İklim Zirvesi'nden 4 temel beklenti var
“Doğa kızgın, ancak Yeşil Yeni Düzen yardımcı olabilir. Ben kendi paramın vergi yoluyla mercan resifl erini yok etmesini ve buzulları eritmesini istemiyorum.”
Bu sözler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e ait. Bugünden başlayarak, önümüzdeki iki hafta boyunca dünya gündeminde tartışılan en önemli konular iklim değişikliği ve iklim eylemi olacak. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çağrısı ile bu akşam New York'ta başlayacak olan İklim Eylem Zirvesi'nin taslak programı kamuoyu ile paylaşıldı.
Taslak programa göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Zirve'de duyuru yapacak. Cumhurbaşkanı, "Live, Work ve Move Green (Yaşam, İş ve Yeşil Hareketler) adlı oturumda söz alacak ve "karbondan arındırılmış yapılı çevre, sürdürülebilir taşımacılık sistemleri ve kentsel dönüşüm için özel olarak tasarlanmış finans ve teknik destek mekanizmaları somut eylem duyurusu" yapacak.
Antonio Guterres zirve duyurusunu yaparken, "Söz değil somut eylem" demiş, zirvede somut eylem açıklaması yapmayacak olan liderlere izin vermeyeceğini açıklamıştı.
Özellikle dört temel alanda somut iklim eylemi beklediğini de ifade eden BM Genel-Sekreteri, bu dört alanı şöyle sıralıyor: 2050’de net sıfır emisyon; yeni hiçbir kömür yatırımı yapmamak; kirleticilerin ödeyeceği bir vergi rejimi oluşturmak; ve fosil yakıt teşviklerine son vermek.
Zirve'de Türkiye'nin yanı sıra, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Hindistan, Çin, Endonezya, Rusya, Şili ve Finlandiya başta olmak üzere 75 ülke lideri duyuru yapacak. Özellikle Çin’den BM’nin beklentisi yüksek. BM, Çin’den 2050 dekarbonizasyon hedefine dair bir açıklama bekliyor. Finansman konusunda da gelişmeler bekleniyor.
Birçok liderin Yeşil İklim Fonu’da katkılarını arttırdıklarını açıklayacağı ifade ediliyor. Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya şimdiden fona katkılarını ikiye katladıklarını açıkladılar. Bunun yanı sıra, özellikle özel sektörden de önemli duyurular gelecek. Allianz, Danone, Bank of England ve European Investment Bank gibi birçok kurum ve kuruluş somut iklim eylemlerini ortaya koyacak.
Bu arada, 25 Eylül’de kamuoyuna açıklanacak olan IPCC Denizler Raporu da çok önemli. Rapordan sızan metinler, küresel ısınma yüzünden deniz ekosisteminin önemli hasara uğradığı ve ciddi sosyal ve ekonomik etkilerin ortaya çıkmaya başladığını gözler önüne seriyor.
Planlar, hedeflerin uzağında
Zirve, Paris Anlaşması’nın hedefleri için kritik bir öneme sahip. 2020 yılında, anlaşmanın hükümlerine göre ülkelerin verdikleri taahhütleri güncellemeleri gerekiyor. Son yayımlanan bilimsel raporlar – özellikle IPCC raporları – zamanın giderek daraldığını ve 1,5 derece hedefinin kritik öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle devlet liderlerinin, bu küresel krizi önlemek ve küresel sıcaklık artışını 2030 yılı itibari ile 1,5 derece sınırında tutmak için gerekli adımları içeren planları en kısa zamanda ortaya koyması gerekiyor. Paris Anlaşması öncesinde sunulan iklim planları – Ulusal Niyet Katkı Beyanları- bu hedefin hayli uzağında.
Zirve kapsamında somut iklim eylemi alanları olarak aşağıdaki alanlar belirlenmiş durumda:
● Finans: Kamu ve özel sektör fonlarının dekarbonizasyon için harekete geçirilmesi
● Enerji Dönüşümü: Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye dönüşümün hızlandırılması ve enerji verimliliği konusunda somut adımların atılması
● Endüstri dönüşümü: Petrol ve gaz, çimento, çelik, kimya ve bilgi teknolojileri sektörlerinde karbon yoğunluğunun azaltılması ● Doğa temelli çözümler: Ormancılık, tarım, denizler ve gıda sistemlerinde sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılması
● Şehirler ve Yerel Eylem: Kentlerde ve yerel düzeyde emisyonların azaltılması, kentli yoksullar başta olmak üzere kentlilerin korunması için gerekli olan kentsel altyapı adımlarının atılması
●Direnç ve Adaptasyon: İklim değişikliğine karşı en hassas olan kesimler ile ulusların iklim değişikliği ile baş edebilmeleri için gerekli olan küresel destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi.
Dört milyon kişi İklim Grevi’ne katıldı
BM İklim Eylem Zirvesi’nin hemen öncesinde, 20 Eylül’de ise, milyonlar küresel iklim grevine çıktı. Genç aktivist Greta Thunberg liderliğinde dünya genelinde gençlerin başlattığı iklim grevlerine aileler, işçi sendikaları ve özel sektör çalışanları da destek verdi.
Dünya çapında dört milyon kişi İklim Grevi’ne katıldı. 163 ülkede 5 bin 800 iklim grevi gerçekleşti. 73 sendika, 3 binin üzerinde sivil toplum kuruluş grevlere destek verdi 7 bin 371 web sitesi ise Dijital İklim Grevi'ne çıktı ve siteleri kapattı. Almanya'da 1.4 milyon kişi; New York'ta 250 bin kişi; Melbourne’de 300 bin kişi greve katılım gösterdi. 350.org'un açıkladığı sayılara göre Türkiye'de toplamda 10 bin 000 kişi iklim grevine katıldı. İstanbul'daki katılım sayısı ise 3 bin 500 olarak açıklandı. Türkiye’de başlatılan Sıfır Gelecek kampanyası, 20 Eylül’de ve sonrasında gerçekleşecek etkinliklerle iklim krizini kamuoyunun gündemine taşımanın yanı sıra, Türkiye’deki karar alıcıların bir an önce iklim krizine karşı acil ve adil planlama yaparak 2030’a kadar sıfır karbonlu bir geleceğe yönelik somut adım atmalarını talep ediyor.
