İhracat’a Eximbank gazı
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, nisan ayına ilişkin dış ticaret rakamlarını açıkladı. Bir yandan bu aya ilişkin ihracatımızın tüm nisan ayları içinde en yüksek seviyeye ulaştığı belirtilirken, diğer yandan dış ticaret açığı yüzde 32,83 artış göstererek 6 milyar 652 milyon dolara çıktı. Elbette gönül ister ki, ihracat rekorları kırarken, dış ticaret açığının da azaldığına tanık olalım, daha katma değeri yüksek ihracatlarımızın gerçekleştiğine şahit olabilelim. Ancak ihracatımızın büyük ölçüde ithalata bağlı olduğunu biliyor olmamız, ortaya çıkan bu manzaraya çok da şaşırmamamızı gerektiriyor. Fakat ne olursa olsun, katma değeri ve getirisi yüksek, ithalata dayalı dahi olsa, ülkemize daha çok gelir bırakabilecek ihracatımızın artacağına ve her geçen gün dış ticaret açığının da kapanacağına olan inancımızı sürdürmemiz gerekiyor.
Nisan ayında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,59 artarak, 13 milyar 879 milyon dolar olurken, son 12 aylık dönemde bir önceki yıla göre yüzde 10,2 oranında artış ile 161 milyar 395 milyon dolar seviyesine ulaştı. 2018 yılı Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 8,9 artarak 55 milyar 64 milyon dolar oldu. İthalatımız ise yüzde 15,42 artış göstererek 20 milyar 531 milyon dolar seviyesine yükselirken, dış ticaret hacmimiz ise geçen yılın aynı ayına göre % 12,56 artış ile 34 milyar 410 milyon dolara ulaşırken, ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı ise yüzde 67,6 seviyesinde tamamlandı.
İhracatımızın artmasında ve katma değerini yükseltmede finansal gücün ve uygun maliyetli ve rekabetçi kredilerin etkisinin bir hayli önemli olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. İşte tam bu noktada Türk Eximbank’a özel bir görev düşmekte. Genel Müdür Adnan Yıldırım yaptığı açıklamalarda her 100 dolarlık ihracatın 25 dolarını finanse ettiklerini belirtirken, aslında ihracatçılara büyük ölçüde destek verdiklerine işaret ediyor. Burada önemli olan, bu kredi ve desteklerin yeterince adil dağılıp dağılmadığı, KOBİ düzeyindeki firmalara da ulaşıp ulaşmadığı ve istenilen düzeyde firmanın uygun maliyetli olduğu düşünülen bu kredilerden istifade edip edemediği. Yıldırım, hedeflerinin 100 bin firmaya ulaşmak olduğunu belirtirken, 2017 yılında ihracatçılara sağlanılan faydanın da yüzde 19 artış sağladığına işaret ediyor. Yaklaşık 39 milyar dolar seviyesinde olacağı öngörülen desteğin 24 milyar dolarlık kısmı nakdi olurken, 15 milyar dolarlık kısmı ise sigorta güvencesinden gelmekte. İhracatçılarımızın farkında olması gereken bir destek türü olan alacağın sigortası programının büyümesi ve geliştirilmesi de aslında son derece olumlu. Özellikle riskli pazarlarda, veya ülke riski olmasa da ödeme şeklinin risk oluşturduğu durumlarda Eximbank’in kredi sigorta programı imdada yetişebiliyor. Elbette firmalar, sadece riskli müşterilerini sigortalamak istiyor olsalar da, bu bir paket ve ihracatçıyı koruma amaçlı olduğundan tüm alıcıların kapsama dahil edilmesi gerekiyor. Ancak ihracatçılar için yararı tartışılmaz.
Dünyada dış ticareti önemseyen ve ihracatını geliştirmek isteyen tüm ülkeler kamu bankası olan Eximbank’ı önemli bir silah olarak kullanırlar. Kısa ve uzun vadeli kredilerin dışında, garanti veya teminat mektupları, alacak riskinin sigortalanması gibi destekler; gerek ürün, gerekse hizmet ihracatçıları için önemli ve değerli. Geçtiğimiz hafta Eximbank Genel Müdürü ile birlikte katıldığımız bir televizyon programı öncesinde gerçekleştirdiğimiz sohbette, kendisinin özellikle hizmet ihracatçılarına yönelik olarak daha fazla desteklerin başlayacağına dair verdiği işaretleri de son derece olumlu değerlendiriyorum.
Eximbank gazı iyi gazdır, hız verir, ateşler, umuyorum ve diliyorum ki bu gaz, artan ihracat grafiğimizde önemli bir katkı sağlamaya devam eder ve ülke ihracatımızı çok daha yukarılara tırmandırır.