İhracatta sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirlik sözcüğü, oldukça uzun bir sözcük. Tam tamına 17 harften oluşuyor. Sayı olarak, alfabemizdeki sözcük sayısının yarısından fazla sayıda harfi kapsıyor. Bir başka pencereden baktığımızda da anlamının, kendisi kadar ve dahi, daha fazlasını kapsadığını görüyoruz.
Herhangi bir çabanın sürdürülebilir olması, o çabayı gösteren kişi, kurum veya kuruluşların, yaptıklarının gerektirdiği yeterliliklere sahip oldukları gerçeğini ortaya koyar. Yaptığımız bir işi ne kadar uzun süre yapabiliyorsak, o işi yapabilmek için gereken yeterlilik ve yeteneklere sahip olduğumuzu ileri sürebiliriz. Zira o işi biliyor ve olabildiğince sürekli bir biçimde yapabiliyoruz diyebiliriz.
Yurdum ihracatına bu pencereden baktığımızda, sürdürülebilirlik ifadesini ne kadar kullanabiliriz diye sorabiliriz. Her ne kadar yükselen ihracat rakamları, Türkiye ihracatta sürdürülebilirliği yakaladı gibi bir görüntü sergilese de ihracatçılarımızın yapısına baktığımızda gerçeğin böyle olmadığını görüyoruz.
Bu olguyu vurgulamaktaki amacımın, ulaşılan ihracat rakamlarını yermek olmadığının altını hemen çizmek isterim. Varılan ihracat cirolarını takdir ettiğimi amma Türkiye’nin ihracat potansiyeli açısından yetersiz olduğunu söylemek istiyorum. Eğer ülkemiz, küresel çapta ilk 20 büyük ekonomi içerisine girebiliyorsa, neden ihracatta da aynı sıralamalara değil de 30’un üzerinde bir sıraya yerleşiyoruz.
Daha önceki sohbetlerimizde de vurguladığımız üzere, ihracatımızın yüzde altmışa varan kısmını yıllardır ilk 1000 ihracatçı gerçekleştiriyor. Oysa ki, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Sayın İsmail Gülle’nin açıkladığı üzere, ihracat yapan firma sayımız 71 bin olarak görünüyor. Bu demek oluyor ki 70.000 ihracatçımız, Türkiye ihracatının %40 kadarını yapabiliyor. Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yüzdelerde, yasal KOBİ tanımına aykırı bir şekilde sadece çalışan sayısının ele alındığını belirtelim.
Bu ihracatçı sayılarından hareketle başka bir rakama bakalım.
Gazetemizin tertiplediği “ İhracatın Yıldızları “ yarışma programının ödül töreninde ifade edildiği üzere, son on yılda kesintisiz ihracat yapan firmaların sayısı 10 bin kadar imiş. Sayısal açıdan iyi gibi görünse de oran olarak baktığımızda, ihracatçı firmalarımızın %85 gibi büyük kısmının, ihracatlarını sürdürülebilir bir şekilde yapamadıklarını görüyoruz.
Türkiye ihracatının nasıl arttırılabileceği üzere kafa yoranların, bu olgu üzerinde durarak, ihracatçılarımızın neden sürekli bir biçimde ihracat yapamadıklarını araştırmaları gerekir. Bunun nedenleri arasında yeterli pazar bilgisine sahip olamama, gerekli finansmana erişememe, var olan müşteriyi elde tutamama, ihracat elemanlarının niteliklerinin yetersiz olması, ihracat işlemlerinde yapılan hatalar nedeniyle motivasyonun düşmesi, yanlış uygulamalar nedeniyle uğranılan zararların kötü örnek olması gibi belki daha onlarca satıra yükleyebileceğimiz nedenler bulunacaktır.
Bu nedenlerin sağlıklı bir biçimde belirlenerek, gereken önlemlerin alınmasıyla, ihracatta sürdürülebilirliği yakalayabilen firmaların sayısının arttırılması, Türkiye ihracat rakamlarının artmasını hızla sağlayacaktır.
Sürdürülebilir ihracat yapan firmaların sayısı, ihracatçılarımızın %15’şinden ne kadar yukarı çıkarsa, Türkiye ihracatı da yıldan yıla ve bir ileri, bir geri yapmadan hızla yukarı çıkacaktır.