İkinci pasaportu nerden istersiniz?

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Yurt dışında bir ülkeden vatandaşlık almak trende dönüşmüş gibi görünüyor. Farklı nedenleri var. Tabii vize önemli unsurlardan biri diyebiliriz. İşin diğer yanı bazı ülkelerin de vatandaşlık vermeyi bir yatırım ve ticaret alternatifi haline getirmesi. Alternatifl erin çoğu zaten iş dünyası için daha uygun diyebiliriz. Size rehber bir çalışma olsun. Türkiye’de yıllardır sadece bu konuda çalışan Şevki Akaydın ile sohbet ettim.

Bir süre önce konuşmuştuk Yeni Bir Hayat Kurucusu ve Genel Müdürü Şevki Akaydın ile ancak verebiliyorum. Ama bu sürede baktım, bu konu ne kadar çok konuşuluyor ve sağda solda bahsi geçiyor. Özellikle profesyoneller ve işadamları ne yapsak da başka bir ülkeden vatandaşlık alsak diye araştırıyor. Belki bu sohbet işe yarar… Bunun pek çok nedeni olabilir, yukarıda da söylediğimiz gibi, en önemli neden vize sorunları… Onun dışında “ne olur ne olmaz bulunsun” diyenlerin oranı da epey fazla sanıyorum. Başka nedenler de var. Şevki Akaydın aşağıda anlatıyor. Akaydın’a öncelikle bu işin nereden aklına geldiğini sordum. “Uzun yıllar yurtdışında yöneticilik yaptım. Türkiye’ye dönerken kendi işimi kurma fikri oluştu. Yurt dışında yaşarken, dış ülkelere gelen, işadamı ve beyaz yakalılardaki bilgi eksikliğini fark ettim. 2011 yılının aralık ayında Yeni Bir Hayat’ı kurdum. Yaptığım işi ‘yurtdışı yaşam danışmanlığı’ olarak tanımlayabiliriz. Profesyonellere yatırım yoluyla ikinci vatandaşlık, yatırım yoluyla daimi oturum izni alma çalışmalarını yürütüyoruz. İşadamları ve beyaz yakalılara yönelik belli yaşam hakları elde etmelerini sağlayan uygulamalar mevcut.”

Pek çok ülke alternatifi var

Peki en çok talep gören hizmetler neler? “Hizmetleri üçe ayırabiliriz. Sağlık (Yurtdışında doğum vb.), yaşam (Yıllar itibariyle ön plana çıktı) ve eğitim…

Sunduğumuz hizmetlerle Türkiye’de tekiz. Tek bir ülkeye yönelik danışmanlık yapan firmalar var. Ancak biz tüm ülkeleri tek çatı altında topladık. Danışan bize geliyor, hayat şeklini ve planlarını anlatıyor. Biz kendisine ülke önerebiliyoruz. İleride oluşabilecek olumlu ve olumsuz detaylardan söz ediyoruz. Her ülkede çözüm ortaklarımız var. Orada akredite olmuş yetkililerle işbirliğimiz var. İstanbul’da ofisimizin olması, rahat iletişim kurma avantajı, profesyonel dosya hazırlığı hizmeti gibi avantajlara sahip oluyor danışan kişi.”

Tabii bu süreçler uzun zaman alabiliyor, bu konularda girişim yapacaksanız bunu da göz almanız gerekiyor. Akaydın şöyle diyor: “Sonuç ne olursa olsun, ne kadar uzarsa uzasın, ki daimi oturum izni bazı ülkelerde 4-5 yılda sonuçlanabiliyor, biz her zaman sürecin içindeyiz ve sıkı takipçisiyiz. Portföyümüzde yaklaşık 15 ülke var. Programlarının güvenilirliği ve kalıcılığı konusunda tereddütleri bulunan ülkeleri tercih etmiyoruz.”

