İki senaryo

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

2009 ve sonrası için iki temel senaryo beliriyor. Birincisi resesyonun altı ay daha sürmesi ve 2009 ortasına doğru çıkış sinyallerinin alınması. Bu durumda hisse senetleri performans göstermeye başlayacak. Finansal göstergeler dibe vurduğunda, örneğin Japon yeni "carry trade" imkanı vermekten en çok uzak olduğu seviyelerden dönmeye başlarken, mesela Euro'ya veya Yeni Zelanda Doları'na karşı, olayın 2010'a ne kadar etki yapacağı anlaşılmaya başlanacak. Obama 20 Ocak günü yönetimi devralacak ve konulara tam hakim olması biraz zaman alacak. Yeni Keynesçi ekibi dizginleri ele aldığında 2009'un ilk çeyreği geçilmiş olacak. Aynı zamanda FED'in geçen yıl aldığı önlemler ve artık bir oldu bitti olarak görülmeye başlanan sıfır faiz politikası etkisini göstermeye başlamış olacak. Belki Japonya deflasyona girmiş olacak, fakat diğer gelişmiş ülkelerde devralınan enflasyon kolay kolay sıfırın altına gerilemeyecek. Tam gerilerken kredi kanalları çalışmaya başlayacak ve 2009'un ikinci yarısında yataylaşma, ve 2010'da hafifçe poiztif büyümeye dönüş, gerçekleşecek. 2007 Temmuz ayında patlayan kriz yaklaşık iki yıl sonra sönme sinyalleri verir hale gelecek. Tabii, konut kredisi faizleri FED'i izleyerek düşerse, kurtarma planları başarılı olursa, Çin büyümeyi toparlamak için harekete geçerse -Çin yüzde 3 enflasyon ile para politikasını gevşetmekte tereddüt etmeyecektir- ve kredi kanalları gerçekten açılmaya başlarsa bu böyle olacak. O kadar çok önlem alındı ki sonunda uluslararası para politikası koordinasyonu, faiz indirimleri, sadece para basmaktan ibaret olmasa da parasal genişleme (quantitative easing) ve kamu desteği işe yarayabilir.

Alternatif olarak önlemlerin işe yaramayacağı bir senaryo da düşünülebilir. Dolar değer kazanıyor ama bu ne doların gücünden, ne ABD ekonomisinin potansiyelinden kaynaklanıyor. Yükümlülüklerin dolar cinsinden oluşu ve varlık tarafında da hâlâ rezerv para olan dolara yöneliş doların son aylardaki dirilişini açıklıyor. Şu anda gelmekte olan İngiltere ve Avrupa merkez bankaları faiz indirimleriyle dolar güçlenmeye devam edecek. Kısa vadede 1.25 Euro-dolar kuru şu anda fiyatlanmış durumda ve cuma günü Avrupa Merkez Bankası'nın alması beklenen 50 baz puanlık indirim bu manada kuru pek etkilemeyecek. Ancak daha yüksek indirimler de gelebilir ve kısa vadede dolar güçlenecek. Fakat, alınan önlemler tüketici güvenini restore etmeye yetmezse, konut kredisi faizleri FED'i izlemezse, kurtarma planlarının finansmanı kamu maliyesini iyice bozarsa dolardan uzaklaşma başlayabilir ve orta-uzun vade doların aleyhine gelişebilir. Obama geç kalırsa, resesyon dinamiği iyice yerleşir ve beklentilere tamamen hakim olursa, bu kadar önlem ve para politikası adımları boşa çıkabilir. Bu durumda resesyonun daha da derinleşmesi ve deflasyonist bir karaktere bürünerek çok daha radikal kamulaştırmalara yol açması bekelenebilir. Bu ikinci senaryoda ışık ancak 2010 yılının sonuna doğru görülebilir. Nouriel Roubini L şeklinde, ama L'nin yatay bölmesi oldukça uzun olan bir resesyon süresi betimleyerek bu senaryoyu anlatmış oluyor. Tabii, derin krizlerin özelliklerinden birisi olan deflasyon sadece kalıcı olarak algılanırsa büyük bir sorun -Japonya'da yıllarca olduğu gibi; yoksa geçici bir deflasyon aslında bir vergi sayılabilecek olan enflasyonu ortadan kaldırarak, tüketici üzerinde bir vergi indirimi etkisi yaratabilir. Vergileri indirerek kullanılabilir geliri artırabileceğiniz gibi, kısa bir deflasyon yoluyla tüketiciyi enflasyon vergisinden kurtarabilirsiniz. Çalışmayan kredi kanalları, düşen varlık fiyatları, deleveraging ve ekonomik resesyon deflasyona yol açabilecek faktörler olsa da, 1929'un tersine bu sefer çok fazla önlem alınmış olunması deflasyonun kalıcılaşmasını önleyebilecek pozitif bir tema.

Hangisi olacak? 2010'da büyümenin yavaş yavaş geri gelmesi olabilecek en iyi ihtimal. Zaten bu ihtimaldir ki OPEC'in üretimi kısmama kararını etkiliyor ve petrolde 75 dolar konuşulabiliyor. Gerçekten de petrolün dönüp ziyaret edeceği tarihi ortalama 75 dolardan az değil, hatta 80 dolarlarda. Demek ki bir işaret de emtialar, gıda fiyatları ve petrol fiyatı olacak. Resesyondan çıkışın ilk işaretiyle birlikte petrol fiyatının yükselmeye başladığını göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019