Eskişehir enerji verimliliği planı en önemli projeler arasında
Mission 2020 adlı uluslararası kuruluş BM İklim Zirvesi öncesinde, ülkelerin, şehirlerin, özel sektörün şu ana kadar Paris Anlaşması’na uymak adına yaptığı somut iklim eylemlerini bir araya getiren bir liste yayımladı. Listede özellikle Eskişehir kent yönetiminin yürüttüğü enerji verimliliği planı dikkat çekiyor. Bu plan, küreselde iklim eylemi alanında en önemli ve başarılı enerji verimliliği çalışmaları arasında gösteriliyor.
Dünyayı kömüre yönlendiren şirketler açıklandı
Küresel İklim Grevi'nden bir gün önce, Avrupa’da yazılı hale getiriyor enerji konusunda çalışan Urgewald, Avrupa İklim Ağı’nın (CAN Europe) da dahil olduğu 30 sivil toplum kuruluşu ile birlikte, kömür sektöründe faaliyet gösteren şirketleri içeren küresel ölçekteki en kapsamlı veri tabanı, “Küresel Kömürden Çıkış Listesi”ni (Global Coal Exit List, GCEL) yayınladı.
Listelenen şirketler, dünyadaki termal kömür üretiminin yüzde 89'unu ve kömürlü termik santral kurulu gücünün yüzde 87'sini temsil ediyor. Küresel Kömürden Çıkış Listesi, Paris Anlaşması’nda belirlenen hedefl ere ulaşmak için finans dünyasının arkada bırakması gereken 746 şirketi işaret ederek yön gösteriyor. Bu şirketler arasında Türkiye’den 17 şirket yer alıyor. Listede yer alan 746 şirketin 400'ü kömür faaliyetlerini genişletme planları yapıyor. Listeye göre;
● Planlanan kömürlü termik santral sayısı, küresel ölçekte son üç yılda yüzde 50'nin üzerinde azalırken, 60 ülke yeni kömür santrali planlamaya devam ediyor. 2019 Listesi’nde, bu artıştan sorumlu 259 kömür yatırımcısı tanımlanıyor.
● GCEL'de yer alan 200'den fazla şirket, yöre halkları tarafından oluşan muhalefete rağmen kömür madenciliği faaliyetlerini genişletmeye devam ediyor. Avrupa'da kömür madenciliği sektöründeki 23 şirketten 7'si Polonya'da, 9'u ise Türkiye'de faaliyet alanını genişletiyor.
● En çok kömür şirketine sahip dört ülke Çin (164 adet), Hindistan (87 adet), Amerika Birleşik Devletleri (82 adet) ve Avustralya (51 adet) olarak sıralanıyor.
● BlackRock, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda kamuoyuna açıklamalarının aksine, yeni kömür santrali geliştiren şirketler arasında dünyadaki en büyük kurumsal yatırımcı olarak öne çıkıyor. BlackRock’un, Aralık 2018 itibarıyla kömür şirketlerine yatırım yaptığı hisse ve tahvillerin değeri 11 milyar ABD dolarının üzerinde seyrediyor.
● Ticari faaliyet gösteren 26 banka, yeni kömürlü termik santral yapmak üzere geliştirilen proje finansmanı anlaşmalarına katılmayacağını taahhüt etti.
● 16 sigorta şirketi, kömür projelerinin sigorta sözleşmesini sonlandırdı ya da önemli ölçüde kısıtladı.
● Başlıca finans kuruluşları, portföylerinden kömürü çıkartacakları tarihleri ilan etmeye başladı. Bunların arasında Allianz, KLP, Storebrand, Nationale Nederlanden, Avustralya Commonwealth Bank ve Crédit Agricole bulunuyor.
Almanya, emisyon hedeflerini yazılı hale getiriyor
Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi öncesi önemli bir duyuru Almanya’dan geldi. “İklim Eylem Programı 2030”a göre tüm sektörlerde 2030 emisyon hedefl eri 2019 yılı sonuna kadar yazılı hale getirilecek. Almanya, ulaşım ve yapı sektöründe “Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi”ni kuruyor. Ayrıca, 2021 yılı itibari ile sabit karbon fiyatına geçiyor. 2021 yılında CO2’nin tonu başına 10 ile 35 Euro arasında bir fiyat belirlendi. Bu fiyat 2026 yılında yeniden düzenlenerek 35 ile 60 Euro/ton düzeyine çekilecek. Bu fiyatlandırma ülkede benzin fiyatının 3 ile 15 euro cent artacağı anlamına geliyor. Almanya elektrikli araçlara da yatırımı arttıracak. Ülkede 2030 yılına kadar elektrikli şarj istasyonu sayısı 1 milyon’a çıkacak. Ayrıca benzinli araçlara karbon vergisi gelmesi, havacılık vergilerinin arttırılması ve demiryolu ulaşımına vergi muafiyetleri getirilmesi planlanıyor. Almanya’da 2030’a kadar 17 GW kömür santrali kapatılacak ve yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı yüzde 65’e çıkarılacak. 2023 yılına kadar iklim eylemine en az 54 milyar Euro yatırım yapılacak. Bu yatırımın maliyetleri karbon fiyatlandırma mekanizmaları ile karşılanacak.