Talepleri de sınıflandırırsak…

Girişte kim, niçin gidiyor demiştim, bu önemli çünkü aslında amaca göre de ülkeleri belirlemek gerekiyor. Şevki Akaydın’ın verdiği bilgilerden, talepleri 3’e ayırmak mümkün:

1- Kesinlikle gitmek ve yerleşmek isteyenler (İngiltere, İspanya, Portekiz, ABD, Macaristan, Kanada)

2- İleriki zamanlarda gitmeyi düşünenler (İspanya, Portekliz, Malta, Macaristan, ABD)

3- Gitmek istemeyen ama çift pasaport veya oturum izinlerinin avantajlarını sigorta olarak nitelendirenler (Karayipler gibi ülkeler)

Maliyetler ve modeller

Gelelim işin can alıcı noktasına, yani maliyet konularına! Tabii koşullar her ülkeye, sunulan şartların çerçevesine göre değişiyor. Ben Şevki Akaydın’dan aldığım bilgileri kısa özetlemeye çalışacağım. Hepsini anlatmak mümkün değil, siz bu veya başka şirketlere bakarsınız isterseniz. Ben size biraz fikir vermeye çalışayım. 

Devlet güvencesinde yatırım (Yüzde 100 para iade garantili): Devlet tahvili alınarak ya da yatırım hesabı açılarak elde edilen haklar. Bulgaristan örneğin bu ülkelerden biri… 1 milyon Bulgar Levası yani yaklaşık 512 bin euro. 5 yıl sonra AB vatandaşlığı elde ediliyor. İngiltere’de, 2 milyon sterlin değerinde yatırım hesabı açılıyor. Yaklaşık yüzde 3-4 getirisi oluyor. 5’inci yılda oturum hakkı, 6’ncı yılda oturum izni alınıyor, Macaristan’da 300 bin euro değerinde devlet tahvili alınıyor, elde edilen haklar ömür boyu kullanılıyor.

Emlak opsiyonu ve ABD

İş kurma ve emlak satın alma opsiyonlu alternatifler de var. Örneğin, İspanya ve Portekiz 500 bin euro değerinde gayrimenkul alındığında oturum hakkı veriyor. Bununla Schengen içerisinde serbest dolaşım hakkı elde ediliyor. Ömür boyu geçerliliği var. Yaşam, eğitim, sağlık, çalışma, iş kurma gibi, vatandaşlık haklarının tümü elde ediliyor. Türkiye’deki hiçbir hakkınızdan feragat etmeden bu haklara sahip olma şansı yakalıyorsunuz. Galiba en uygunu ise Romanya… Romanya’da şartlar çok uygun. 50 bin euro üzerinde gayrimenkul alımı gerçekleştiğinde oturum izni elde ediliyor. ABD’deki şartlara gelirsek;  ABD’de yatırımcı programı 1992 yılından beri uygulanıyor. 500 bin dolar ile belirli bölgelerdeki proje merkezlerinde yetkilendirilen iş merkezi, otel gibi projelere yatırım yaparak geçici Green Card’a sahip olmak mümkün. 2.5 yıl ABD’de kalırsanız ABD vatandaşı oluyorsunuz. Paranızı 5 yıl sonra projeden geri alıyorsunuz. Burada devlet garantisi yok çünkü özel sektöre yatırım yapıyorsunuz.

Hibe alternatifleri

Gelelim diğer alternatiflere… Burada genelde amaç daha çok vize gibi nedenler. Şevki Akaydın’ın verdiği bilgiler şöyle: “Bazı ülkeler hibe yoluyla avantajlar sağlıyor. Tek farkı paranın geri alınmaması. Karayipler’de birçok ada ülkesi bu yöntemi uyguluyor. Orada yaşama zorunluluğu yok, süreç yaklaşık 4 ay sürüyor. Tek kişi için hibe miktarı 100 bin dolar ile 250 bin dolar arasında değişiyor. Aile olunca rakam yüzde 70-80 civarı artıyor. Avantajı pasaport sahibi olmak ve hemen hemen tüm dünyada seyahat hakkı elde etmek. İşadamları tercih ediyor. Gündemi yoğun olan kişiler için büyük avantaj, vize ile uğraşılmıyor. Tek pasaportun getirdiği zorluklar ortadan kalkmış oluyor.

