İki olumlu gelişme: Ne kadar kalıcılar?

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

Son haftalarda ekonomimiz açısından olumlu gelişmeler yaşanıyor. Bunların başında ham petrol fiyatlarının önemli ölçüde düşmesi geliyor. Bu gelişmenin Türkiye’ye en azından iki olumlu etkisi var. Şüphesiz bu iki olumlu etkinin hissedilebilmesi için petrol fiyatlarında şu anda ulaşılan seviyenin ya da hiç olmazsa biraz üstünün azımsanmayacak bir süre hüküm sürmesi gerekir.

Bu olumlu etkilerden ilki yeteri kadar açık: Yüzde 9 civarında seyreden enflasyonun daha makul bir düzeye inmesine yardımcı olacak. İkincisi, ABD Merkez Bankası’nın (FED) önümüzdeki yıl içinde başlatması beklenen faiz yükseltme sürecinde Türkiye’ye daha az gelecek dış kaynağın büyümeyi azaltıcı etkisini törpüleyecek. Zira dış kaynak (dış borç) azalsa bile, petrol fiyatlarının yüksek olduğu bir duruma kıyasla daha fazla petrol dışı ithalat yapılabilecek. Bu ikinci olumlu etkiyi daha iyi anlayabilmek için cari işlemler açığına iki farklı biçimde bakmakta yarar var.

Cari işlemler açığı, tanım gereği dış ticaret ve hizmet ticareti sonucunda oluşan döviz giderlerimizle döviz gelirlerimiz arasındaki farka eşit. Döviz gelirimizden fazla harcama yapabilmemiz için yurtdışından borçlanabilmemiz gerekiyor. FED’in faiz artırması, Türkiye ve benzeri ülkelere eskisine kıyasla daha az dış borç gelmesi demek. Dolayısıyla, daha az borçlanabileceksek, cari işlemler açığımız küçülmek zorunda. 

Öte yandan cari işlemler açığı bir ülkenin tüketim ve yatırım harcamaları ile geliri (gayri safi milli hasılası) arasındaki farka eşit. Dolayısıyla, belli bir dönemde cari işlemler açığını azaltmanın bir yolu daha az yatırım ya da daha az tüketim yapmaktan geçiyor. Petrol faturasının düşmesi, zaten tatmin edici düzeyde olmayan yatırımlarımızı düşürmeden ya da az düşürerek cari açığımızı azaltmaya yardımcı oluyor.

İkinci önemli gelişme döviz kurunda ve faiz haddinde gözlenen azalış. Önce, liradaki değer kaybetme eğilimi durdu, sonra lira bir miktar değerlendi. Benzer biçimde gösterge tahvilin faizi yüzde 8’e kadar indi. Bu ikisinin aynı anda gerçekleşmesi, Türkiye’ye son haftalarda dış kaynak girişinin arttığının bir göstergesi.

Ham petrol fiyatlarındaki düşüşün sürüp sürmeyeceği, düşüş dursa bile gelinen seviyenin kayda değer bir süre korunup korunmayacağı hakkında söyleyecek bir şeyim yok. Bu soruların yanıtını uzmanlarına bırakmak gerekiyor. Kaldı ki o uzmanların işi oldukça zor. Her zamanki ileriyi tahmin güçlüklerinin dışında bir de Rusya-Ukrayna krizinin petrol fiyatlarına nasıl yansıdığının (yansıyacağının) kestirilmesi var.

Döviz kurunda ve faiz haddinde son zamanlarda gözlenen azalışın ne kadar kalıcı olacağı ise FED’e bağlı. Tabloda bu yılın ilk dokuz ayında gerçekleşen cari işlemler açığımız ve bu açığın finansmanı için yurda gelen net sermaye miktarı var. Net sermaye girişinde keskin bir düşüş var. Paralel bir biçimde cari işlemler açığı da düşüyor. Son haftalarda yaşadığımız, net sermaye girişi açısından muhtemelen tam tersi. Kanım, son haftalarda yaşadığımız iyileşmenin kalıcı olmadığı yönünde. FED’in kararlarına bağlı olarak kurdaki ve faizdeki olumlu gidişatın sona ermesi beklenir. Elbette, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının yapacakları da önemli. Ama ana eğilim FED tarafından belirlenecek. Unutmayalım, bir de yanı başımızdaki savaş var. Şu günlerde Halep ön planda.

ozatay-001.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018