İhracatta ‘DİR’ematik tablo

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Türk ihracatçısı 100 do­larlık ihraçlık ürün üre­tebilmek için yaklaşık 53 dolarlık girdi ithal ediyor. Başka deyişle Türkiye’nin her 100 dolarlık ihracattan elde et­tiği net döviz kazancı 47 dolar dolayında bulunuyor.

Türkiye’nin ihracatının yak­laşık yüzde 95’ini sanayi sek­törü gerçekleştiriyor. Ancak, Türk sanayisinin yüksek oran­daki ithal girdi bağımlılığı yü­zünden ihracatının katma de­ğeri düşük kalıyor. İhraç edilen sanayi ürünlerinin üretiminde kullanılan ithal girdiye ödenen yüksek orandaki döviz, ihracat gelirinin büyük bölümünü alıp götürüyor.

Belirli bir süre için­de işlendikten sonra ihraç edil­mek koşuluyla üretilen ürünle­rin üretimi için gerekli ithal gir­dilere gümrük vergisi ve benzeri yükümlülüklerde muafiyet sağ­layan bir teşvik uygulaması olan Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamındaki gerçekleşmeler, toplam ihracatta ithal girdi pa­yının yüzde 50’nin üzerinde ol­duğunu gösteriyor. Bilgisayar, yüzde 70’e yaklaşan oranla ithal girdi kullanımı en yüksek sek­tör olurken, en ihracatçı sek­törlerden ana metal sanayiinde de oran yaklaşık aynı düzeyde bulunuyor. İthal girdi kullanım oranı, ihracatın lokomotifi ko­numundaki otomotiv sektörün­de de yüzde 50’ye yaklaşıyor.

“DİR”de son bir yıldaki gerçekleşme

Ticaret Bakanlığ’ınca dü­zenlenen ve aylık bazda Resmî Gazete’de yayımlanan Dahilde İşleme İzin Belgeleri’nde ta­ahhüt edilen ihracat tutarı ve bu kapsamda ithal edilecek ara mallarına ilişkin tutarlar top­landığında, dramatik bir tablo ortaya çıkıyor.

En sonuncusu temmuz itiba­rıyla yayımlanan verilere göre Ağustos 2023-Temmuz 2024 dönemini kapsayan son bir yıl­lık dönemde DİR kapsamında 6 bin 950 izin belgesi düzenlendi. Söz konusu izinler kapsamında ihracatçılar tarafından taahhüt edilen toplam ihracat tutarı 75 milyar 1,8 milyon dolara ulaştı.

İhracatçılara, taahhüt ettikleri ihracata konu ürünlerin üreti­minde kullanılmak üzere izin verilen vergi ve harçtan muaf girdi ithalatının toplam tutarı da 39 milyar 500,3 milyon do­lar oldu. Böylece, ihraç edilecek ürünlerin üretiminde kullanı­lacak söz konusu ara mallarına ödenecek dövizin, ihracatın­dan elde edilecek gelire ora­nı, son bir yılın ortalamasında yüzde 52,67 düzeyinde oluştu.

Buna göre Türk ihracatçıları­nın yapacakları her 100 dolar­lık ihracatta, bu ihracata konu ürünleri üretmek için yurt dı­şında yerleşik ara malı üreticile­rine ödeyeceği döviz 52 dolar 67 cent. Başka deyişle her 100 do­larlık ihracattan ülke olarak elde edilecek döviz miktarı ise 43,77 dolar düzeyinde. İthal edilen ara mallarından devletin vergi kay­bı da hesaba katıldığında, bu ih­racatın ulusal ekonomiye katkı­sının daha da düşük düzeylerde olduğu görülüyor.

En bağımlı sektörler

Aylar itibarıyla bakıldığında; vergisiz ithal edilecek girdiye ödenecek toplam dövizin taah­hüt edilen toplam ihracat geliri­ne oranı son bir yılda çoğu ayda yüzde 50’nin üzerinde seyret­ti. Söz konusu oran bu yıl ocak ayında yüzde 61,1’le son bir yıl­daki en yüksek, nisan ayında ise yüzde 49,1 ile en düşük düzeyi gördü.

Son 12 aya ait DİR izin belgeleri kapsamındaki ihracat ve ithalat verilerine bakıldığın­da, ithal girdi bağımlılığında ba­şı, toplam ihracatta payı düşük sektörlerden bilgisayar çekiyor. Bu sektörün DİR kapsamın­da taahhüt ettiği 1 milyar 152,2 milyon dolarlık ihracat karşılı­ğında aldığı vergisiz girdi ithali izni bunun yüzde 68,7’si oranın­da 791,6 milyon dolar. İthal girdi bağımlılığında bu sektörü, yüz­de 68,6 oranı ile toplam ihracat­taki en fazla paya sahip sektör­lerden ana metal sanayii izliyor.