‘Çift pasaport ihtiyaç oldu’

Yeni Bir Hayat Genel Müdürü Şevki Akaydın yıllar itibariyle gelişimi şu şekilde özetliyor: “Talep yıllar itibariyle artış gösterdi. Konjonktürün etkisi var. Fakat programların sayısı da arttı. Örneğin, ABD’de 2008 krizinden bu yana, ilgili programa ek seçenek gözüyle bakılıyor. İspanya ve Portekiz 2013, Malta ise 2014’te başladı. Portekiz’e 3.5 yılda yaklaşık 4 bin başvuru oldu. 700-800 bin euroya ev alanlar oldu. Ülkeye katkısı var. Ev almanın dışında gidip yaşayanlar var. Orada yaşıyorsunuz, çocuklarını orada okutanlar var, herkes çok memnun hayatından. İspanya da öyle. 

Arz-talep meselesi… Dünya ve Türkiye’de varlıklar arttı. Programların bilinirliği arttı, bu da talepte artışa yol açtı. İş dünyasının globalleşmesi de etkiledi. Bu durum çift pasaportu ihtiyaç haline getirdi. Beyaz yakalılar genellikle Kanada’yı tercih ediyor. 

İşadamlarından ciddi talep var. Belli bir maddi seviyeye ulaşmış kişiler istiyor.

30’lu yaşlarda çocuk sahibi olan kişiler, çocuklarının geleceklerini ve eğitim hayatlarını düşünerek başvurabiliyor. 45-50’li yaşlardaki kişiler emekli olunca yurtdışını alternatif olarak düşündükleri için başvurabiliyor.”

Dikkat edilecek noktalar! 

Şevki Akaydın, dikkat edilecek bazı noktaları şöyle sıralıyor: “Siciliniz temiz olmalı. Para kaynağınızın yasal olduğunu kanıtlamak durumundasınız. Kişinin ticari ilişkilerinde sıkıntı olmaması gerekiyor. Bu şartların tamamı yerine geldiğinde süreç başarıyla sonlanıyor. Kişilerin sicilleri profesyonel firmalar aracılığı ile araştırılıyor. Biz de ilgili ülkelerden sicil araştırmasında bir pürüz çıktığında dosyayı kabul edemiyoruz. Çok iyi araştırsınlar, seçenekler bir hayli var. Kendilerine en doğru seçeneği bulsunlar. Hayat tarzlarına, birikimlerine, beklentilerine karar verdiklerinde ne alacaklar, ne zaman, nasıl, artıları eksikleri ne iyi incelesinler. Bu yola çıkarken doğal olarak güvenilir, profesyonel bir destek almaları doğru olur. Girdikleri yolda maddi anlamda harcamaları, manevi beklentileri oluyor, doğru yerine gelmesi için konuya kendilerinin de vakıf olması lazım. Türkiye’de her yıl ortalama 250-300 kişi başvuruyor aileleriyle birlikte. Kanada’yı bu rakamdan ayrı tutuyoruz, o ayrı bir grup. Nitelikli göçmen olarak isimlendirdiğimiz beyaz yakalılar tercih ediyor. İngiltere’yi de o rakamın dışında tutuyoruz. Girişimci program ile İngiltere’de oturum izni almak için başvuranlar var. Tüm gruplar için her yıl ortalama bin kişi demek mümkün. Sadece yatırılan para değil, mesela burada çalışıyorsanız, Malta’nın rakamı yüksek gibi görünüyor ama hiç o ülkeye gitmeden, mevcut iş hayatınıza devam ederek vatandaş olabiliyorsunuz. Amerika’da vatandaş olabilmek için 2.5 yıl gerekiyor. 2.5 yıl buradan uzak kaldığınızda, buradaki kayıpları düşünün.” 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar