İki öneri: Türkiye'yi nasıl bölgesel hizmet/yönetim merkezi yaparız
Değerli DÜNYA okurları, geçen haftaki bazı günlük gazetelerde Türkiye'deki bazı şirketlerin muhasebe hizmetlerini Hindistan, Polonya gibi iş gücünün daha ucuz olduğu ülkelerden almaya başladığı haberleri belki dikkatinizi çekmiştir. Bu gelişmelerle ilgili olarak İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan'ın yaptığı değerlendirme de DÜNYA Gazetesi'nde yer almıştı. Ben bugünkü yazımda, "Bu süreci nasıl tersine çevirebiliriz veya biz de bölgesel hizmet merkezi olabilir miyiz?" sorusuna bir öneri getirme gayretinde olacağım.
İhtiyaç neden doğuyor?
Değerli DÜNYA okurları zaruretten doğan ihtiyaçları karşılamak gerekir. Bu tür ihtiyaçları karşılamadıkça, engelleyemezsiniz. Bütün şirketlerin maliyetlerini düşürmeye çalıştığı bir ortamda, bazı ortak hizmet birimlerinin daha düşük maliyetli ülke veya şehirlerde merkezileştirilmesi, şirket dışından alınması çok yaygın uygulamalardır. Bu gelişmelerin yegane sebebi ağır rekabet ortamıdır.
Bu nedenle şirketler muhasebe hizmetlerini kısmen veya tamamen bir başka ülke veya şehirdeki daha ucuza mal olan, merkezi hizmet ekiplerinden alıyor.
Önlem alınmazsa ne olur?
Şirketler sadece muhasebe değil, alabilecekleri tüm hizmetleri dışarıdan, daha ucuz nereden alabiliyorlarsa oradan almaya çalışırlar. Bunun doğal sonucu hizmet sektöründe Türk işgücü yerine başka ülke iş gücünün kullanılması ve Türkiye'de işsizliğin artmasıdır.
Önlem alınabilir mi?
Yasaklamalarla engel olabilmenin zor olduğunu düşünüyorum. Bunun yerine ilk akla gelen Türkiye'yi "bölgesel hizmet merkezi" olabilme yolunda bir cazibe merkezi yapmak.
Bu çok yönlü bir proje
Maliyetleri nasıl azaltabiliriz ki Türkiye tercih edilsin? Örn. bu merkezlerde çalıştırılacaklarda gelir vergisi almama, sosyal güvenlik kesintilerinde indirimli tarife ilk akla gelenler olabilir.
Türkiye bölgesel yönetim merkezi de olabilir
Bu çerçevede ele alınması gereken bir başka konu da Türkiye'nin çok uluslu şirketlerin bölgesel yönetim merkezi haline getirilebilmesi projesidir. Bu iki proje Türkiye'yi "finans merkezi" yapma çabasının daha büyük bir platforma taşınmasıdır.
Çok uluslu şirketler merkezi yönetim örgütleri yanında Dünyayı bölgelere ayırıp, bölgeleri bölge merekezi bir yerden yönetmeye çalışmaktadırlar. Örneğin halihazırda çok uluslu şirketlerin bölgesel yönetim merkezlerinden biri İrlanda, biri Duba'idir.
Türkiye iklimi, coğrafyası, tarihi ve kültürel yapısı ile yabancı çalışanlar için bu bölgede çok kolayca öncelikle tercih edilen ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alabilir. Bir yabancı için ailecek yaşanacak yer olarak İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, bir çok tatil yöremiz (Marmaris, Bodrum vb.) tercih edilebilir.
Vergi konusunda irtibat büroları çalışanlarına sağlanan istisna dikkate alındığında ayrıca bir teşvike bile gerek kalmadan, diğer tercih sebeplerinin üzerinde çalışmaya başlasak çok faydalı olur gibi.
Yatırım ajansının bu konuyu bir proje olarak gündeme ve takibe almasını öneriyorum.
Sonuç
Tehditleri, problemleri belki de fırsat olarak görebilme konusunda iyi bir örnek oluşturabileceğini düşündüğüm "iki" konuya dikkat çekmek istedim.