İki kişinin bildiği sır değildir!

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan taylane@dunya.com

Devlet veya kamu otoritesi diyor ki, "Ben gerektiğinde şirketlerin, bankaların ve müşteri konumundaki gerçek ve tüzel kişilerin 'sır' bilgilerine erişmeliyim. Şirketler ve bankalar da diyor ki, "Ticari, mali ve müşteri sırlarına erişmek için elinde yeteri kadar yasa, yetki ve kurum var, fazlasını ne yapacaksın?"

Devlet veya kamu otoritesi de bu soruya karşılık, "Tamam ama" diyor, "Devlet, sağlıklı bir rekabet ortamı sağlanmasından, ekonomide kayıt dışılığın ve kara para aklanmasının önlenmesinden, malî suçlarla mücadele politikalarının etkili uygulanabilmesinden ve genel olarak yolsuzlukla etkin mücadeleden birinci derecede sorumludur."

Ve, devam ediyor: "(…) ticari sır, banka sırrı ve müşteri sırrının gizliliğinin sağlanması uluslararası hukukun ve ticarî hayatın bir gereğidir. Bu nitelikte sır teşkil eden bilgi veya belgelerin açıklanmaması genel kural olup aykırı uygulamalar cezai ve hukuki yaptırıma bağlanmıştır. Ancak (…) Devletin denetim ve gözetim yetkisini kullanabilmesi için bu gizliliğe hukuki ve meşru sınırlar getirilmesi zorunludur."

Gizliliğe sınır koyarken             

Eleştirilerden anlaşılıyor; Tasarıyı yazanlar devletin ve diğer kurumların ticari, mali ve kişisel "sırlara" erişim yetkisini  "hukuki" ve "meşru" sınırların çok ilerisine taşımışlar. Yüksek hassasiyet ve özen gerektiren bir konuda devletin hattâ siyasetin yetkisini güçlendirelim derken, kişisel hak ve özgürlükler kavramını ve bu bağlamda, edinilen bilginin kötüye kullanım ihtimalini dikkate almamışlar.

TBMM Sanayi Komisyonu'na ilettiği yazılı görüşte, tasarıyı gerekli bulduğu izlenimini veren TOBB bile bu noktayı vurguluyor. Şöyle: "(…) özellikle ticari sırların bu kanun kapsamında öğrenilmesinden doğrudan ticari kayıp ve zarara uğrayan ticari işletmelerin zararlarının tazmin edileceği, kanuna mutlaka konulmalıdır."

Sanayi Komisyonu'nun gelen eleştirileri önemsediği ve tasarıyı elinden geldiğince düzeltmeye çalıştığı da görülüyor. Komisyon raporunda, ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması konusunda ciddi bir makam ve yetki karmaşası bulunduğuna dikkat çekilirken, tasarı metninde "yeni düzenlemeler" yapıldığı belirtiliyor.

Hukukçu eleştirisi

Tasarıyla ilgili ilginç "görüş" yazılarından biri belki de başlıcası, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ne ait. Başkan Vedat Ahsen Coşar'ın imzasını taşıyan yazıda üç husus vurgulanıyor. Önce ilk ikisi: Türkiye bir "mevzuat kaosu" yaşamaktadır. Avrupa Birliği mevzuatına uyum gerekçesiyle çok sık yapılan kanun veya kanun değişiklikleri toplum dokusuyla uyuşmamakta, yargı yükünü artırmaktadır.

Üçüncü husus da şöyle: Kanun tasarıları hazırlanırken TBMM İçtüzüğü ile Bakanlar Kurulunca 12 Aralık 2005'te çıkarılan "Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları hakkında Yönetmelik" hükümlerine uyulmamaktadır. Tasarı, hazırlık ve yazım kurallarına aykırı ve özensiz olunca, ortaya şu sorunlar çıkmış:

Düzenleyici etki analizi yapılmamış. Bu bağlamda bir "ön değerlendirme" de mevcut değil. "Taslak hazırlamada uyulacak ilkeler" göz önüne alınmamış. Üst hukuk normlarına aykırılık hususları ve konuyla ilgili yargı kararları değerlendirilmemiş. Düzenlenen alanlara ilişkin mevzuatın tamamının gözden geçirilmesi gerekirken, yapılmamış. Tasarı taslağının genel gerekçesi ve madde gerekçeleri belirgin yazılmamış.

Tasarıyı hukukçu gözüyle "usul" kadar hukuk "esastan" da eleştiren TBB şunu öneriyor:

"Özel hayatın korunması, kişisel verilerin korunması ile şeffaflık, suçla etkin mücadele ve kamuoyunun bilgilendirilme hakkı arasındaki dengenin kurulabilmesi açısından, öncelik ve ivedilikle 'Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun"un bir an önce çıkarılıp yürürlüğe konmasında yarar bulunmaktadır. Bu kanundan sonra anılan ticari sır, banka sırrı ve müşteri sırrı kanunu hazırlanıp çıkarılabilir."

Görülüyor; devlet ve siyaset ile hukuk arasındaki "kadim"  tartışma "sır tasarısına" da yansıyor; kişisel hak ve özgürlükler mi, devlet ve iktidar gücünün bu alana sınırsız girme isteği mi, hangisi öncelikli?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013