İhracatta Çin etkisi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Çin kriz öncesine kadar %10’nun üzerinde büyüme oranı ile küresel ekonominin parlayan yıldızı idi. Krizle ekonomileri ivme kaybetti. Geçen yıl %7,3 büyüyen Çin’in,  2015 yılında %7,2 büyüyeceği tahmin ediliyor. 

Çin’in büyüme oranındaki düşüşte hem iç hem de dış talepte yaşadığı sorunlar var. İç talepteki azalışı kredi arzını artırarak telafi etmeye çalıştı. Ancak bunun da sonuna geldi. Çünkü konut sektörü ciddi biçimde şişmiş durumda. Dış talepte ise özellikle AB’nin istikrarlı bir büyümeyi yakalayamaması nedeni ile istediği artışları sağlayamadı. Bunun bir sonucu olarak OECD yıllar sonra ülkenin 2016 yılında cari açık vereceğini beklediğini açıkladı.

Çin’in büyümeden daha fazla fedakarlık yapması mümkün değil. Nüfusu 1,5 milyara yaklaşan ülkede, işgücü piyasasına katılım yüksek.  Büyümenin azalması işsizlik demek. Bu zaten bozuk olan gelir dağılımın daha da bozulmasına neden olacak. Bu iki gelişim sadece ekonomik değil, siyasi sorunlara da kaynaklık edebilir.

Çin hükümeti bunları gördüğü için ihracatta saldırgan bir politika izliyor. İhracattaki düşüşü  engellemek için  ABD ile kur savaşına girdi. Düşük Renbinmi ile ihracatta rekabet gücünü korumaya çalışıyor. Çinli işadamları da düşük kar oranları ile ihracata devam ediyor. Bu yapının uzun dönemde sürdürülebilirliği yok. Fakat Çin zorlamaya devam ediyor.

Türkiye Çin’in bu politikasından etkileniyor. Özellikle 2005 yılında Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesi ile iki ülke arasındaki dış ticarette Türkiye ciddi açıklar vermeye başladı. 

Çin’in Türkiye’nin toplam ithalatı içindeki payı 2005 yılında %5,9 iken, 2014’de bu pay %10,3’e yükseldi. Buna karşılık  Çin’in Türkiye ihracatı içindeki payı 2005’te %0,7 iken, 2014’de ancak %1,8 olabildi. Çin 2015 yılında da en çok ithalat yapılan ülke konumuna yükseldi.

Çin’in Türkiye’nin ithalatında bu kadar yüksek pay almasında Çin mallarının fiyatları kadar, özelikle tekstil sektöründe Çin’de çalışan Türk firmalarının Türkiye’ye ihracatı rol oynamakta.

Çin’in Türkiye ihracatına verdiği zarar bu kadarla kalmıyor. Benzer mallar ürettiğimiz için küresel ölçekte Çin Türkiye’nin rakibi ve Çin fiyat (maliyet) avantajı nedeni ile Türkiye’nin pazar kaybına neden oluyor. Çin petrol fiyatlarını avantaja çevirirken, Türkiye bütçenin en önemli gelir kaynağı olarak gördüğü KDV ve ÖTV geliri düşmesi diyerek oranları değiştirmedi. Yani petrol fiyatlarındaki düşüşü sanayiciye yansıtmadı.

Türk sanayicisi yüksek enerji maliyetleri nedeni ile, kur artışını talebe dönüştüremiyor. Çünkü maliyetleri yüksek. Bundan dolayı ihracatta son üç aydaki düşüşü ihracatın döviz cinsinden bileşenine bağlamak açıkçası sorunu hafife almak olur. Türkiye’de devlet sanayicinin üzerindeki yükü ağırlaştırdıkça, ihracat düşmeye devam eder, sonrada büyümede   sürekli revizyona gidilir.

colak-002.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019