İhracatçı, Dubai Türk Ticaret Merkezi ile 12 ay fuara kavuşacak...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

Hatırlayacaksınız, geçenlerde bu köşede şekerleme sektörünün New York çıkarmasını aktarmıştım.. 

Şeker Tanıtım Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, ABD’nin yanı sıra, Japonya ve Kore’deki çalışmalarını da aktarmış, yakın coğrafyalardaki sıkıntıları aşmak için uzak pazarlara yönelişlerini anlatmıştı… 

Bir sonraki yazıyı da yine New York’ta ihracatçılarla yaptığımız görüşmeler temelinde bu konuya ayırmayı planlamıştım… 

Ancak dün bu köşede İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde dünyanın önde gelen iktisatçılarını bir araya getiren İktisadi Tasarım Konferansı’nı konu ettik… 

Önemli bir etkinlikti, o etkinlikten farklı notlar paylaşmaya da devam edeceğiz. Ama şimdi, üzerinden çok da geçmeden, kaldığımız yerden ihracata ve ihracatçıların arayışlarına devam etmek istiyorum… 

★ ★ ★ 

Gerçekten de ihracatçı yeni arayışlar içerisinde, ihracatı artıracak yeni modeller geliştirme çabasında… 

Buna ilişkin önemli bir açılımı New York’taki Summer Fancy Food Show’da İstanbul Hububat, Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete’den dinledik… 

Mete ve arkadaşları bu proje üzerine 2 yıldır çalışıyor: 

Dubai’de bir Türk Ticaret Merkezi kurma projesi… 

★ ★ ★ 

“Ticaret Merkezi, bir anlamda 12 ay açık fuar merkezi işlevi görecek” diyor Mete ve projenin arkasındaki düşünceyi şöyle netleştiriyor: “

Devlet, ihracatçı şirketlere yılda toplam 40 milyon dolar fuar desteği veriyor. Biz Dubai’de sektör olarak iki kez fuara katılıyoruz. Her bir fuar için yaklaşık 500 bin dolar harcama oluyor. İki fuar 1 milyon dolar. Dubai’de yılda 1 milyon dolarlık bütçe ile 12 ay açık bir tanıtım alanımız olacak. Orada yer kiralayan şirket bir yıl boyunca kalabilecek…” 

★ ★ ★ 

Dubai Türk Ticaret Merkezi için şu ana kadar 32 şirket başvurmuş... 

“Ticaret merkezleri akıllı iş” diyor Mete, “İtalya gibi Türkiye’nin de böyle etkinlikler yapması, ihracatı destekleyecek yeni modeller geliştirmesi gerekiyor. Biz yıllarca İstanbul’da böyle bir merkez yapmak istedik. Proje de yaptık. Ama sayın bakanımız sağ olsun o projeyi onaylamadı. İstanbul, Türkiye’de ve dünyada birçok ismin önüne geçen güçlü bir imaja sahip. Bunu gerektiği gibi kullanabilmiş değiliz…” 

★ ★ ★ 

Dubai’de bir Türk Ticaret Merkezi, bu kentin özelliğinden dolayı yakın coğrafyaya ve birçok alana hizmet veren bir nokta olarak öne çıkıyor. Ancak ihracatçılar Dubai ile yetinmek niyetinde değil… 

Dubai'de merkez gerçekleşir gerçekleşmez kollar bu kez yeni ticaret merkezleri için sıvanacak.. 

“ABD’de de bir Türk Ticaret Merkezi’ne ihtiyaç var” diyor Zekeriya Mete, “Bu çerçevede, New York veya Los Angeles’de bir ticaret merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Los Angeles, Meksika ve Latin Amerika ülkeleri açısından daha doğru adres olabilir. Ama önceliğimiz Dubai. Orada Gulf Food Fuarı’na zaten dört yıldır katılıyoruz ve memnunuz. Merkezle birlikte orası Türk ihracatçısı için 12 ay açık ofis-showroom olacak. Ama Dubai’den sonra 6 ay içinde hedef Los Angeles…”

'Yetki bende olsa önce ihracatçıyı dinlerdim'

Dubai Türk Ticaret Merkezi projesinin hayata geçirilmesinde devletin katkısı önemli. 

