ıkinci nesil reformlar

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

ANKARA'DAN / Taylan Erten [email protected] "İkinci nesil reform" kavramı bir süredir dolaşımdaydı... Akademik-politik düzeyde konuşuluyordu. Önceki gün Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı (Hazine) Mehmet Şimşek'in katıldığı basın toplantısında "siyasi vaat" düzeyine "terfi" etti. Türkiye'de sonu gelmez reform vaat, tartışma ve icraatından yorgun düşmüş bir kamuoyu var. Dolayısıyla daha "birinci nesli" zihninde sindirmemişken, ikincisi de ne oluyor diye düşünenler olabilir. Şunu da sorabilirler: Birinci nesil bize ne kazandırdı ki, bir de ikinci nesille uğraşalım? Haklıdırlar: Bugüne kadar reform adı altında çıkarılan sayısız yasa, yapılan sayısız "resmi" düzenleme, Avrupa Birliği'ne "uyumlar" filân neyi, ne kadar, nasıl değiştirmiştir: Hayatı daha yaşanılır mı kılmıştır? Ekonomik ve sosyal refahı mı yaygınlaştırmıştır? Yani, bu ülkenin vatandaş çoğunluğu "birinci nesilden", elindekileri de yitirmenin ötesinde, ne hayır görmüştür ki, "ikinci nesle" daha büyük umutlarla sarılsın? Yol haritası TEPAV'dan mı? "Sıra ikinci nesle geldi" diyenlerin gerekçesi şu: İlk nesil reformlarla Türkiye ekonomisinin "makro istikrarı" sağlandı. İstikrarın temelleri güçlendirildi. Şimdi "mikro" zamanı! Peki "mikro" ne? Bu konuda derli toplu bilgilenmek için Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı'nın (TEPAV) hazırladığı rapordan yararlanıyoruz. TEPAV bu raporu Ağustos 2007'de yayımladı. Amacını da; "22 Temmuz seçimlerinin ardından Türkiye ekonomisinin büyüme hızının artırılmasına ve bu hızın sürdürülebilir kılınmasına yönelik politikaları tartışmaya açmak" diye açıkladı. 2001 krizinden sonra gerçekleştirilen "ilk nesil reformların makro ekonomik temelleri güçlendirdiği ve Türkiye'nin refah düzeyini hızla yükselterek gelişmiş ülkeler düzeyine erişme fırsatını ilk kez yakaladığı" tezi de TEPAV'ın. Bu tespit ve tez, "ikinci nesil" sürecinin temel dayanağı. Buradan hareketle yapılan tanımlama önceki gün Ekren'in vurguladığı reform çerçevesiyle uyumlu. Ekren'in açıklamalarıyla raporda önerilen "reform programı" da dikkati çekecek kadar benzer ve yakın... Reform, ama nasıl? "İkinci nesilde" mali disiplinin korunması, rekabet gücünün artırılması, "istihdam dostu" büyüme gibi başlıca üç ayak var. TEPAV'ın bunlara kattığı farklılıklar dikkati çekiyor: Ekonomik reformlar toplumsal uzlaşmayla yürütülmeli. IMF sonrası dönem için mali disiplin kurumlaştırılmalı. Parasal disiplin siyasetten bağımsız sürdürülmeli. Rapordaki analiz ve öneriler, "stratejik bütünlüğün" parçaları olarak dikkati çekiyor. Ama, reformlar için "toplumsal uzlaşma" şartı, diğerleri arasında en ilginç olanı. Şimdiye kadar, reformla yatıp reformla kalkan hiçbir etkili kesim, meselenin bu yönüyle ilgilenmedi. TEPAV, meseleyi "anayasa düzlemine" yükselterek, konusu ne olursa olsun, reform denilen "şeyin" tüm toplumu kucaklaması gereğine ve mecburiyetine dikkati çekiyor. Ve, "kapsamlı anayasa değişikliğini" ekonomik yeniden yapılandırmada "ilk adım" olarak görüyor. Gerekçesi de şu: "Yeni nesil ekonomik reformların uygulanması, toplumun geniş kesimlerinde davranış değişikliklerine yol açacağı için, geniş bir toplumsal mutabakatı ön koşul haline getirmektedir. Artık, Türkiye için reform yaparak başarıya ulaşmak tek tek kurumların başarıları ile değil, tüm kurumların uyumlu ve koordinasyon halinde, aynı toplumsal hedefe kilitlenmeleriyle mümkün olacaktır." Bakalım, Başbakan Yardımcısı Ekren'in sözünü ettiği "ikinci nesil reformlar" nasıl mümkün olacak?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013