İki yeni tema
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Daha önceki yazılarımızda çizmeye çalıştığımız küresel reflasyon çabalarıyla diplerden toparlanan ekonomiler ve yükselme trendinde olan hisse senedi piyasaları şeklinde özetleyebileceğimiz büyük resimde önemli bir değişiklik görülmüyor.
Öte yandan, daha önce dikkat çekmeye çalıştığımız gibi Çin piyasalarında ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Çin borsalarında satış baskısı devam ederken diğer küresel borsalar üzerinde bunun etkisi şimdilik sınırlı oldu.
Genel itibariyle, piyasaların bundan sonra ekonomilerdeki normalleşme görünümü ile yetinip yetinmeyeceği -zaten böyle bir görünümün fiyatlayıp fiyatlamadığı veya "yeni normalleşmenin" kriz öncesi dengelere dönüş anlamına gelip gelmediği ise bizce esas soru işaretleri olma özelliğini koruyor.
Piyasaların bundan sonra iki farklı tema arasında bocalayacağını ve çok konuşulan ama fazla gerçekleşmeyen piyasalar arası ayrışmanın artabileceğini düşünüyoruz.
Bu iki temadan ilki bazı ülkelerde ekonomilerin çift dip yapabileceğine dair endişelerin artması (örneğin ABD, Japonya gibi ülkelerde). Diğeri ise (İsrail, Avustralya örneklerinde görüldüğü gibi) merkez bankalarının parasal ve niceliksel gevşeme döneminin, dolayısıyla da çok düşük faiz ortamının uzun süre kalıcı olacağına yönelik beklentilerin sorgulanması olarak özetleyebiliriz.
Bu bağlamda, Türkiye açısından ikinci temanın, yani Merkez Bankası'nın faiz politikasını önemli bir biçimde değiştirme ihtimalinin-yakın zamanda düşük bir olasılık olduğunu düşünüyoruz. Bunun ana sebeplerinden biri ise bizce ekonominin yavaş bir toparlanma sürecinde olması.
Bu görüşümüzü destekleyen son veriler arasında ise temmuz sanayi üretimi verileri sayılabilir. Hatırlanacağı üzere, temmuz ayında yıllık üretim düşüşünün %9.7'ye gerilemesi çok olumlu bir gelişme gibi algılanmıştı. Fakat TÜİK tarafından dün açıklanan mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretim endeksinin bir önceki aya göre %0,4 azalış gösterdiği dikkat çekiyor.
Haftanın geri kalanında piyasalar açısından ABD'de ISM endeksleri, tarım dışı istihdam ve işsizlik oranı gibi büyüme eksenli verilerin önemli olacağını düşünüyoruz.