Proje, Ekonomi Bakanlığı’nın ‘yurtdışı ofis desteği’ programından yararlanılarak gerçekleştirilecek. Bu destekle, 1000 metrekare kapalı alan kiralanacak… 

İstanbul Hububat, Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, New York’taki fuara katılımı da devletin sağladığı “Ur-Ge” desteği çerçevesinde organize etti. 

Ekonomi Bakanlığı’nın “Ur-Ge Programı” kapsamında ihracatçıların uzak pazarlara yönelme çabalarına ve elde ettikleri faydalara farklı etkinliklerde de şahit olduk. 

Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu da, New York’taki sohbetimizde, ABD, Çin, Meksika ve Latin Amerika ülkelerinden birçok VIP alım heyetlerinin Türkiye’ye geleceğini, bu konuda devletin sağladığı desteklerin Türkiye’nin ihracatını geliştirmede olumlu katkıları olduğuna dikkat çekti. 

★ ★ ★

Ancak ihracatçı, sağlanan desteklerin önemine dikkat çekmekle beraber, kimi sorunların da altını çiziyor. 

İşte Başkan Zekeriya Mete’nin ihracatla ilgili dikkat çektiği bazı önemli noktalar: 

“İhracatta 150 milyar dolara kadar gelebildik. 6 yıldır ihracatımızda ciddi artış sağlayamıyoruz. Şu andaki tempoyla 2023’te 500 milyar ihracat hedefinin çok uzağında gidiyoruz. Yeni bir şeyler yapmak gerekiyor. İhracatçılar bunun çabası içinde. Ekonomi Bakanlığı da destek veriyor. Ancak ihracatçıya sadece parasal destek vermekle iş bitmiyor. Bürokrasi de işlerimizi kolaylaştırıcı tutum benimsemeli. Bugün Türkiye 200 ülkeye ihracat yapıyor. Öyle pazarlar var ki, ihracatçımız kelle koltukta iş yapmaya çalışıyor. Ama öte yandan, hiç dış ticaret yapmamış, hiç mal satmamış insanlar koca bir ülkenin dış ticaretini yönetiyor. Sen yıllarca Rusya’da çeşit çeşit sorunla, Afrika’nın en ücra köşelerinde sıtma ile uğraş sonra gel içeride bürokratlara takıl…” 

★ ★ ★ 

Devam ediyor Mete: “İçeride bürokrasi, dışarıda politik sıkıntılarla uğraşıyoruz. Dış siyasette de önümüzün açılması gerekiyor. Komşu ülkelerle ‘sıfır sorun’ derken en sorunlu noktaya geldik. Suriye, Mısır, diğerleri… Yani, bir anlamda komşuları sıfırlamış olduk. Önümüze ciddi tarife dışı engeller çıkıyor. Dış siyasetimizi dış ticaretimizle entegre yürütmemiz lazım. Cezayir bize bugün sıkıntı yaratırken, Fransa Dışişleri Bakanı Cezayir ile yön çizebiliyor. Bugün bizde maalesef yön yok. Şimdi biz böyle söyleyince hemen ‘ya sen muhalefet ediyorsun’ deniyor. Hükümette ve bürokraside eleştiriye tahammül yok. Eleştiri dozu biraz artınca kapıya müfettişler dayanıyor, defterler didik didik ediliyor.” 

★ ★ ★ 

Zekeriya Mete’ye sordum: Peki, bütün yetki sizde olsa, ihracatın önünü açmak için ilk yapacağınız şey ne olurdu? 

“İlk önce” dedi Mete, “Türkiye’nin yaklaşık 1.5 dolar olan kilo başına ihracat fiyatını, 3 dolara çıkarmamız lazım. Bunun için ise ilk şart ihracatçının dinlenmesi. Çünkü ihracatçıda bu bilgi var. O bilgiyi işlemek lazım. Bakın Kürşat Tüzmen zamanında yılda 2 ya da 3 kez toplanırdık. Orada ihracatçı dinlenirdi. Sorunlarına çözüm aranırdı. O zaman ihracatçı hedefe ve yapılan işe inanıyordu. Farklı bir havası, bir keyfi adeta bir büyüsü vardı işin. Başarı oradaydı…” 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar