İhracatı arttırma çabası
Döviz kurları ne zaman artış gösterse “İhracat Kızımızın” talipleri daha fazla artıyor.
Hele bir de bunun üzerine iç piyasanın belirsizlikleri ve daralmaları da eklenince taliplerin sayısını tahmin bile edemiyoruz.
Herkes piyasada, ihracat yapan da yapmak isteyende sahne ışıklarının ışıltısında. herkesin çantasında satacak bir şeyler ve önlerinde bir şeyhler…
İyi ki devlet bir yanda, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) öte yanda, bankalar arkalarında.
Bu arada McKinsey Global Institute / Mek Kinsey Küresel Enstitüsü adlı kuruluşun yayınladığı bir rapor oldukça dikkat çekici bilgilerle dolu olarak ortaya çıktı.Bu raporı hazırlayan uzmanlar diyor ki
- 2007 ile 2017 yılları arasında üretimden ihracatlar %28.1’den, %21.5’e düşmüş.
Bu haber iyi mi kötü mü?
Hangi açıdan baktığınıza bağlı olarak hem iyi ve hem de kötü olabilir.
İyi bir bakış açısı, hizmet ihracatı ile ilgili.
- Hizmet ihracatı aynı dönem içerisinde mal ihracatına oranla % 60 daha fazla artmış. Hatta bu artışın ölçülebilirliği bile kuşkulu karşılanıyor. Ar-Ge, Marka ve Fikri Mülkiyet gibi varlıkları gelir payı % 5,5’ten, % 13,5’e çıkarak % 100’ün üzerinde bir artış gösteriyor.
- Düşük işgücü maliyeti avantajını kaybediyor. Endüstri 4.0 ile yüksek teknolojili yatırımların yapılması işgücünü, ihracatta stratejik bir avantaj olarak ele alan ülkelerin önüne ciddi bir engel olarak çıkıyor. Öte yandan bu yatırımlar da yatırımların yüksek nitelikli çalışan gereksinimini arttırıyor.
Bütün haberler kötü mü derseniz hayır değil…
Gelişmekte olan ülkelerdeki tüketim artışı %50’nin üzerinde. Ayrıca bölge içerisinde yapılan ticarette de artış var. Amma dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta bu ülkeler de ithalata dayalı tüketimlerini yerel üretimlerle karşılama çabasındalar.
Bu haberlere baktığımızda ve biz ihracatımızı nasıl arttıracağız sorusuna cevap ararken, genelde AB ve özelde Almanya pazarına bağımlılıktan kurtulup, pazar çeşitlendirmesine yönelmemiz gerekliliği ortaya çıkıyor. TİM bu konuda güzel bir adım atarak, kuvvetli olduğumuz ihracat ürünlerinde, başka hangi ülkelere de ihracat yapabiliriz ve yapmalıyız çalışmasını yapmış.
TİM’in yaptığı bu çalışmanın detayını bilmiyoruz amma hedef ülkede mevcut rekabetin dikkate alındığını ve hatta bizim ihraç etmeyi düşündüğümüz ürünlerde, bu hedef pazarlarda yapılması düşünülen yatırımların, orta/uzun vadede yaratacağı rekabetin de düşünüldüğünü ümit ediyoruz.
Sözünü ettiğimiz raporun ilginç saptamalarından birisi de ülkelerin yöneticilerinin uluslararası ticaret konusunda alacakları kararların tahmin edilebilirlikten uzaklaşması. Bu da küresel ticarette sıkıntı yarattığı gibi çok radikal bir tedbirle yatırımların hedef pazarlarda yerelleşmesine yol açabilecek olması.
Uzun sözün kısası, çözüme ulaşmaya çalışanların üzerinde düşünülüp tartışılması gereken o kadar çok konuyu masaya yatırıp tek bir çözüm yolu bulamayacaklarının aşikar olması.
Çözülmesi gereken formül o kadar karışık ve içeriği o kadar çok ki önümüze yine o VUCA denilen olay çıkıp “Ben yine buradayım” diye çözüm masasının çevresindekilere göz kırpıyor