İki sanayici, iki duayen, iki örnek iş insanı
Bir hafta ara ile Türkiye çok önemli iki sanayici iş adamını kaybetti. Aslında her ikisi için de, sanayici ve işadamı sözleri onları anlatmaya ve tarif etmeye yeterli olmuyor, olamıyor. Her ikisi de duayen, her ikisi de başarının, dürüstlüğün ve girişimciliğin adeta timsali. Sanayiciliğin hem de 1940’lı, 50’li yıllara gittiğimizde ne denli zor olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, onların böylesine önemli ve bir o kadar da güç olan bu tarz başarılara imza atarak kurdukları yapıları bugünlere taşıyabildiklerini anlamak belki daha fazla mümkün olabilecektir. Kimlerden söz ettiğimi kuşkusuz tahmin etmişsinizdir. Elbette Eti Gıda’nın yaratıcısı Firuz Kanatlı ile, Polisan’ın kurucusu Necmettin Bitlis’den bahsediyorum. Öncelikle Türkiye’nin yetiştirdiği bu çok önemli iki iş adamına rahmet dilerken, ailelerine, çalışanlarına ve tüm Türk toplumuna başsağlığı diliyorum.
Her iki duayen sanayicinin yaşamlarına ve biraz da ortak noktalarına göz atalım dedim bu kez. Her zaman ekonomiye, dış ticarete değinen bir köşe yazarı olarak, tabi ki sanayinin duayenlerinden söz etmemek olmazdı. Hele ki bu kişiler, ülke dış ticaretimizde de çok önemli paya sahip iki büyük yapının patronları olunca.
Firuz Kanatlı, 1932; Necmettin Bitlis ise 1928 doğumlu. Her ikisi de aynı jenerasyondan ve aynı zor dönemleri yaşamış işadamları. Cumhuriyet döneminin ilk yılları sayılabilecek bir dönemde çocukluk evresini geçirmiş, askeri darbelerin tamamına tanıklık etmiş, ve bugünlere kadar şirketlerini büyüterek taşımış, ailelerini yetiştirmiş ve işlerinin başında olmayı başarabilmiş kişiler. Kanatlı, Gümülcine’den önce Adapazarı’na sonra da Eskişehir’e göç eden bir ailenin oğlu. Galatasaray Lisesi’nin ardından Cenevre’de işletme eğitimi almış, Türkiye’ye döndükten sonra, askerlik esnasında kantinde çalışır iken, aklına bisküvi yapma fikrini sokmuş ve askerden sonra da bunu başarmış, 1962 yılında fabrikanın çarkını çevirerek üretime başlamış. Söylerken kolay gibi gelen şeyin, ne denli zor olduğunu, ancak azim, inanç ve çalışkanlık ile bir o kadar da mümkün olabildiğini bize gösteren çarpıcı bir başarı öyküsü. Bir çok ilke de imza atan Kanatlı’nın girişimciliği sayesinde binlerce kişi bugün Eti markası altında çalışmakta. Ve bugün o insanların hepsi, babalarını kaybetmişçesine üzgünler.
Polisan’ın kurucusu Necmettin Bitlis’in hikayesi ise, biraz daha farklı. 14 yaşına kadar doğduğu şehir olan Malatya’da yaşayan Bitlis, ardından İstanbul’a göç ediyor ve ticaret lisesini tamamlıyor. İçerisinde hissettiği girişimcilik ruhu ile 1955 yılında Zeytinburnu’nda bir tekstil fabrikası ile, iplikten kumaşa kadar olan tüm üretim sürecini bu fabrikada hayata geçiriyor. 1964 yılında ise tutkal ve reçine üretimi yapmak üzere Polisan’ı kuran Bitlis, ardından boya üretimine de başlıyor. Dur durak bilmeyen sanayici ruhu ile, kurduğu yapıyı sürekli büyüten duayen iş adamı, sonraları Polisan Kimya, Poliport, Polisan Tarım, Polisan Yapı gibi pek çok firmayı da Türk endüstrisine kazandırıyor. 89 yaşında yaşamını yitirene dek, hiç durmadan çalışma hayatını sürdürmüş olmasının yanı sıra, sosyal sorumluluk projeleri ile de adından hep söz ettiren bu önemli sanayicimiz de yine ne mutlu ki binlerce insana iş ve aş sağlamayı başarmış.
Cumhuriyet yıllarının, diğer bir deyişle yokluk dönemlerinde varlık yaratan, bir çok insana iş imkanı sağlayan, ülkemize çok önemli sanayi kuruluşlarını armağan ederek, bugün halen devam etmesini de başarmış olan bu iki duayen iş adamının önünde saygı ile eğiliyoruz. İki gün sonra coşku ile kutlayacağımız Cumhuriyet Bayram’ımızda, onların ve aynı dönemlerde sanayici olmayı başarmış tüm iş adamlarımızın ne tür zorluklar ile bugünlere gelmeyi başardıklarını tekrar hatırlamayı ve hatırlatmayı, çocuklarımız ve gençlerimiz ile onların yaşam öykülerini paylaşmayı diliyor, kendilerine bir kez daha rahmet diliyorum.