İkinci el motorlu taşıt ve taşınmaz ticaretinde KDV
Hakan Şirin
6 Nisan 2018 tarih 30383 sayılı Resmi Gazete’de, 7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayınlanarak başta Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK) olmak üzere birçok vergi kanunlarında ciddi değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerden bir tanesi de ikinci el araç ve taşınmaz alım satımı yapan firmalar için çok önemli bir düzenleme içeriyor. Peki nedir bu değişiklik.
Mezkur kanun öncesi uygulamada ikinci el aracın noter satış senedinde yazan satış tutarı veya tapu senedinde yazan satış bedeli, bu ticaretle uğraşan firmaca düzenlenecek faturadaki KDV’nin matrahını tayin etmekteydi. Hal böyle olunca 100 bin TL’ye KDV’siz alınan ticari aracın satışını noter aracılığı ile KDV dahil ibaresi eklenerek 110 bin TL’ye satan vergi mükellefi bu araçtan dolayı hiçbir KDV girdisi olmadığı halde satışında 93 bin 220 lira 33 kuruş satış tutarı, 16 bin 779 lira 67 kuruş KDV olmak üzere toplam 110 bin TL fatura düzenlemekteydi. Vergisel duruma baktığımızda konuyu hem kurumlar/gelir vergisi yönünden hem de KDV yönünden incelemek gerekiyor. Kurumlar/ Gelir vergisi yönünden incelediğimizde, 100 bin TL maliyeti olan aracın satış bedeli 93 bin 220 lira 23 kuruş olmasından dolayı 6 bin 779 lira 77 kuruş zarar etmiş oluyordu. Bunun yanı sıra hiçbir KDV girdisi olmayan bu aracın satışından (93.220,23 X 0,18) 16 bin 779 lira 67 TL KDV’yi ödemekle yükümlüydü. 110 bin TL’ye satılan araçta 10 bin TL kâr var iken ödenmesi gereken KDV sebebiyle firma (16.779.67-10.000) 6 bin 779 lira 67 TL reel zararı bulunuyordu. Hal böyle iken satış bedellerinin fiili durumla uyumsuzluğu engellenemez bir durumdu.
Mezkur 7104 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun 23. maddesine f bendi eklenmiştir. Kanun maddesinde “f) İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükellefl erce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.” Denilmiştir. Bu hükmü yukarıdaki örnek üzerinde izah edecek olursak, KDV uygulanmadan 100 bin TL’ye alınan ve KDV dahil 110 bin liraya satılan aracın alış ve satış tutarı arasındaki fark (110.000-100.000) olan 10 bin TL KDV dahil tutar olacaktır. Dolayısı ile firma bu teslim için (10.000 / 1,18 X 18) bin 1.525,43 TL KDV hesaplayacaktır. Fatura ise toplam 108 bin 474 lira 57 TL, KDV 1.525,43 TL, genel toplan 110 bin TL olarak düzenlenecektir. Bu değişiklikle firma (108.474,57-100.000) 8 bin 474 lira 57 TL kâr etmiş ve ödeyeceği KDV ise 1.525,43 TL. olacaktır. Vergilemede adaletin sağlanması yönünde atılan bu adım sektörde kayıt dışı işlemlerin önüne geçilmesine vesile olacağı muhakkaktır.
Dikkat edilmesi gereken bir dipnot ise, eklenen kanun metninde “tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır” denilmiş olsa da, noter satış senetlerinde satış bedelleri KDV dahil yazıldığı durumlarda uygulama yukarıda belirtildiği gibi olacaktır. Eğer noter satış senedinde KDV’nin dahil olduğu yönünde bir ifade yok ise yukarıdaki örnekte KDV, dış yüzde yöntemi uygulanarak işlem görecektir.
İkinci bir dipnot ise, vergi mükelleflerince ikinci el araçların satışında özel matrah şeklinin uygulanabilmesi için İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliği 5’inci maddesi uyarınca işletmesi adına yetki belgesi alması gerekmektedir. Yine taşınmazlar için uygulanması için vergi mükelleflerince Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yetki belgesi alınması gerekmektedir. Bu faaliyetlerde bulunanlardan yetki belgelerini henüz almamış olanlar ilgili yönetmelikler uyarınca yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın özel matrah uygulayabilirler.