“İkinci Soğuk Savaş”ın silahı temiz enerji

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

1947-1991 yıllarını kapsayan Soğuk Savaş sırasında ABD ve Rusya arasında yaşanan rekabet, gerek “uzay yarışını” gerekse füze teknolojisini oldukça ileri seviyelere taşıdı. İkinci olası Soğuk Savaş sürecinde Putin karşıtlarının beklentisi net: ABD tarafından geliştirilecek temiz enerji politikası ile Rusya’nın petrol ve gaz hakimiyetinin ortadan kaldırılması.

Kırım’ın başkenti Akmescit’de Ukrayna bayrakları yerlerini Rus bayraklarına bırakırken, bir çok kişi bu süreci İkinci Soğuk Savaş nedeni olarak görüyor.

1947-1991 yıllarını kapsayan Soğuk Savaş sırasında ABD ve Rusya arasında yaşanan rekabet, gerek “uzay yarışını” gerekse füze teknolojisini oldukça ileri seviyelere taşıdı. İkinci olası Soğuk Savaş sürecinin ise uzaydan çok dünyaya odaklanması bekleniyor. Putin karşıtlarının beklentisi net:

ABD tarafından geliştirilecek yeni bir enerji politikası ile Rusya’nın petrol ve gaz hakimiyetinin ortadan kaldırılması. Bunun için ABD’nin küresel teknoloji lideri rolü üstlenmesi ve küresel ısınma ile mücadele edecek yeşil teknolojilere yatırım yapması gerekiyor. ABD’nin kaya gazı sayesinde enerji bağımsızlığını sağlamış olması, bu beklentiye yol açan temel unsur.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana petrol ithal eden ABD, 2030 yılından itibaren kaya gazı sayesinde petrol ihraç etmeye başlayacak. ABD 2020 yılında, Suudi Arabistan’ı geride bırakarak, dünyanın en büyük petrol üreticisi konumuna gelmeye hazırlanıyor. Bunun nedeni tabi ki kaya gazı. Uluslararası Enerji Ajansı, ABD’nin 2035 yılında enerji bağımsızlığını ilan edebileceğini ortaya koyuyor.

İtalyan petrol şirketi ENI’nin eski Strateji Direktörü Leonardo Maugeri, konvansiyonel petrol kaynakları potansiyelinin bugüne kadar yeterince önemsenmediğini söylüyor. Bundan sonrasında ise oldukça önemseneceği ortada. Konvansiyonel olmayan bu petrolün yüzde 70’i ABD’de bulunuyor. Teknolojide yaşanan gelişmeler, süreci belirleyecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Kaya gazını çıkarmanın, geleneksel petrole oranla daha masraflı olduğunu ve çevreye çok daha fazla zarar verdiğini hatırlatmakta fayda var.

Nitekim ABD Başkanı Barack Obama, ABD’nin en büyük mücadelelerinden birisinin iklim değişikliği olduğunu çok kez dile getirdi. Obama, fosil enerjilerin fiyatını artırarak, teşviklerin yüksek olduğu yenilenebilir enerjileri daha rekabetçi konuma getirmek istiyor. Kaya gazının çıkartılmasında da, çevreye zarar vermeyecek en iyi uygulamalar araştırılıyor.

Bloomberg New Energy Finance ile Business Council for Sustainable Energy (BCSE) tarafından hazırlanan “Sustainable Energy in America 2013” (ABD’de Sürdürülebilir Enerji-2013) isimli rapora göre, ABD’nin CO2 emisyonu ise son beş yıl içinde yüzde 13 azalarak 1994’ten sonraki en düşük seviyeye geriledi. Rapora göre, 2007 ile 2012 arasında, toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjilerin payı yüzde 6.4’ten yüzde 9.4’e yükseldi. Kömür ve petrolün payı azalırken, doğal gazın payı yüzde 23.4’ten yüzde 27.2’ye yükseldi.

Bu arada Frost & Sullivan’ın “Geleceğin Enerji Politikası: Küresel Trendlerde İlk 10” adlı rapor, enerji sektörünün geleceğine yönelik bazı öngörülere yer veriyor. Konumuzu ilgilendiren bir kaç başlık şöyle:

•  Global enerji pazarının geleceğine yön verecek önemli bir trend ‘liberalizasyon’ olacak. Bu gelişme sayesinde büyük enerji tekellerinin etkinlikleri sınırlanacak ve enerji pazarı gerçek küresel rekabete açılacak.

•  ABD Enerji Enformasyon İdaresi 2030 yılına kadar enerji pazarında yüzde 44’lük bir artış olacağına işaret ediyor. Yaşlanan enerji tesisleri nedeniyle Avrupa 2020’ye kadar yıllık yaklaşık 25 GW’lık ek üretim kapasitesine ihtiyaç duyacak. 

•  LNG, yani Likit Doğal Gaz, doğalgazın “yeni çağı” olarak adlandırılıyor. ABD, 2009’da kaya petrolü ve kömür yatakları gazlarından elde ettiği üretimle, en büyük gaz üreticisi konumuna ulaşmış durumda.

Putin’in Rusya’sı G8’den dışlanırken, Obama’nın ABD’si yaşanan sürecin kahramanı olma yolunda!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar