İhracatta umutlar sönüyor

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Bu yılın hemen başında Türkiye İhracatçı­lar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gülte­pe’nin 2024’e dair beklentilerini ve hedefleri­ni bir hatırlayalım. 2024’te 267 milyar dolar­lık mal ve 135 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedeflediklerini bildiren Gültepe, “Alterna­tif ve potansiyel pazarlarımızı uzak yakın de­meden radarımızda tutmaya devam edece­ğiz. Ağırlıklı olarak ithalat potansiyeli yüksek büyük pazarlara yöneleceğiz. 2024’te toplam 402 milyar dolarlık mal ve hizmet ihracatı için yol haritasını oluşturduk” diyor.

Türki­ye’nin 2023’te 255,8 milyar dolar ihracat ger­çekleştirdiğini ve küresel ihracattan aldığı payı yüzde 1,02’den yüzde 1,06’ya çıkardığı da Gültepe’nin söylemleri arasında idi. Gültepe, ayrıca şunları belirtiyor: “Talebin gerilediği bir dönemde, emek yoğun sektörlerimiz, yük­sek maliyetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlandı. Depremler, bölgesel savaşlar ve ça­tışmalar da ticaretimize olumsuz yansıdı. Ka­yıplarımızı telafi etmek için, alternatif pazar­lara yöneldik.

Tarihimizin en fazla heyet orga­nizasyonuna imza attık. Toplam 222 alım ve ticaret heyeti organize ettik. 2023’te ihracat ailemize 18 bin firma daha kattık. Kilogram ihracat birim değerimiz 1,57 dolar oldu. 27 ih­racatçı sektörümüz var. 2023’te bu sektörleri­mizden kimyevi maddeler, hazır giyim, çelik ve demirin de aralarında bulunduğu 13’ünün ihracatında düşüş oldu.

Sözünü ettiğim 13 sektörden 12’sinde küresel talep geriledi. An­cak yedi sektörde Türkiye’nin ihracatında kü­resel talepteki daralmadan daha fazla düşüş var. Tablo bize bu sektörlerde pazar kaybı ya­şadığımızı gösteriyor. Örneğin en büyük ihra­catçı sektörümüz olan otomotiv, geçen yıl 42 ülkede pazar kaybı yaşadı. Konjonktürel ola­rak baktığımızda işimizin 2023’ten daha ko­lay olmadığını biliyoruz.

Çünkü yılın ikin­ci yarısından önce küresel ekonomilerde bir canlanma beklenmiyor. Küresel ticaretteki sı­nırlı büyüme beklentisinin elbette bize de bir takım olumsuz yansımaları olacak. Bazı sek­törlerimiz geçen yıl olduğu gibi yüksek mali­yetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlandık­ları için rakip ülkelerle rekabette zorlanacak. Orta Vadeli Plan’da 2024 için 267 milyar do­larlık mal ihracatı öngörülüyor. 135 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefimizle birlikte çıtayı bu yıl 402 milyar dolara çıkardık.”

Peki yıl nasıl geçti?

Türkiye’nin 2024 yılı dış ticaret performan­sına baktığımızda, karmaşık bir görünüm kar­şımıza çıkıyor. Yılın ilk aylarında ihracat ve ithalat rakamlarında farklı dinamikler göz­lemledik. 2024’ün Eylül ayı verilerine göre, ih­racat bir önceki yıla göre %1,8 azalarak 22 mil­yar dolar seviyesinde gerçekleşti. İthalat ise %1,4 azalarak 27,1 milyar dolara düştü. Ancak, yıllıklandırılmış verilerde ihracat %3,4 arta­rak 261,6 milyar dolara yükselirken, ithalat %7,3 azalarak 340,3 milyar dolara geriledi. Bu dönemde dış ticaret açığı, yıllık bazda %31 dü­şüşle 78,7 milyar dolar oldu.

Ancak, ihracat artışına rağmen ithalatta gö­rülen düşüş ve iç piyasadaki yüksek maliyetler, bazı sektörlerin rekabet gücünü önemli ölçüde zorladı. Genel olarak, 2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret performansının küresel ticaret ko­şullarına ve yurt içi ekonomik gelişmelere bağ­lı olarak değişkenlik göstermesi bekleniyordu, beklenen fazlası ile oldu.

Umutlar ve gerçekler

Geçtiğimiz gün TİM Başkanı Sn. Gültepe, Ekotürk TV’de gerçekleştirdiğimiz Dış Tica­ret Dünyası programımıza konuk oldu. Yıla her tür olumsuzluklara rağmen ümitle başlayan ve ihracatçılarımızı cesaretlendiren Gültepe git­miş, yerine adeta ümidini kaybetmeye çok yak­laşmış bir TİM Başkanı gelmiş. Bir yıl önce de konuğumuz olan Gültepe’nin yerine başka bir Gültepe gelmiş gibi hissettik. Sayın Başkan, fi­yat artışları sonucu ortaya çıkan ve bin 200 do­larlara varan asgari ücret maliyetinin, rekabet şansımızı neredeyse artık tümüyle yok ettiğine dikkat çekiyor.

Enflasyonun sanayiciye verdiği zararın ve ithalattaki düşüşün de tüketim ürünlerinden değil, ne yazık ki sanayideki ham maddeye yö­nelik olduğunun da altını kalın çizgilerle çizi­yor. Yani başkan diyor ki eğer biz mevcut para politikamızda farklılık yaratmadan devam et­mekte ısrar eder ve işçilik maliyetimizi yine eski seviyelerine çekmeyi başaramaz isek ih­racatımız ve ihracatçımız tükenecek, kan kay­betmeye devam edecek, müşterilerimiz fark­lı ülkere gidecek.

Başkan diyor ki ihracatta­ki %3,4’lük artış bizleri yanıltmasın, ortalama oranlar durumu kurtarıyor, Başkan diyor ki kg bazında fiyatımız da artmıyor. Özetle Başkan diyor ki bu gemi böyle gitmiyor. Ve ben de diyo­rum ki Başkan son derece haklı. İhracatı kay­betmenin ülkemiz için bedelinin ağır olduğu­nu unutmadan bu çağrılara ivedi olarak kulak verilmeli, görünen köyün kılavuza ihtiyacı yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar