İkinci çeyrek büyüme rakamları bize ne anlatıyor?
İkinci çeyrek büyüme oranı yüzde 2,5 olarak açıklandı. Öngörüler % 3 civarı büyüme şeklindeydi. Büyüme geçen yılın aynı çeyreğinde yüzde 3,9 idi. 2024'ün ilk çeyreği için ise yüzde 5,3 olarak revize edildi.
İkinci çeyrekte bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; sanayi dışındaki sektörler muhtelif oranlarda büyüme gösterirken, sanayi sektörü yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1,8 daralma kaydetti.
Bu tablo bize ne anlatıyor?
Politika istenen daralmayı, beklenen ölçüde sağlamış gözüküyor. Büyüme hızı yavaşladı.
Sanayi sektörü durgunluğa ilk giren sektör oldu. Hem yurt dışı hem yurt içi talep bunda etkili. Kök sebepler, dış konjonktür (talep) ve kurun mevcut seviyesinin rekabetçiliğe etkisi. Bu durgunluk iki çeyrek daha devam edebilir düşüncesindeyim. Sanayi sektörü ekonomimizin yaklaşık %23’ü. Büyümede azalmayı etkileme gücü buradan kaynaklanıyor.
Bu ne kadar sağlıklı bir büyüme tartışmak lazım. Bu değerlendirmeye katkı sağlamak adına açıklanan iki diğer veri ile birlikte yorumlamaya çalışalım. Bloomberg HT Tüketici Beklenti Endeksi bir önceki aya göre yüzde 4 azalarak 66,26 değerini aldı. Bloomberg HT tüketici güven endeksi ise ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 0,48 oranında düşerek 63,92 oldu. Bloomberg HT Tüketim Eğilim Endeksi ise yüzde 11,24 oranında artarak 60,34 değerini aldı. Tüketicinin mevcut durum algısında ve gelecek 12 aya ilişkin beklentilerde kötüleşme izlenirken, tüketim eğiliminde artış gözleniyor.
Sanayi hariç sektörlerde büyüme devam etmiş. Ekonomi tüm olumsuzluklara rağmen esnek ve dayanıklı. Geçmiş yılların ciro ve kârları, sektörleri kırılganlığa karşı dayanıklı kılmış şeklinde bir yorum yapılabilir. Buradan tüketim verileri kaynaklı şu soru aklımıza geliyor; para politikası/ faiz odaklı sıkılaştırma, mali disiplin ile desteklenmiyor olabilir mi? Sene sonunda tabloyu daha net yorumlayacağız.
Sanayi tarafına dair önemli diğer gösterge ise, İstanbul Sanayi Odası (İSO) için S&P Global tarafından derlenen imalat PMI verisi oldu. PMI, Temmuz'da kaydedilen 47.2 seviyesinden 47.8'e yükselse de üst üste dördüncü ayda da 50 seviyesinin altında kaldı. Üretimde Kasım 2022’den beri en belirgin daralma yaşandı. Yeni siparişler alt endeksi Ağustos'ta 44.3'ten 46.7'ye yükselse de daralma on dördüncü ayına girdi. Satış fiyatları enflasyonu son dört ayın en yüksek seviyesine çıktı.
Bu veriler sanayi tarafında neler olduğunu ve trendi iyi açıklıyor diye düşünüyorum.
Büyümede dengelenmeden bahsedilmiş. Bu iç talebi dış talep ile dengeleme isteği anlamına geliyor. Ancak kurun mevcut seviyesi rekabetçi değil. Bu dengelenme nasıl olacak? Orta yüksek ve yüksek teknoloji ihracatı mı hız kazanacak? Katma değerli ihracat konusunda beklentiler mi var? Bu konuda yapısal iyileşme mi var? 2020’den 2023’e kadar orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatında yükselen bir trend söz konusu. 2023’ü 97 milyar 221 milyon dolar orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatı ile kapadık. Bu artış trendi 2024’te de devam ederse, dengelenmeyi destekleyecek olabilir.
Firmalar neye dikkat etmeli?
Bu rakamlar nasıl okunmalı? Büyümede azalma devam edecek. Kuvvetle muhtemel üçüncü çeyrek büyümesi ya sıfır olacak ya da sıfırın biraz üzerinde. Sanayi sektörü ne yapıp edip ihracatta gelişme sağlamalı. Bunun düşük veya orta teknolojili ürün üreten ve ihraç eden firmalar için ne denli zor olduğunun farkındayız, ancak üçüncü ve dördüncü çeyrekte ayakta kalmanın en önemli yolu bu.
İkinci önerimiz ise nakit yönetimine dikkat etmeleri. Bu trend devam ederse, cirolar düşecek, maliyetler artmaya devam edecek. Borç alacak vadeleri arasında negatif makas açılacak. Finansa erişim ve maliyetlerin yüksekliğine dair negatif durum devam edecek. Kısaca yurt içi talep düşeceğinden, yurt dışına dönük etkin hamleler gerekiyor. Girdi ve tedarik zinciri maliyetlerini dengelemek için bu şart.