İhracatta katma değer!

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

"İhracatımızın artırılması çabaları hep göz bebeğimiz olmuştur. Öte yandan da makul seviyelerde katma değerli bir şeylerin de önceden üretilmesi gerekir. Bu katma değer de bizleri dışa bağımlılıktan uzaklaştıran seviyede olmalıdır.

Açıklarımız satıp savılarak bir yere kadar kapatılabilir. Önemli olan kendi kaynaklarımızın en yüksek seviyede kullanılarak üretim yapılması ve ihracat gelirlerimizin bu şekilde artırılmasıdır."

Sohbetimize katılan okurlarımızın "bu ifadeleri bir yerlerden hatırlıyorum" dediklerini duyar gibi oluyorum. Doğrudur, hatırlamakta haklılar. Zira bu 2008 Nisan ayının ilk haftasında yayınlanan sohbetimin son sözleriydi bunlar.

Bugün bu ifadeleri yineleyip, ihraç ürünlerimizde katma değerin önemini bir kez daha vurgulamak isteyişimdeki neden, Sn. Rahmi Koç'un da son günlerde yapmış olduğu bir konuşmada bu konunun ne kadar önemli olduğunu belirtmesidir.

İhraç ürünlerinde yerli katkı payının yüksek olması gerekliliğinin, bu kadar önde gelen bir sanayici tarafından önemle belirtilmesinin, bazı gerçeklere bakış açımızı olması gereken yöne çevireceği ümidi beni heyecanlandırdı.

Bazı ihracatçılarımız bana kızacaklardır biliyorum, amma şu blok mermer satışının mantığını bir türlü anlayamamışımdır. Mermerimizin işlendikten sonra kazandığı değerle, ham blok satış değeri arasındaki farkları gördükten sonra, şaşırıp üzülmemek elde değil. Çin bizden blok alıyor bunu işleyip, bizim hammaddemizle bizim işlenmiş ürünümüzden daha ucuza satıyor ve bizim işlenmiş mamul piyasamızı kırıyor.

İtalya bizden blok alıyor aynı Çin örneğinde olduğu gibi, bizin hammaddemizden işlenmiş ürün yapıp, bize rekabet yapıyor. Ancak bu kez ürün İtalyan oluveriyor. İtalyan üreticisinin cebine giren de ciddi bir "katma değer" olarak ortaya çıkıyor. Zira bizim işlenmiş ürünlerimizden daha güzel fiyatlarla satıyorlar. Her iki örnekte de ortak ilginç bir nokta var.

Kaynakları aynı…

Bizde elimizdeki kaynaklarımızı başka ülkelere ikram edip, asıl katma değer olan aşamayı, elimizden kaçırıyoruz.

Gelelim başka bir yönden bakarak katma değerin elimizden nasıl kaçtığına.

Sanayimizin önemli bir kısmı, ithalata dayalı girdilerle üretim yaparak, bu ürünlerini ihraç ediyorlar. Bu ithal girdilerin bir kısmı gerçekten yurtiçinden temin edilemeyecek ürünler. Ancak oldukça önemli miktarda da yurtiçerisinden temin edilebilecek ürünler var. Bu yurtiçi kaynak varlığı gerçeğini elleriyle bir kenara iteleyerek, ihtiyaçlarını ithalatla karşılayan işletmelere bir çift sözüm var.

Sizlerin yurtdışından bu ürünlerini aldığınız üreticiler, bulundukları yerlere, gökten zembille inerek gelmediler. Onlar da hata yaptılar, alıcılarıyla birlikte hatalarını düzelttiler, belki tekrar ve tekrar bu aşamaları geçtiler. Birlikte ürün geliştirdiler. Bugün geldikleri yerlere "dayanışma" ile geldiler.

Yerli sanayiimizin geldiği noktaları, geliştirdiği kaliteleri inkâr edenler bence hıyanet yoluna girenlerdir. Kuşkusuz kötülerle iyilerle aynı kefeye koymak gibi bir amacımız yok.

Ancak, satın almacı dostlarımızın kolay yola kaçarak, yerli kaynaklarımızı ihmal etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Doğal olarak işletmelerini riske atmadan hareket etmeliler. Öte yanda şunu da unutmamak gerekir ki, hiç kimse merdivenin tepesine basamakları çıkmadan gelmiyor.

İhracatçılarımız; ürünlerinizi en ileri seviyede işleyerek satmaya gayret ediniz. Satın almacılarımız; yerli girdileri alın, deneyin ve fırsat verin ki hep birlikte ülkemizin "kattığı değeri" yükseltelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019