İklim ekonomisi zirvesinin ikinci ana başlığı “Sürdürülebilir Ulaştırma”

Burcu KÖSEM
Burcu KÖSEM [email protected]

Ulaştırmada yakıt dönüşümünün sağlanarak, alternatif yakıtlı ve/veya yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin sağlandığı elektrikli araçlar ve bisiklet gibi kompakt ulaşım araçlarına geçişin toplumsal olarak da kullanımının içselleştirilmesi önem kazanmaktadır.

Türkiye’nin ilk ekonomi gaze­tesi olarak, ülkemizde eko­nomi haberciliğinde iklim eko­nomisi konusunda farkındalık yaratılmasına öncülük etmek­teyiz. Bu bağlamda Sürdürüle­bilirlik Finansmanı konusunda gerçekleştirdiğimiz ilk zirvenin ardından; ikinci ana başlık ola­rak “Sürdürülebilir Ulaştırma”yı merkeze aldık.

Neden İklim Ekonomisi?

Türkiye’nin ilk ekonomi ga­zetesi DÜNYA sürdürülebilir­lik ve yeşil dönüşüm konuların­da farkındalıktan ziyade somut adımlar atılması adına öncü ol­malı diye düşünmüş ve bu nok­tada sadece özel sektör değil, kamu ve dahi STK’ların da bir­likte hareket etmelerine ihtiyaç olduğunun farkındalığıyla ha­rekete geçmiştik. Özellikle ka­mu bu işin olmazsa olmazıydı…

Bizzat kendim bu konuda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sa­yın Cevdet Yılmaz’ın makamı­na gittiğimde “İklim Ekonomi­si” çatısı altında yapacakları­mızı anlatmıştım. Ve haziran ayında ilkini gerçekleştirdiği­miz “İklim Ekonomisi Sürdü­rülebilirlik Finansmanı Zirve­si” için kendisi büyük bir lider­lik göstererek bizlere rehberlik etmişti.

Konuya olan yaklaşı­mı bize devam etmemiz konu­sunda ayrıca bir güç verdi. Bu nedenle gösterdiği basiret ve verdiği cesaret için Cumhur­başkanı Yardımcısı Sayın Cev­det Yılmaz’a ve sunumları için Sayın Bakanlarımıza ve 20 Ey­lül’de gerçekleştirdiğimiz “Sür­dürülebilir Ulaştırma Zirve”si­ne katkı ve destekleri ve de özel sunumları için Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulka­dir Uraloğlu’na teşekkürlerimi bir borç bilirim.

İklim ekonomisiyle “Sürdürülebilir Kalkınmaya” hizmet etmek

Sürdürülebilir kalkınmayı ekonomistler yaşam kalitesi, çevre bilimciler biyolojik ve­ya canlı çeşitliliği, sosyologlar ise sosyal ilişkiler üzerinden tanımlamaktadır. Oysa tüm bu bilimsel jargonların kesişim noktasına göre bir tanımlama yapılacak olursa; tüm insanlı­ğın refahına yönelik bir kavram olduğu ortaya çıkacaktır. Nite­kim küresel örgütlerin tanım­larından gidilecek olursa; Dün­ya Bankası’nın “süreklilik arz eden ve kuşaklar arasın­da eşitlik sağlamaya çalışan bir yaklaşım” ifadesini baz alabiliriz.

Neden ulaştırma?

Küresel çapta insan nüfusu­nun yarısından fazlası kentsel alanlarda yaşamaktadır. Bu ora­nın 2050’de dünya nüfusunun 2/3’üne çıkmasının, yaklaşık 6,5 milyar kişiye ulaşmasının öngö­rüldüğü koşullarda ulaşım altya­pısının geliştirilmesi hayatidir.

Ülkemiz açısından bakıldığın­da ise, kentsel alanlarda yaşayan nüfus oranın 2050’ye kadar bu hızla gitmesi halinde neredeyse tüm yerleşim bölgelerinin birer şehir haline geldiğine şahit ola­cağız. Bu kapsamda küresel se­ra gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 25’inden sorumlu olan ula­şım sektörü ele almalıydık.

İklim değişikliğiyle ilişkili afet risk­lerinin yanı sıra aşırı hava olay­larının etkileri bağlamında da kentlerde ulaşım planlaması öne çıkmaktadır ki; yeşil ve sürdürü­lebilir ulaşım bu alanda en önem­li dönüşümü temsil etmektedir. Ulaştırmada yakıt dönüşümünün sağlanarak, alternatif yakıtlı ve/ veya yenilenebilir enerji kaynak­larından elektrik üretiminin sağ­landığı elektrikli araçlar ve bi­siklet gibi kompakt ulaşım araç­larına geçişin toplumsal olarak da kullanımının içselleştirilmesi önem kazanmaktadır.

Bu konuda söylenecek söz çok… Ancak en önemlisi baş­lattığımız bu zirvelerle bir­likte kamu, STK ve iş insan­ları desteğindeki farkındalık arayışı aynı zamanda yerel ve merkez siyasi örgütler bağla­mında da siyaset üstü bir konu olarak ele alınabilecek ve bu suretle toplumsal kabulü de aynı hızla sağlanabilecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar