İhracatçım…Gıda enflasyonu…
2015… Toplam ihracat düştü… Küresel sıkıntılar ve dünya ticaret hacmindeki daralma düşüşü tetikledi…
★ ★ ★
Ama… Un ihracatında hem miktar hem de tutar olarak tarihi bir rekora imza atıldı… 2 milyon 800 bin tonluk ihracat miktarına ulaşıldı… Tutar olarak 1 milyar dolar aşıldı… Hem de… Küresel sıkıntının göbeğindeki iki ülke, Irak ve Suriye un üreticilerimizin en büyük iki pazarıyken…
★ ★ ★
Ekonomi Bakanlığı ile uyum içerisinde çalışan Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri ve sektörü tek çatı altında toplayan Un Sanayicileri Federasyonu’nun (TUSAF) ve tabi ki sektör temsilcilerinin yoğun çabası ile bir ‘başarı hikayesi’ yazıldı…
★ ★ ★
Bu resimde, ayrı bir yer tutan özel bir başarı hikayesi de vardı… O hikayeyi hafta sonunda Beşler Grup Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Çakmak anlattı… “Irak ve Suriye’de ki durum 2015 yılı başında kara kara düşünmemize neden oluyordu.
Bir açılım yapmamız gerekiyordu.
Afrika’da çalışma başlattık…
Önceliği 2014 yılında toplamda 70 bin ton civarında un ihracatı gerçekleştirdiğimiz Sudan’a vermiştik… Sudan aldığı unun büyük bir bölümünü Dubai’den alıyordu… O çalışmaların karşılığını aldık ve Sudan’a olan ihracatımızı 460 bin tona çıkaracak anlaşmayı imzaladık.”
★ ★ ★
Sonra ne oldu?
“İmzaladığımız anlaşma sonucunda 650 bin ton buğday ithalatı gerçekleştirdik. Nakliye şirketleri ile anlaşmalar imzalandık. Her şeyin zamanında, sağlıklı işlemesi ve kaliteli ürün için yoğun bir gayret içinde olduk.
Çalışan sayımızı 250’den 400’e çıkardık. Bu da yetmedi, günlerce evlerimize gitmedik. O da yetmedi buğdayı una çevirmek için 21 fabrika ile anlaştık.
Bu sayede, bazı fabrikalarda yüzde 35’lere kadar düşen kapasitelerin yüzde 100’e çıkmasını sağladık. Ve başardık. Bu başarı tüm un sektörünün başarısıdır.”
★ ★ ★
Devam edecek mi?
“2016 yılı hedefimiz 700 bin ton.
Bunun 450 bin tonunu şubat ayı itibariyle garantiledik.
İhracatımızı bir yılda 450 bin tondan 700 bin tona çıkarabilmemiz, toplamda tüm sektörün un ihracatını çok kısa sürede 4 milyon tona çıkarabileceği anlamına gelir.”
Eklemeden geçemedi Çakmak:
“Ciddi çabalar harcadık ve bu pazarı kazandık. Gelen talebi de sektördeki arkadaşlarla paylaştık.
Herkes böyle davranmalı. Sadece un sektöründe değil tekstilde de, makinede de, şekerde de, müteahhitlikte de.
Tüm sektörlerdeki arkadaşlarımız bu işlerin birliktelikle olabileceğini bilmeli.
Tam tersi durumda birbirimize ve ülkemize zarar veriyoruz.
Paylaşmadığımız zaman, ‘Küçük olsun benim olsun.’ dediğimiz zaman, bizim olan pazarları da kaybediyoruz.
O nedenle küçük hesaplar yapmamalı, ayağımıza kurşun sıkmamalıyız.
Birimiz bir pazarda başarmışsa, diğerimiz diğer pazarda başarmayı düşünmeli, fiyat ve kalite kırımları ile kazanılmış pazarı dağıtmayı düşünmemeli.”
★ ★ ★
İhracata yönelik bu çabanın sadece ihracata değil direk olarak verimlilik ve istihdam artışına ve fiyatlar genel seviyesindeki düşüşe etki ettiğini ise Emek Un Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Özkaşıkçı açıklamaya çalıştı:
Özkaşıkçı’nın “Tam kapasite ile iç piyasaya çalışıyorum ama modernizasyon yatırımları yapıyoruz ve o yatırımlardan sonra atıl bir kapasite kalacak…
Sektörde de atıl kapasite sorunu var…
Bu tür yurtdışı talepler tam kapasiteye çıkmamıza ve maliyetleri aşağı çekmemize neden oluyor…” cümlesi, korkulu rüyamız haline gelen gıda enfl asyonunun çaresini, hangi adreste aramamız gerektiğini ortaya koyuyor…