İki dünya liderinde seçim

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 


 

Amerikan halkı 6 Kasım'da Demokrat başkan Obama ile Cumhuriyetçi Mick Romney arasındaki seçimde yeni başkanlarını seçecekler. 8 Kasım'da ise Çin Komünist partisinin 2270 delegesi 25 kişilik yeni polit bürosunu seçecek. Amerikan ve Çin yönetimlerinde bu iki seçimle ortaya çıkacak yönetimler sadece bu iki ülke halkı için önem taşımayacak. Dünyanın bir ve iki numaralı ülkelerindeki seçim sonuçları önümüzdeki dönemde bütün dünya ülkelerinin halklarını etkileyecek sonucu beraberinde getirecek.

Bugünlerde biz yerel seçimlerin öne alınıp alınmamasını, alınacaksa Meclis'te uzlaşmayla mı, bu sağlanamazsa referanduma gidilerek mi tarih tespit edileceği konusunu tartışıyoruz. Ayrıca, Genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri de yerel seçimler ardından gelecek seçimler olarak ele alınıp "art arda üç seçim dönemine girmekte olduğumuz" üzerine yorumlar yapılıyor. Oysa, Kasım ayı başında iki dünya lideri ülkede bütün dünyayı etkileyecek iki seçim var.

6 Kasım'da Amerika'da Demokrat Başkan Barak Obama ile Cumhuriyetçilerin zengin başkan adayı Mick Romney'in katılacağı başkanlık seçimi yapılacak. Çin'de ise 8 Kasım'da ülke yönetiminde 5 yıl söz sahibi olacak 25 üyeli yeni politbüro'nun seçimi var. Bu Kasım ayının ilk yarısında önümüzdeki dönem dünyanın bir ve iki numaralı ekonomilerinin yönetimlerinin şekillenmesi anlamına geliyor. Ancak, bu seçimler gelecek açısından sadece bu iki ülkeyi ilgilendirmekle sınırlı kalmıyor. Bu iki devdeki seçim bütün dünya ülkelerini ilgilendiriyor. Çünkü onların aldıkları kararlar, bu iki ülkedeki gelişmeler bütün dünyayı etkiliyor. 2000'li yılların başında Çin'in 230 milyon ton demir çelik üretirken, 250 milyon ton tüketmesinin dünya navlun ve demir çelik fiyatlarını nasıl arttırdığını, altüst ettiğini hatırlıyoruz. Çin'in emtia alımlarını artırıp azaltması son on yıldır dünyada emtia fiyatlarını asansöre binmişçesine indirip çıkarıyor. Amerika'da son yıllarda konut sektöründe yaşanan kriz Amerika'dan dalga dalga bütün dünyaya yayılan bir kriz yaşatıyor. Son dönemde Amerika'da bir toparlanma olmasına karşın, euro bölgesinde derinleşen krizin etkisi euro bölgesinin dağılması tartışmalarını gündeme getirdi. Ve hala etkisi yoğun olarak sürüyor.
Mick Romney, Amerikan seçmenine savunma harcamalarını başkanlık döneminde 2.3 trilyon dolar artırarak bu yüzyılı Amerikan yüzyılı yapma kararında olduğu sözünü veriyor. Bu geçenlerde ABD seçimleri üzerine dinlediğim bir tartışma programında Prof. Hasan Köni'nin "Amerika artık dünyada sanayi üretiminde ve teknoloji üretiminde liderliğine eskisi gibi sahip değil. Ama savunma sanayinde liderliğini açık ara sürdürüyor" yorumunu hatırlattı ve son 20 yılda Mick Romney'i destekleyen Neo-Con'ların dünyanın çeşitli coğrafyalarında sıcak çatışmalara yol açan, felaketler yaratan politikalarını düşündüm.
Romney'in yönetimindeki Amerika'nın savunma sanayine yüksek yatırımla 21. Yüzyılı Amerikan yüzyılı yapma düşüncesinin sonuçlarından ürktüm...

Amerikan lider adaylarının karşılıklı tartışmalarında yer alan büyüme hedefleri, istihdam, vergi alacakları alanlar ve oranları, alt yapı yatırımları konularındaki vaatlerinin net şekilde ortaya konulması seçimlerin demokrasi ve açıklık içersinde yapılması açısından önemli ve özenilecek bir durum. Bizde de liderlerin Özal'ın seçim kazandığı 80'li yıllarda olduğu gibi önümüzdeki seçimlerde projeleriyle vatandaşın önünde televizyon kameraları karşısında tartışmaya girmesi kesinlikle, liderlerin bugün olduğu gibi Meclis grup toplantılarında kendi kitleleri ve alkışlayıcıları önünde birbirini sert dille eleştirmelerine dayanan tek yönlü monologlarından çok daha yararlı ve demokratik olacaktır...

25 kişilik yeni polit bürosunu 8 Kasım'da seçecek olan Çin'de 80 milyon üyeli Komünist Partisinde kademeli olarak yapılan seçimler sonunda bir araya gelecek olan 2270 delege bu seçimde kararlarını verip yeni polit büroyu oluşturacaklar. Polit büro 114 bin devlet işletmesi olan otoriter bir kapitalizm söz konusu olduğu ülkede yeni dönem kararlarını alacak. Bu kararlar kamu işletmelerinin özel sektör işletmelerinin 11 katı üretim potansiyeline sahip olduğu Çin açısından da dünya açısından da önemli. Kamunun üretim bu gücü 10 yıl öncesinin yaklaşık iki katı. O nedenle kamu yönetiminin bu 114 bin devlet işletmesinin üretimleri konusundaki uygulamalarla ilgili kararlar hem dünya hammadde fiyatlarını, hem de ürünlerin bütün dünyadaki satış fiyatlarını çok yakından etkileyecek.

İşte bu nedenlerden Kasım ayının 6'sındaki Amerikan başkanlık seçimlerinin sonuçları ile 8 Kasım'daki Çin'deki politbüro seçimleri o ülke insanlarının olduğu kadar, dünyanın bütün ülkelerindeki insanların geleceği için önem taşıyor. Tabii bizim de bunun dışında kalmamız ve bu seçim sonuçlarının geleceğimizi etkilemeyeceğini düşünmemiz mümkün olamaz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar