İİBF’lilerin Vergi Müfettişliği’ne ilişkin düzenlemelere itirazı çok

Dün gazeteniz DÜNYA’da yer alan “Vergi Müfettiş Yardımcılığı’na İİBF tepkisi” başlıklı yazıyı sizden gelen yorumlar nedeniyle bugün de ele alma ihtiyacı duyduk.

Bir önceki yazıda da bahsettiğim gibi, Vergi Müfettiş Yardımcılığı Sınavı’na giriş koşullarında değişiklik yapıldı. Artık Vergi Müfettiş Yardımcısı olabilmek için sadece Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadi İdari Bilimler ile Hukuk Fakülteleri’nden mezun olma şartı aranmayacak. Eğitim, Fen ve Edebiyat Fakülteleri’nin Matematik, İstatistik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Fen Bilimleri ile Fen ve Teknoloji bölümlerinden mezun olanlar da mesleğe kabul edilecekler. Bu kapsamda Siyasal Bilgiler- İktisat-İşletme- İktisadi ve İdari Bilimler için yüzde 55, Hukuk için yüzde 20, Mühendislik için de yüzde 25 oranında kadro ayrıldı.
 

Ancak belirtmek isterim ki, bu uygulama 11-12 Mayıs’ta gerçekleştirilecek sınavı kapsamıyor. Yeni düzenleme, daha sonraki sınavlar için söz konusu olacak.
 

Yetkili kişiler, konuya ilişkin net bir yorum yapmaktan kaçınıyorlar. Ancak, durumun tüm taraflar için sorunlu olduğu açık.
 

ÖĞRETMEN, VERGİ MÜFETTİŞİ OLMAK İSTER Mİ?
 

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı “Atanamayan öğretmenler, sorun olmaya devam ediyor. 300 bine yakın atanamayan arkadaş var. Bütün dersliklerimizi ideal seviyeye ulaştırsak, sınıflarımızı 30 kişi ile sınırlandırsak bile ihtiyaç duyduğumuz öğretmen sayısı 175 bin civarında. Sağlık, Maliye ve Adalet Bakanlıkların önerileri var. Eğitim veya Fen Edebiyat Fakülteleri’nden mezun olmuş adaylarımızı bu kurumlarda ve başka alanlarda iş bulabilir hale getirecek bir takım istihdam ve eğitim politikaları üzerinde çalışılıyor” açıklamasında bulundu.
 

Her ne kadar mevcut uygulama, atanamayan öğretmenler için bir kadro fırsatı olarak yorumlanabilecek olsa da;
 

-Eğitimini aldığınız bir alanda devlet tarafından “sorun” olarak görülmek, kaç kişinin hoşuna gider?
 

-Yola öğretmen olmak isteği, ideali ve hayaliyle çıkmış kaç kişi, Vergi Müfettiş Yardımcısı olmak ister?
 

-Kaç kişi, devleti ona eğitimini aldığı alanda kadro bulamadığı için başka kurumlara devredilmekten mutlu olabilir?
 

Öte yandan da bu “sorun”a süreç içerisinde bir çözüm yaratılamadı ve mevcut koşullarda yaratılma ihtimali de gözükmüyor. Ve bir şekilde atanamayan öğretmenlere iş imkanı yaratılmak isteniyor. Öğretmenler, eğitimini aldıkları, yapmayı istedikleri mesleğe atanamayınca mecburen kadro bulabilmek için yaratılan bu fırsatları değerlendirmek isteyecekler. Ama yaptıkları işten mutlu olabilecekler mi, onlardan verim beklenebilecek mi?
 

BİNLERCE İİBF’li  DURURKEN…
 

İşin İktisadi ve İdari Bilimler Mezunları tarafı ayrı sorunlu; Konuya ilişkin o kadar çok mail ve yorum geldi ki… Ortak nokta: Binlerce İİBF’li dururken, bu kadrolara söz konusu alanda eğitim almış insanların yerleştirilmesi gerekirken ve bu insan kaynağı mevcutken böyle bir uygulamaya gidilmesinin kabul edilemez  bir durum olması.  

Bir de işin kurumsal yapı, meslek standartları kısmı söz konusu elbette. “Üstadlık” tanımlamasının olduğu (her ne kadar geçmiş yıllarda birimlerin birleşmesi ile Maliye’de üstadlık devri bitmiş olsa da, gördüğüm kadarıyla halen kıdemlilere “üstad” olarak hitap ediliyor)  bir meslekte elbette bu işin eğitimini almış, ideali bu alanda yürümek olan kişiler yer almalı. Uzmanlık gerektiren,  güvenilirliğin ve bilginin bu kadar önemli olduğu bir alanda böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi, kurumsal yapı açısından da büyük sıkıntılar yaratabilecek bir durum.
 

MESLEK İÇİ EĞİTİM NASIL OLACAK?
 

Atanacak öğretmenlerin nasıl ve ne kapsamda bir meslek içi eğitimden geçecekleri ayrı bir soru işareti… Eğer aylarla ifade edilen eğitim süreleri, bu mesleği icra etmek için yeterliyse o zaman lisans eğitiminin anlamı ne?
 

Bu konuda sorulacak soru, yazacak söz, tarafların sıkıntısı maalesef çok fazla… Tarafların sesini duyurmak, bizim görevimiz. Bir sonraki sınava kadar bir şeyler değişir mi, düzenlemeler yapılır mı… Zaman gösterecek…