ıhracatın risklerini yönetmek (1)

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

İHRACAT SOHBETLERİ / Şefik Ergönül [email protected] Bir ihracat tutkunu dostumuz diyor ki "Beyefendi siz ihracatı ballandıra, ballandıra anlatıp hep bizleri ihracat yapmaya yönlendirirken, son yazınızdaki riskleri okuyup tedirgin olmamak mümkün değil." Pek de gerçek dışı değil dostumuzun dedikleri. 'İhracatın Riskleri' başlıklı sohbetimizdeki risk unsurlarının üzerinde senaryo yazmaya başlarsak detayları bir hayli heyecan verici olabilir. Ancak tüm bunların hep kötü gidebilecek olaylarla ilgili olduğunu da gözden ırak tutmamak gerek. Unutmayalım ki iyi giden ihracatlarla, kötü gidenlerin kıyaslanması, büyük farkla iyi gidenler lehinde olacaktır. Peki, öyleyse neden bu kadar riski belirttik? Bu sorunun cevabı o yazımızın son tümcesiyle verilmiş durumda; "Riskleri tahmin edebilirsek, yönetmemiz de kolay olur." Olası riskleri tahmin edip ona göre tedbir almak, bizleri sürprizlerle karşılaşmaktan korur. Sohbetimizde sözü edilen riskleri zaman zaman ele alacağız. Bugün için ele alacağımız risk, alıcıdan kaynaklanması olası ticari ve politik riskler. Ticari risklerin en başına alıcının iflas etmesi olasılığını koymamız gerekir. Almanya'daki bir makine imalatçısına parça ihraç eden bir üreticimizin ihracatları oldukça iyi gidiyordu. Son yapılan ihracat bedeli alınmadan yeni bir sipariş daha gelmişti. Her ne kadar mal bedellerinin ödenmesinde o ana kadar sıkıntı olmadıysa da, son gelen siparişe, bir önceki sevkıyatın ödemesini almadan geçmek KOBİ bütçesi için keyifsiz olmuştu. Bu siparişi de mecburen gönderdiler. Ancak ödemelerin mutlaka yapılması için de alıcı ile sıkı bir diyalog başlattılar. Üzücü haber bir süre sonra geldi. Alıcı batmış ve firma bizdeki iflâs anlaşması (konkordato) benzeri bir uygulamaya alınmıştı. Birkaç yıl süren çabalar sonucu, paralarının bir kısmını alabildilerse de gecikmenin ve eksik ödeme almanın getirdiği sarsıntı ve üzüntüler yönetimin üzerinde epey iz bıraktı. Öte yandan alıcımız iflas etmese bile borçlarını ödeyemez duruma düşebilir. Biz alacağımızı takibe koysak bile, elimize geçecekler masrafları bile karşılayamayabilir. Doğal olarak bu durumlarda da bizim alacaklar da kasamızdan uzaklaşmaya başlayacaktır. Politik risklerin başında, savaş çıkmasıyla ilgili olarak, komşumuz Irak'ın Kuveyt'i işgalinde yaşananları çoğumuz biliriz. Alıcının ülkesinin üçüncü bir ülke ile veya bizim ülkemizle savaş haline girmesi durumunda alacaklarımızı tahsil edemeyebiliriz. Ayrıca alıcının ülkesi, döviz transferlerini durdurabilir veya bizim gönderdiğimiz mal daha gümrükten çekilmeden o ürünün ithal edilmesini yasaklayabilir. Tüm bunlar önemli riskler! Ancak bu riskleri göze alıp bunları yönetebilme olanağımız var. Türk Exim Bank uygulamakta olduğu "İhracat Sigortası" programı kapsamında, bu saydığımız ve ihracatçılarımızın karşılaşabileceği bazı başka riskleri de sigorta etmektedir. Bankanın internet sitesinde yayınladığı bilgilere göre, sigorta güvencesi kapsamına alınan ihracat bedellerinin yüzde 90'a varan oranlarda karşılanabilmesi mümkün olabilmektedir. İhracat kredi sigortasının masrafı, ülkeye ve alıcının risk faktörüne göre değişebilmekteyse de, getirisi mutlaka yüksektir. Kendisini güvende hisseden ihracatçı, işine daha fazla sarılabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019