyaj” yaparak yasallaştırma çabası” var. Parasını ödedi­ğin sürece kirletmeyi meşrulaştırmak, kü­çüklere sahneden inin, ölçek ekonomisi ol­madan yaşamak zor demenin yasal yolları var. Karbon kanununun mantığı da bu za­ten ceza vererek karbon düşük üretimi, sa­tın almayı destekleyecek motivasyonu ya­ratmak.” Kanun, kötü niyetli mi hayır, ik­lim kaynaklı tarımda, toplumsal yaşamda ortaya çıkacak olumsuzlukları yönetmeye yarayacak çözümler var mı hayır.

İklim kanunu değil “karbon emisyon ticaret kanunu”

Dem Parti’ye göre “İklim Kanunu, iklim felaketi kaynaklı sorunlara çözüm getir­mekten çok uzak. İş dünyasının iklimle il­gili sorunlarına çözümler üreten uygulama ve yaptırımlarla dolu, bir bakıma göz boya­ma. İsmi “Karbon Emisyonu Ticaret Kanu­nu” olmalıydı.

İklim kanunu fırsatları

İklimin Kanunu’nda fırsatlar da var. Ya­ratılacak finansal kaynakların girişimci gençlerin “karbon yakalama, karbon ayak izi düşürme, biyobozunur materyal üret­me ” üzerine ürünler geliştirdiği şirketlere verilmesi yoluyla Türkiye’nin karbon ayak izini düşürme yolunda müthiş fırsat doğa­bilir. Biyoteknoloji alanında çalışan yüzler­ce genç tarımdan, geri dönüşüme, tekstile pek çok alanda ürünler yaratıyor. Tüm bun­lar için Kanun bir çatı görevi görüp Türki­ye’nin düşük karbon ekonomisine sahip geleceği için bilim üretilmesine mihman­darlık edebilir, İngiltere gibi dünyada biyo­teknoloji üssü olabilir. Türkiye bu kanunla “yaşam maliyeti düşük hayatı” zorunluluk olarak değil yaşam biçimi olarak seçebilir.

Sancılı Antroposen’in iklimi çok kötü

İklimin Kanunu var adaleti, hakkaniyeti yok, hayatın her alanında olduğu gibi. Ama bu topraklarımızı/hayvanlarımızı elimiz­den alacakları anlamına gelmiyor. Uygarlık yeni bir fazda. Şimdiye kadar güçlüler ara­sında görece hayatta kalmayı başarmış kü­çük sermaye, küçük aile çiftliği gibi küçük yapılar, görece bilime/sanayiye/toplumsal faydaya az katkı sunanların acımasız dün­yada hayatta kalması mümkün değil. Uy­garlık zamana ayak uyduramayanların/ şanssızların silkelendiği acımasız bir süre­cin sancılarını yaşıyor. Geçmesi birkaç ku­şak alacak. Uygarlık DNA’sına bıraktığımız etik dışı arazlara bakmakta fayda var.

Velhasıl, İklim Kanunu da diğer tüm ka­nunlar gibi güçlünün yanında, hayatın/in­sanlığın kendisi gibi. Fırsatlara odaklan­mak, değişimin parçası olmak çözüm için kafa yormak çiftçi için de gelecek için de en kıymetli katma değer. Gerisi ikiyüzlü fır­satçılıktan başka bir şey değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Tarım Dondu 13 Nisan 2025