Türkiye’nin temmuz sonu iti­barıyla 261 milyar 483,8 milyon dolar olan toplam ihracatının 23 milyar 250,8 milyon dolar­la yüzde 9’unu gerçekleştiren bu sektörün DİR kapsamında­ki ihracat taahhüdü 12 milyar 757 milyon dolar oldu. Sektör, bu taahhüdü karşılığında 8 mil­yar 752,5 milyon dolarlık vergi­siz ithalat izni aldı.

DİR kapsamında izin verilen ithalatın taahhüt edilen ihraca­ta oranı yüzde 58,7 ile diğer ula­şım araçları, yüzde 58,3’le gı­da, yüzde 57,9 kimya, yüzde 53 oranı ile de temel eczacılıkta da yüksek düzeylerde.

Otomotivde de düşük katma değer

Temmuz sonu itibarıyla son bir yılda 33 milyar 268,4 mil­yon dolarlık dış satımla top­lam ülke ihracatının tek başı­na yüzde 12,7’sini gerçekleşti­ren motorlu taşıtlar sektörü, aynı dönemde DİR kapsamın­daki taahhüt ettiği ihracat ve izin aldığı ithalatta da başı çek­ti. Son bir yılda bu kapsamda 20 milyar 190,7 milyon dolarlık ihracat taahhüdünde bulunan sektör 9 milyar 691,8 milyon dolarla bunun yüzde 48’i düze­yinde vergisiz ithalat izni aldı. Bu denge genele teşmil edilir­se Türkiye’nin otomotiv ihra­cat tutarının ancak yüzde 52’si ulusal ekonomiye giriyor.

Diğer sektörlerde de yüzde 50’nin altında gerçekleşen it­hal girdi/ihracat oranının en düşük olduğu sektör ise yüzde 15,8’le içecek imalatı.

Dış ticaretin ne kadarı DİR kapsamında?

Türkiye’nin ihracat ve ithala­tının önemli bir bölümü DİR kapsamında gerçekleşiyor. Temmuz sonu itibarıyla son bir yılda dahilde işleme izin belgesine bağlanan 75 milyar dolarlık ihracat, aynı dönemde gerçekleşen toplam 261,5 mil­yar dolarlık ihracatın yaklaşık yüzde 27’sine; bu kapsamda izne bağlanan ara malı ithalatı da aynı dönemdeki 239,6 mil­yar dolarlık toplam ara malı ithalatının yüzde 16,5’ine denk geliyor. DİR kapsamındaki ara malı ithalatı/ihracat geliri ora­nının yüksek oluşunda, sağla­nan vergi muafiyeti teşviğinin de etkisi bulunuyor. Ancak, DİR kapsamındaki gerçekleş­meler, genel olarak Türk sa­nayisindeki yüksek ithal girdi alışkanlığını, başka deyişle kur hareketlerine karşı yüksek du­yarlılığı ortaya koyuyor.

DİR nedir, nasıl işler?

Dâhilde İşleme Rejimi (DİR), Türk ihraç ürünlerine rekabet gücü kazandır­mak ve Türkiye’nin ihracatını artırmak amacıyla 1996 yılında başlatıldı. Uygu­lama ile ihracatçılara, girdi maliyetleri­nin düşürülmesi yoluyla dış pazarlar­da rekabet gücü kazandırmak hedef­leniyor. DİR kapsamında düzenlenen izin belgeleri ile ihracatçılar belli bir ihracat taahhüdünde bulunarak, söz konusu ihraç ürünlerinin üretiminde kullanacağı ithalat miktarını bildiriyor. Bu kapsamda ihracatçıya bir çeşit ih­racat teşviği olarak söz konusu ithalatı vergisiz ve harçsız olarak gerçekleş­tirme hakkı tanınıyor. Başka deyişle DİR kapsamında dâhilde işlenip ihraç edilen ürünlerin üretiminde kullanılan girdiler vergisiz-harçsız ithal ediliyor.

İthal girdi hiç mi kullanılmamalı?

 Ara malı ithaline ödenen faturanın, üretimine girdiği ürünlerin ihracatından sağlanan gelire oranı, “ithal girdiye bağımlılık” düzeyini gösteriyor. Ulusal paranın uzun süre değerli kaldığı dönemlerde ithal girdiye yöneliş, süreç içinde bağımlılığa dönüşüyor ve yerli ara malı sektörlerini küçülttüğü için, kurlarda yükseliş dönemlerinde de bu yola başvurmak zorunlu hale geliyor. Bu da ihracatı, ithalata bağımlı kılıyor. Yüksek ithal girdi oranı, ihracatın katma değerini düşürüyor.

İthal girdi kullanımının azaltılması, daha çok yerli girdi kullanımı ile ihracatın katma değerin artırılması gerektiği genel görüş. Ancak tüm ülkelerde sanayi ürünleri ihracatının içinde belirli miktarda ithal girdi yer alıyor. Özellikle bazı girdilerin başka ülkelerde daha ucuz olduğu durumlarda katma değeri yükseltmek için yerli girdi yerine ithal muadili tercih edilebiliyor. Bu arada ihracata konu sanayi ürünü içinde ithal girdi payı ne kadar yüksekse, kur şoklarından etkilenim de o kadar artıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar