İhracatın %15’i KOBİ’lerin

Geçtiğimiz hafta içerisinde basında, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sayın Nafiz Karadere’nin bir beyanatı yer almıştı. Sayın Karadere “KOBİ’ler büyük oranda iç piyasaya ürün satar. Sanıldığı gibi ihracatın büyük bölümünü yapmazlar. KOBİ’lerin ihracattaki payı yüzde 15’i geçmez “ifadesini kullanmıştı. Bu seviyedeki bir bankacının, elindeki geniş tabana ait olduğu su götürmez verilerin zenginliği ile böyle bir rakam verirken, çok da yanıldığını söylemek, Süleyman Demirel deyişiyle biraz “Abesle İştigal” olur.

Öte yandan siyasilerin geçmişteki beyanatlarına bakarsak, KOBİ’ler ihracatın %60 civarında bir miktarını yapıyorlar. Peki, aradaki bu çarpıcı fark nereden kaynaklanıyor derseniz, bunun “Gerçek rakamlarla, siyaset arasındaki fark” olduğunu düşünüyorum derim.

2012 (1) yılına ait 151.9 milyar dolarlık ihracat rakamları içerisinde, ilk 1000 ihracatçının payının %58.09 olduğunu Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin yayınladığı raporda görüyoruz. Yalnız bu rakamın içerisine biraz dikkatle baktığımızda da ilk 500 ihracatçının payının %49.59 olduğunu ve ikinci 500 ihracatçının payının sadece %8.50 olduğunu görüyoruz. Buradan hemen şunu söyleyelim “Kimseyi ve yaptığı işi küçümsemiyoruz.” Bu ülkenin ürünlerini, ihracat yaparak değerlendiren herkes, bizim için “iltifat hak eden” kişidir. Öte yandan bizim işimiz siyasetten uzak olduğu için de, süslü beyanatların arkasındaki gerçekleri de ciddiyetle ele almamız gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, gerçekleri görmeden gelecekle ilgili olarak alınacak tedbirler bizleri yanlış yerlere götürecektir.

Şimdi biraz da başka ülkelerin gerçeklerine bakarak kendimizin nerede olabileceği sorusuna yol açalım. EIM Business & Policy Research adındaki bir Hollandalı kuruluş tarafından 2010'da yapılan “KOBİ’lerin Uluslararasılaşması için Fırsatlar (Opportunities for the Internationalisation of SMEs)” adlı araştırmanın sonuçlarına göre Avrupa Birliği KOBİ’lerinin ülkelerinin ihracatındaki payları ortalama %25 olarak görünüyor. Detaya baktığımızda ise Alman KOBİ’lerinin, Almanya’nın ihracatındaki payının %40’ dayandığını görüyoruz. Eğri oturalım ve doğru konuşalım. Türk KOBİ’leri, AB veya Alman KOBİ’lerinden daha mı güçlü ki ülke ihracatı içerisindeki payları %60’a yaklaşsın?

Eski bir reklam vardır, çoğumuzun hatırlayacağı, “Ağzı olan konuşuyor” diye. Bırakalım janjanlı ifadeleri siyasetçiler kurgulasın. Ancak eğer Türk ihracatının gelecek yapılanması için bir takım öneriler yapılacaksa, siyasi beyanlara veya “Biz şu ülkenin ihracat gelişimini çok beğendik” yorumuna göre değil de gerçek rakamlara bakarak yapılmasında fayda vardır.

Bana kalırsa Sayın Nafiz Karadere çok çarpıcı bir gerçeği vurgulamıştır. İhracatın getireceği refahın ülke genelinde hissedilebilmesi için, ihracatta KOBİ payının beyanatlarla değil, hedefe yönelik uygun tedbirler alınarak “mutlaka” yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum ve savunuyorum. 

(1) 2013 yılı için ilk 1000 ihracatçı çalışması henüz yayınlanmamıştır.